Öncelikle yaptığımız iş ne olursa olsun, ister doktor olalım ister hizmetli, insani olarak aldığımız eğitimin yaptığımız işi onurlu kıldığını belirtmek isterim.
‘mevki, mertebe değildir kişiyi özel kılan, sergilediği tavırdır değerini tek kuruş veya paha biçilemez yapan’ diyerek bu hafta aldığımız eğitim ve vardığımız yeri, harcadığımız emek ve yaşadığımız hayata değinmek İstedim.
Mezunlar ikiye ayrılır arkadaşlar: atananlar ve atanamayanlar.
Belki birileri ne atıyorsun diyecek ama maalesef, Kpss’den en yüksek puanları alan arkadaşlarımız bile mülakatlardan sadece aileye selam getirip geliyor.
Ya hani kendimiz için değil de işe alınsalar, ailelerimizin de selamı var deyip biz de selam göndereceğiz.
Siz de bilirsiniz ki selamı aldığımızı bildirip çok çok selam ile iade etmedik mi uykularımız kaçıyor.
İşsiz olana mı yanalım, mezun olup kendi işini yapamayana mı yoksa 3-5 kuruşla çalışıp geçinmeye çalışana mı bilememekle birlikte ülkenin kalkınmasını her gün biraz daha düşerek bekliyoruz.
Eğitime verilen değeri anlamak için neler ile toplayıp nelerden çıkarır isek kesin sonuca ulaşırız diye şöyle bir örnekleyelim.
Kişiye yaşayışı ve yaşadığı ortamı ekleyip, imkanları da ailenin geliri ve geri ödemeli burslarla toplayıp ve içinden ömrümüzden uzun bir zaman çıkarıp, verilen emek ve gayreti de büyüklerimizin yaşı toplamıyla çarpınca eğitimin önemini ortaya çıkarabiliriz.
Bir de öğretmene verilen değeri hesaplayabilirsek büyük bir başarı elde ederiz ama inanın daha bu hesabı ne yapabildim ne de yapana denk geldim. Maaşları yıllık enflasyona göre belirleniyor evet ama enflasyon %100 etkilerken oranın %17 belirlenmesi kafaları allak bullak ediyor.
Tabii %17 kalırsa bile iyi çünkü %6 ila 4’e kadar düşebiliyor iken aynı şekilde sözlü olarak baş taçlarımız deyip en vasıfsız çalışan kadar bile kıymetli olmadıklarını toplayınca eksilerin toplamını bulmak oldukça zorlaşıyor.
Daha önce Doğu ve Güneydoğu’da okuyabilecek çocuk çok iken gidebilecek okul ve okuyabilecek imkanlar olmadığından bu konuda geriden başladığımız doğru, yalnız şu an imkanlar dahilinde kız erkek ayrımı yapmadan, kendi okumuş olsun veya olmasın her anne ve baba çocuğunun eğitimine olabildiği kadar destek vermeye çalışıyor ve gençlerimiz çoğunluğu kendi alanlarına yönelip eğitimlerini tamamlayabiliyor.
Gel gelelim eğitimini tamamlayan gençlerimizin vardığı yerlere.
İhtiyaç olduğu halde sayısız sağlıkçı arkadaşımız özel sektörlerde asgari ücretle çalışıyor iken bir kısmı özel sektöre bile alınamıyor.
Öğretmenlerimiz aynı şekilde sayısız atama bekleyen branş hocalarımız özel dershanelerde yine asgari ücretle çalıştırılırken, sınıf öğretmenlerimiz evde çocuk var ise onlarla zaman geçirmek zorunda kalıyor.
Mühendislerimiz derseniz onlara her yerde rastlamak mümkün dürümcümüz bile aslında inşaat mühendisi, ekmeği toprak, tavuğu beton niyetine birbirine sarıyor.
Pazarcılarımızın bile çoğu üniversite mezunu.
Evet yaptığımız her işle gurur duyuyoruz ama emekler hedefler ve hayaller ne olacak diyerek kaybettikleri zamanı hazmetmeye çalışıyorlar.
Yani artık çalışmak da kısmet gibi bir şey öğrenci ata binip üniversiteye gitmiş mezun olup ya nasip demiş…
Yorumlar kapalı.