2020 yılına hepimiz büyük hayallerle girmiş, her yıldan farklı olacağını hissetmiştik yalnız büyük bir heyecanla karşıladığımız koskoca 2020’li yılları şaşkınlıkla izlemeye devam ediyoruz.
Beklenen ve söylenenlere göre teknoloji gelişecek, tedavisi olmayan hastalık kalmayacaktı. Trafik sorunları kalkacak hatta uçan arabalar icat edilip, kaza yaparak ölen olmayacaktı. Eğitimde büyük adımlar atılacak, ilkokulda bile İngilizce bilmeyen kalmayacaktı. Derken Türkçeyi, Kürtçeyi geçin resmen dilimizi yuttuk.
Hayallerimizde, ağaçsız yer kalmayacak derdik, ormanlar yandı.
Evsiz insan kalmayacak derdik , evi olanın bile yıkıldı. İşsiz insan kalmayacak derdik, işi olan kalmadı.
Ha tabi bir de özgürlük ve adalet olacak derdik ama şu an iki kişi konuşunca bile sağımıza solumuza bakınıp, gören duyan oldu mu diye kontrol ediyoruz.
Hani yanlış bir şey söyleyeceğimizden değil ama bilirsiniz küçük çocuklar gezmede açız deyince ayıp oldu diye kızarlar ya, bizim de yokluk söylemlerimiz büyüklerimizi kızdırmasın diye.
Evet yazımıza başlarken saydıklarımız belki de büyük hayallerdi ve hayallerimiz büyüdükçe maalesef umutlarımız küçüldü ama keşke, kim bilir belki de olabilirdi.
Gel gelelim her yıl olduğu gibi kurduğumuz olası hayallere, yılbaşı maaşlara yansıyacak 300-400 TL’lik zamlarla yaptığımız hesaplar ve kurduğumuz hayallere ne demeli?
Daha iyi bir ev mi tutsak? Kredi çekip araç mı alsak? Veya altın alıp, çocuklarımıza yatırım mı yapsak? derken sadece elektriğe gelen zam farkını bile kapatamaz iken, ev kiralarına yansıyan fark, maaşımızın tamamı oldu.
Ve maalesef çoğunluk daha düşük bir ev tutup, neredeyse nişan yüzüklerine kadar satıp, mutfak giderlerinden kısıp, sürünmeyi geçin, borçları öteleyip arkadan iteklenerek yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor.
Önceleri hayaller deyince, aklımıza iyi bir eş, güzel bir iş ve hayırlı evlatlara sahip olmak gelirdi.
Şimdi ise eşi bulduysan, iş var mı? İş var ise, maaş kirayı karşılar mı? Çocuk yaptın diyelim, okutacak imkan kalır mı?
Derken farkında olmadan hayal kurmayı unutup, hesap yapmaya başlamışız.
Oysa ki! Hayat hayaller ile yaşayıp, hayaller ile umutlanıp ve hayallerinin peşinde koşarak BELKİ BİR GÜN arzu ve isteklerine ulaşması değil miydi?
ŞİMDİ EN BÜYÜK HAYALİMİZ BELKİ BİR GÜN YENİDEN HAYAL KURABİLMEK OLDU…
Yorumlar kapalı.