“Ömür kotanız sınırsız değil, zamanınızın değerini bilin.” der bir düşünür.
Mevlana ise “Dün zekiydim, dünyayı değiştirmek istedim. Ama bugün akıllıyım, kendimi değiştiriyorum.” der
Herkes değişime kendisinden başlamalı…
Basit yaşa ve hayatını kolaylaştır. Japonlar evini çok mobilya ile dolduran insanlar için üzülür ve şöyle derlermiş; ‘yazık evini yaşanmaz bir hale getirmiş’. Mutlu olmak için dünyanın en zengin adamı olmayı bekleme. Dünyanın en mutlu adamı olmak için önünde hiç bir engel yok unutma…
Anı yaşa ve andan zevk al. Onun tadını çıkar. Bir elma yerken sadece o elmanın tadına konsantre ol, muhteşem hissedeceksin…
“Olmayanları kovalama, elindekileri görmeme” hastalığı, sadece ülkemizde değil, tüm dünyada gittikçe yayılıyor. Tedavisi imkansız bir hastalık gibi toplumsal huzuru kemiriyor ve toplumsal barışı bitiriyor.
En lüks ev, daha çok ev eşyası, daha çok para, en hızlı araba, daha konforlu yaşam…
Bunlar için de sürekli kazanmak ve gece gündüz koşuşturmaca…
Bunları elde etme savaşında ; sağlığımızı, ailemizi, dostlarımızı dahası iç huzuru kaybediyoruz…
Çok kazanmak çok harcamak için her yolu mubah görerek binlerce insanın ahını alıyoruz…
Ve bu hikaye sürer gider.
Bir gün uyanınca da “Ah değer miydi onca hırs onca çaba ve geride bırakılan enkazda yüzlerce kırık kalp…”
Pişmanlık öyle bir vurur ki, acısı bir ömür sürer.
Ne giden zaman geri gelir, ne kırılan kalpler onarılır ne de madde için kaybettiğimiz ailemiz dostlarımız geri gelir…
Ah Farkındalık…
Peki Farkındalık neydi?
“FARKINDALIK; gördüğümüz, duyduğumuz, hissettiğimiz her şeyi içselleştirip sindirmek, algılamak ve bilincinde olma duygusudur.
Geçmişten ders çıkarıp, gelecek kaygılarından arınıp, şimdiki ana odaklanma.”
Annene, babana onca emekleri için küçük de olsa bazen birer hediye al, gözlerindeki mutluluk ışığını gör…
Mutlu olmak sevgiyle ilgilidir. Maneviyatla ilgilidir, bunu unutma “olsunlarla değil elindekilerle mutlu ol.”
“İnsan iyi şeyler düşündükçe, hem kendi dünyasını hem de dünyayı daha iyi bir hale getirir” der Konfüçyüs.
Sağlıklı uyandığın her sabah şükret, elhamdülillah de, yaşama sevincini hisset hissettir…
Unutma, mutluluk bulaşıcıdır
Unutma sadece sevgi ve şükür iyileştiricidir…
Mutluluk üzerine söylenecek çok şey var. Binlerce film, şiir, roman, öykü okuduk izledik mutluluğa dair. Ama hala mutluluk arayışı kitlesel olarak sürüyor.
Toplumun büyük bölümünde manevi boşluk sonrası intiharlar sürüyor…
Mutluluk göreceli bir kavramdır aslında. Küçük şeylerle mutlu olanlar, özel uçağı olmadığı için mutsuz olanlarla dolu bir evrende yaşıyoruz…
272 yıl önce Benjamin Franklin, mutluluğu şöyle anlatır “Mutlu olmanın iki yolu vardır ; ya arzularınızı azaltın, ya da imkanlarınızı çoğaltın”
294 yıl önce Montesgieu, mutluluk yolculuğunu şöyle tarif eder. “Mutluluk, varacağınız bir istasyon değil, bir yolculuk biçimidir.”
Yıl 2022 ve mutluluk arayışı hep sürecek…
Nice mutlu sağlıklı başarılı yıllara…
Yorumlar kapalı.