Son dönemlerde şehirleri güzel gösterme yarışının bir gereği olarak bol bol kemer, statü, maket, sembol vs. gibi şeyler furya halinde bütün yaygınlık kazandı.
Önceleri böyle şeyler pek yoktu, sonradan çıktı.
Elbette kemerler vs. şehirleri güzelleştiriyor.
Buna eyvallah da kamu kaynaklarının verimli kullanılması adına ve şehirlerin estetik görüntüsünü de geliştirecek başka alternatifler de bulunamaz mı?
Birinin tonlarca para harcayarak yaptığını öteki sonra bozmaz mı?
O da ayrı terane…
**
Şehrin trafiği akaryakıta gelen zamlarla hafiflemiş durumda. Eskiden kentin ana caddelerinde trafik yoğunluğundan iğne atılsa yere düşmezdi.
Şimdilerde okul ve iş çıkışlarının çakıştığı sabah ve akşam saatlerinde de o alayıvala yok.
Küresel ve ulusal krize yönelik birkaç söz söyleyerek “yerine otur” diyebiliriz.
Amma velakin birkaç lafın belini kırarak işler düzelmiyor.
Şimdilerde radyolardan harp haberleri yankılanıyor. Kuraklık, ekonomik kriz, salgın, kimyasal savaş tehdidi gibi hususlar, eninde sonunda insanoğlunu bu gezegenden silecek:
“Bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.
Bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.”
Umarım ki bu dizelerdeki gibi olmaz; düzelir her şey daha çok bozulmadan.
**
Malum pandemi almış başını gidiyor.
Batman’da vakalar, genelde yaz aylarında pik noktasındayken bu sene öyle olmadı; kış ayının ortasına tepedeki rakamları yakaladı.
Bugün Batman’da sosyal mesafe kuralları ve maske de geride bırakıldı. Sanki pandemi bitmiş gibi bir rehavet var herkeste.
Ama ölen yine de ölüyor.
Ölümlerin önüne geçmek için maske ve mesafeye özen göstermek lazım.
Aşı oranı düşmüş vaziyette.
Geçenlerde Araştırma Hastanesi’nin Covid-19 Aşı servisinde 20.00’dan sonra yarım saat beklememize rağmen görevlinin söylediğine göre 5 taneden oluşan aşı seti açılmadı. Başka birileri olsun da öyle açıp aşınızı yaparız, dedi çalışanlar. Bekledik, ama gelen olmadı.
Çaresizce ayrıldık hastaneden, aşımızı yapamadan.
Eskiden olsa sağlık çalışanları, Pazar esnafı gibi sokaklarda “Aşııııııııııııı, aşııııııııııııı, aşşşşşşıııı!” diye bağırıp aşı olmaya davet ederlerdi vatandaşı.
Şimdilerde o da yok…
**
Memleketin en büyük sorunu kriz anlarında, herkesin her şeyi kendine yontması ve kendine göre yorumlamasıdır.
Neredeyse memleketi en çok hangimiz batırabiliriz, yarışı başlar bu ülkede:
“Yurttaşlar uygun adım çalışmalarıyla,
söktüler kariha yarımküresini yerinden
bir pusula koydular açtıkları boşluğa
titreyen, korkak ibresiyle bu pusula
kuzeyi gösteriyor serbest
düşünme zamanlarında…”
Bizde de nedense ibreler hep tersi yönde…
Pusulalar bozuk, saatler günde iki defa doğruyu bile göstermez oldu:
“Vardım ki yurdundan ayak göçürmüş
Yavru gitmiş ıssız kalmış otağı
Camlar şikest olmuş meyler dökülmüş.
Sakiler meclisten çekmiş ayağı”
Yorumlar kapalı.