Ekoloji mücadelesinde bölgesel ayrım

featured

Ülkemizde yaşam alanları uzun zamandır kapitalist yağma ve talan ile karşı karşıya. Bu saldırı dalgası madencilikten enerjiye, suların özelleştirilmesinden tarım ve gıdaya kadar birçok alanda yoğun bir hızla sürmektedir.

Yaşam alanlarımıza yapılan saldırılara karşı mücadelelerde yaşanıyor. İnsanlar yaşam alanlarını koruyabilmek için zor şartlarda, baskı ve her türlü tehditlere rağmen mücadele etmeye çalışıyorlar.

Ancak ülkemizdeki ekoloji mücadelesi yerine göre değişiyor, batıda yargıdan sivil toplum kuruluşlarına, siyasetten sanata her alandan desteklenirken, doğudaki çevre ve doğa talanına karşı ekolojik mücadele yalnız bırakılıyor hata var olan ekolojik mücadeleyi bile görmüyorlar ve her türden baskı ve tehditlere maruz kalıyor.

Ekoloji mücadelesinde bölgesel ayrımÜlkemizdeki ekoloji mücadelesi bölgesel farklılık gösteriyor.

Ülkenin batısında bir ağaç kesildiğinde ülke gündemine otururken ve her kesimden, yazarından çizerine, işçisinden memuruna, sanatçısından siyasetçisine herkesimin desteğini alırken, doğudaki, Kürt illerindeki çevre ve doğa katliamlarına maalesef sesiz kalınmakta.

Ekoloji mücadelesi dönemsel olarak inişli çıkışlı olmaktadır. Siyasi iktidarın doğa talanına yönelik mücadele üzerindeki baskılarından dolayı. Bu ülkenin doğusu olduğunda ise iktidarın baskısı daha da artarak devamlılık kazanmaktadır.

Son yıllarda ülke gündeminin baş döndürücü hızı içerisinde çevre ve doğa talanı giderek daha da hızlı bir ivme kazanmıştır.

Siyasi iktidarın politik tercihleri ile şekillenen ekonomik, sosyal gelişmelerin sebebi ile doğa talanı ortaya çıkmaktadır.
Ekolojik tahribat her geçen gün daha çok görünür durumda. Hükümetin uyguladığı ekonomik politikalar, yaşam alanlarının, hava, su ve toprağı bir avuç sermaye sahibi şirketlerin elleriyle kirletilmesi, insanları yerinden yurdundan ederek mülksüzleştirmeleri, tarımsal alanların tarım dışı kullanımı ve bu şekilde kırdan kente göçe zorlanmaları, çarpık kentleşmeye ve işsizliğe de ciddi anlamda sebep olmakta, kent ve çevre sorunlarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Ülke kaynaklarının sermayeye peşkeş çekilmesi; yerellerdeki ekoloji mücadelelerini de gelişmesini de zorunlu kılmaktadır. Ülkenin doğusunda ise maalesef mecburi bir şekilde hayat memat mücadelesi haline getirmiştir.

Ekoloji mücadelesinde bölgesel ayrım

Ekolojik mücadelelerle batıdaki çevre ve doğa talanları batıda bazen hukuk mücadelesine takılırken, doğudaki doğa ve çevre talanına karşı verilen ekolojik mücadeleler için maalesef aynı şeyi söyleyemiyoruz. Ülkenin doğusunda çünkü bahane hazır, güvenlik gerekçesiyle her türlü hukuki yolar maalesef önceden çevre ve doğa aktivistlerinin yüzüne kapanmaktadır.

İktidarın çevre ve doğa üzerindeki talanına karşı mücadelelerinin en önemli ayaklarından birisi olan hukuksal süreçler işlemez oldu. Anayasa, Çevre Yasası ve diğer yasalar belirli ölçüde batıda işe yarasada maalesef ülkenin doğusundaki hukuksal mücadele için bunu söyleyemiyoruz.

Yurttaşlara çevreyi, yaşam alanlarını, kültürel değerleri koruma görevi verirken, doğudaki yurttaş, çevre ve yaşam alanlarının hakları için bunu söyleyemiyoruz.

Batıda kamu yararı, ekonomi gibi gerekçeler gösterilirken, doğuda ise güvenlik gerekçesi öne sürülerek, hukuki başta olmak üzere her türlü mücadele yolarının önü kapatılarak acele kamulaştırmalarla her türlü çevre ve doğa tahribatı yapılmaktadır.

Yorumlar kapalı.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Batman Burada ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!