Eskimeyen aşklar 3: Zembilfıroş

featured

Eskimeyen aşklar denince, aklıma ilk gelen; Mem û Zin, Siyabend u Xecê ve Zembilfroş hikayeleri demiştim..!

Geçtiğimiz haftalarda, Mem û Zîn ve Siyabend u Xecê’nin aşk hikayelerini işlediğime göre tahmin edeceğiniz gibi sıra, ”Zembilfiroş ve Xatun’un” aşk hikayesine gelmiştir. Zembilfiroş’un efsanesini yazmazsam eğer, sanki bir yerlerde bir şeyler eksik kalacakmış gibi hisseddiyordum.
O yüzden, eksik olan puzzlee parçasının yerine yerleşmesi için, hikayemize başlayalım..

Kürt edebiyatının şaheserlerinden biri olan Zembîlfiroş destanı, 16.yüzyılda yazılı/klasik Kürt edebiyatının önemli isimlerinden Feqiyê Teyran sözlü, 18. yüzyılda ise Muradxanê Bazîdî tarafından ise yazılı olarak Kürt edebiyatına aktarılmıştır. Dolayısıyla bu destan hem sözlü hem de yazılı Kürt edebiyatında yer edinmiştir.
Olayın yaşandığı söylenen sadece Farqin’de değil Kürt kültürünün olduğu tüm bölgelerde dilden dile aktarılarak günümüze kadar gelmiştir…
Zembîlfiroş efsanesi, en az Yusuf ile Züleyha, Mem û Zîn ve Siyabend u Xecê kadar bölgede bilinen ve halk şarkılarına konu olan hazin bir aşk hikayesidir. Ama bu aşk, birbirini deli gibi seven “Siyabend u Xecê’nin hikayesi değil. Bu aşk, birbirinin aşkından ölen ”Mem û Zin” efsanesi de değil. Bu sevda, Zembilfroş’a karşılıksız aşk besleyen Xatun’un ve bu aşktan kurtulmak için ölümü seçen Zembilfiroş’un efsanesi..
Hikayemiz, Hakarili mirin oğlu Zembilfiroş ile Merwani devletinin, vezirinin eşi Xatun’un arasında geçen hazin aşk öyküsünü konu alıyor…
Hikayemizin 1. Bölümü: Zembilfroş’un Rabbine olan aşkı
Efsaneye göre ilk ismi Mıhyedin olan Zembilfroş Hakkari mirinin zevk ve sefa içinde büyütülmüş, asil ve çok yakışıklı oğludur. Ava çıkmayı, avlanmayı çok severmiş. Çok asil heybetli bir at sürdüğü de söylenmektedir. Bir gün bu av gezilerinin birinde bir ilk olur ve atının ayağı bir yere takılır. Zembilfiroş, hemen yaverlerini çağırarak atın ayağı takıldığı yeri kazmalarını ister. Orada üzerinde çok eski tarih yazan bir mezar çıkar karşılarına. Mezardaki şahsın kefeni tertemiz halde görür, hemen kefeni açar, yatan zatın yüzünü tertemiz ve sağlam olduğunu hatta alnında terinin durduğunu görüyor ve büyük bir şok yaşıyor. Zembilfroş, bu ibretlik görüntü içine dert olur ve psikolojik olarak çöküp hasta oluyor…

Anne ve babası bütün hekimleri, hacı-hocaları başına topluyor. Fakat hiç biri derdine çare bulamıyor. Bir gün iki derviş onlara misafir olur ve derdine de derman bulur. Zembilfroş, başında geçenleri dervişlere anlatır. Dervişler, bu kişinin ölmeden önce, çok düzgün ve mütevazi bir hayat sürdüğünü, hiç haram lokma yemediği için öldükten sonra iskelete dönüşmediğini söyler. Bunu duyan Zembilfroş o andan itibaren ölümün gerçekliği ile yüz yüze gelir. Ölümün zengin, yoksul, genç yaşlı dinlemediğini, dünya malının dünyada kaldığını, kendisininde bir gün öleceğini, bir iskelete dönüşmek istemediği için, oturup oracıkta Allah’a sığınarak dünya saltanatlarından vazgeçeceğine ve sadece Allah yolunda yürüyeceğine diz çökerek huşu içinde yemin eder. Yaşadığı sarayı, ihtişamı hiç arkasına bakmadan geride bırakır.

Eskimeyen aşklar 3: Zembilfıroş

Eşini, çocuklarını ve sırtına çadırını alır ve yollara düşer. Sırasıyla ilk önce Van’a gider. Orada bir müddet zembîl yani eskiden elle yapılan dallardan örülen sepetlerden yapıp satmaya başlar ve o şekilde evini geçindirir. Zembil sattığı için de ismi ‘Zembilfroş’ olarak kalmıştır. Daha Sonra Van’dan yolu Tatvan’a düşüyor, orada Van Gölü’nün çevresinde bir müddet zembillerini satar. Orada bir gece bir rüya görür, rüyasında iki büyük zata gitmesi gerektiği söyleniyor. Onlarda Bitlis’te yer alıyormuş. Oradan Bitlis Ziyaret’e gidip, Hz. Veysel Karani ve Şeyh Osman türbelerini tavaf ettikten sonra Kozluk’a gidiyor. Oradan da aşırı sıcak ve sineklerin çok yoğun olduğu bir köye göç ediyor. Orada da sıcaktan dayanamayınca, çadırını sırtlayıp, eşiyle çocuklarıyla birlikte tekrar yollara düşüyor.
İşte böyle dolaşırken kader onu asıl efsanenin başladığı son durağı Farqin’e yani şimdiki adıyla Silvan’a getirir…
Bir yanda ilahi aşka bir değil bin gönülünü veren Zembilfroş diğer yanda Zembilfroş’un nurluğuna gönül vermiş Xatun’ê…
Günaha girmemek için ölümü dileyen bi adam.
Öbür yandan kan ağlıyarak ölümü seçen bir kadın.
Hikayemizin 2. bölümünde geçen reddi aşkın, ihtirasın, kaçışın, ölümün, imkamsızın, inancı içerisinde bulunduran, inanç ve tutkulu aşk arasında efsaneleşen Zembilfroş ile Xatûn’ın aşk hikayesini toparlayıp gazetemizin bir sonraki sayısında siz değerli okurlara ulaştıracağım…

Yorumlar kapalı.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Batman Burada ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!