Hindistan’ın Uttarakhand eyaletinin Silkyara bölgesindeki bir tünel inşaatının çökmesiyle yeraltında 17 gün mahsur kaldıktan sonra kurtarılan 41 işçi, bu sürede umutlarını nasıl korumaya çalıştıklarını anlattı. İşçiler, ilk birkaç gün umutsuzluğa kapıldıklarını, hayatta olduklarının anlaşıldığını öğrendikten sonra ise sıkıştıkları bölümde yoga ve yürüyüş yaparak kendilerini sağlıklı ve zinde tutmaya çalıştıklarını söyledi.
Tünelin 12 Kasım’da çökmesi sonrası mahsur kalan işçilere borular üzerinden oksijen, su, gıda ve ilaç temin edilmiş; aileleriyle konuşmaları sağlanmıştı. İşçilerin sıkıştığı bölgede ışık da bulunuyordu. Ancak Hindistan hükümetinin kurtarma çalışmaları sürekli sekteye uğrarken ve en sonunda esasında yasaklı olan manuel “sıçan deliği madenciliği” yöntemine başvurulmasına gerek duyulurken, işçiler endişeli bekleyiş sırasında tünelin hasar almayan 2 kilometrelik bölümünde yürüyüş ve yoga yaptı.
39 yaşındaki Birendra Kishku, kurtarılması sonrası hastanede Reuters’a yaptığı açıklamada, “İlk birkaç gün herkes umutsuz ve üzgündü. Dışarıda herhangi birinin mahsur kaldığımızın farkında olup olmadığını bilmiyorduk. Fakat bize boru aracılığıyla ulaştıklarında, hükümetin bizi çıkarmak için çalıştığını öğrendik” dedi.
‘KARDEŞ GİBİ YAŞADIK’
Subodh Kumar Verma da, büyük bir kurtarma operasyonunun yürütüldüğünü öğrenmesinin kendisine metanet ve umut verdiğini söyledi. Saba Ahmed ise “Kardeş gibi yaşadık” derken, sağlıklı kalmak için yoga yaptıklarını ve sabah yürüyüşlerine çıktıklarını anlattı.
‘SOHBET EDİP BİRBİRİMİZİ TANIDIK’
İşçilerden Chamra Oraon, Indian Express gazetesi ile söyleşisinde zaman zaman huzursuz hissettiğini söylese de “Fakat umudumu hiç kaybetmedim” dedi. Oraon, kendilerine boru ile cep telefonu şarj aletinin ulaştırılması sonrasında oyun oynayarak vakit geçirdiğini söyledi; “Kimseyi arayamıyorduk, dolayısıyla sohbet ettik ve birbirimizi tanıdık” diye ekledi.
UZUN SÜRE GÖZLEM ALTINDA TUTULMALARI GEREKİYOR
Büyük çoğunluğu Hindistan’ın en yoksul eyaletlerinden gelip çok düşük maaşlara çalışan işçiler, şu an özel bir hastanede tedavi görüyor. Doktorlar hepsinin durumunun iyi olduğunu ancak travma sonrası stres bozukluğu dahil, olası sağlık sorunları nedeniyle uzun zaman gözlem altında tutulmaları gerektiğini söyledi.
NASIL KURTARILDILAR?
İşçiler ilk kez bir hafta önce kurtarma ekiplerinin hava, yiyecek, su, oksijen, ilaç ve elektrik iletmek için kullandığı ince bir boruyla indirilen endoskopik kameranın merceğine bakınca canlı olarak görüntülenmişti. Kapana kısılmış olmalarına rağmen tünelde mahsur kaldıkları yerde 8.5 metre yüksekliğinde ve yaklaşık 2 kilometre uzunluğunda alanları vardı.
Auger makineleri enkazın yaklaşık dörtte üçünü yatay olarak delmeyi başardı. Ama işçilere ulaşmak ve onları kurtarmak için sondaj makineleriyle tünel kazma çabaları, düşen molozlar ve makinelerin tekrar tekrar arızalanması nedeniyle karmaşıklaştı. Hükümet, geçen çarşamba yaptığı açıklamada, çabaların “zorlu Himalaya arazisi” yüzünden akamete uğradığını söyledi. Geçen hafta mühendisler metal bir boruyu 60 metrelik kaya ve betonun içinden yatay olarak geçirmeye çalışırken, ABD’den getirilen auger tipi devasa makine toprağa gömülü metal kirişlere ve inşaat araçlarına çarpıp kırıldı.
Ayrı bir çalışma kapsamında, dikey sondajla işçilere ulaşmak için geçilmesi gereken 89 metrenin dörtte birinden fazlası aşıldı; bu, zaten çökmüş olan bir bölgede riskli bir rotaydı. Dün enkazın içinden geçen dar bir tahliye borusunun içinden kayaları, çakılları ve metal engelleri elle delmeleri için ‘sıçan deliği madencileri’ getirildi.
KAHRAMAN MADENCİLER
‘Sıçan deliği madenciliği’, Hindistan’da çoğunlukla dar geçitlerden ince kömür damarlarını çıkarmak için kullanılan ilkel, tehlikeli ve tartışmalı bir yöntem. Adını, farelerin yere çukur oymasına benzemesinden alıyor. Çukurlar, işçilerin, çoğunlukla da çocukların -genellikle güvenlik önlemleri alınmaksızın ve uygun havalandırma olmaksızın- kömür çıkarmak için halat veya merdiven kullanarak aşağıya inmelerine yetecek büyüklükte oluyor.
Bu uygulama, Hindistan’ın kömür madenlerini kamulaştırdığı ve devletin kömür işletme tekeline devrettiği 1970’lerde yasadışı hale geldi. 2014 yılında bir çevre mahkemesi de çevreye zarar vermesi ve binlerce ölüme yol açması nedeniyle bu yöntemi yasaklamıştı. Yine de pek çok küçük maden sahibi, yasadışı olarak kömür çıkarmak için kısa boylu insanları veya çocukları bu yöntemle çalıştırmaya devam etti.
Yorumlar kapalı.