Cezaevinde tutuklu bulunduğu 25 yıllık süreçte 2 kez kalp krizi geçiren Sıddık Kıvanç’ın ablası Sultan Azboy, kardeşinin olası bir krizde yaşamının tehlikeye gireceğini belirterek, serbest bırakılmasını istedi.
Cezaevlerindeki koşullar ve hak ihlalleri nedeniyle sağlık durumları kötüye giden tutukluların tahliyeleri tüm girişimlere rağmen gerçekleşmiyor. Adli Tıp Kurulu tarafından verilen “cezaevinde kalabilir” raporları gerekçesiyle yaşanan engeller nedeniyle son 5 yıl içerisinde 89 hasta tutuklu cezaevinde yaşamını yitirdi. Hakkında verilen müebbet hapis nedeniyle 6 Temmuz 1997’den bu yana tutuklu olan 46 yaşındaki Sıddık Kıvanç da cezaevinde sağlık sorunu olan tutuklardan biri.
AİLE ENDİŞELİ
Tutuklu bulunduğu süre zarfında Batman, Mardin, Samsun, Tekirdağ, Manisa ve Siirt’te bulunan cezaevlerine sevk edilen Kıvanç, son 3 yıldır Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuluyor. Kıvanç, tutuklu bulunduğu süreç içerisinde yoğun hak ihlallerine maruz kaldı ve 2 kez kalp krizi geçirdi. Kıvanç, geçirdiği krizler nedeniyle 2 kez anjiyo oldu. Ailesi, olası bir kriz nedeniyle Kıvanç’ın yaşamından endişe duyuyor.
CEZAEVİNDE HASTALANDI
Kıvanç’ın ablası Sultan Azboy, kardeşinin cezaevinde sık sık hak ihlallerine maruz kaldığını aktardı. Azboy, kardeşinin kalp hastalığının cezaevinde ortaya çıktığını söyledi. Cezaevinin “tedavi yeri değil hasta etme yeri” olduğunu kaydeden Azboy, kardeşinin özgürlüğünü istedi. Koronavirüs (Kovid-19) salgının başlaması sonrası cezaevlerinde yaşanan sorunların daha da büyüdüğüne dikkati çeken Azboy, “Uzun bir süredir görüş yasağı vardı. Bu yasağı kaldırdılar. Ancak süre olarak 20 dakika koydular. Kardeşim ve arkadaşları bu süreyi kabul etmediler. Süre konusunda şikayetleri var. Zaten sosyal etkinlik, spor ve buna benzer etkinlikler ellerinden alınmış. Kitap ve gazete sıkıntısı yaşıyorlar. Birçok cezaevinde olduğu gibi burada da yemekler kötü. Su sorunu da yaşıyorlar” diye konuştu.
Cezaevindeki ihlallere karşı oluşan sessizliğe tepki gösteren abla Azboy, şunları söyledi: “Cezaevlerinde bu kadar baskı, işkence ve katliamlar yaşanırken toplum bunu sessiz bir şekilde izliyor. Sessizlik olmasaydı bu ölüm ve zulümler olmazdı. Cezaevlerinde binlerce tutuklu zor şartlar altında direniyorlar. Ancak dışarıda kalanlar ise buna sessiz. Diyarbakır ve Van’da ailelerin tuttuğu nöbet eylemleri dışında gelişen bir tepki görünmüyor şuan. Gündemimiz cezaevleri olmalı.” (Fethi Balaman)
Yorumlar kapalı.