Neden o eski günler…
Olur ya o eski günler hep güzeldir, hep özeldir. Eski günlerimizden bu denli memnun isek neden hayatımızdan çoğu zaman şikayetçiyiz.
İster bir bayram olsun ister özel bir gün olsun fark etmeksizin gözümüzde canlandığı vakitler olur. Gözümüzü doldurması ya da yüzümüzü güldürmesi fark etmeksizin; o yaşanan günlerden bahsederken ne güzel günlerdi deriz. Peki ya neden?
Uzun süren hatıralarımız olur, bazen saatler bazen günler… Eğer bunlar kötü anılarımız ise bitmek bilmeyen süreçler olur. Ama nedense onca tecrübelerimiz kafamızda birkaç saniyeden öteye geçmesi yeteri kadar ilginç değil mi. Mevcut durumdaki, olaydaki ve zamandaki duygularımız o anımızı daha kalıcı yaptığı aşikar. Sonuçta hayatımızın her anını kafamıza sığdırmış olsaydık kafamızın içinde kaosu yaşardık. Acılarımızı unutamaz, hayatımızı yaşayamazdık. Günümüz problemlerinde stresinde hayatımızı ne denli yıprattığından bahsetmeye gerek yok sanırım. Yaşayacağımız kaosta duygu karmaşasına girmekte hoş olmazdı. Aynı şekilde ciddi bir ortamda gülmek yada eğlenmemiz gereken bir yerde hayattan bıkmışçasına bir hissiyatta kapılmak kendimize vereceğimiz en büyük zarardı.
İlahi tarafından bize verilen bu hediye elbette paha biçilmez. Hayatımızı dengede tutmak için kritik bir hassasiyet gibi. Daha güzel bir ifadeyle ince işleme misali. Peki ya bunca şeyi bizler duygularımıza borçluyuz desem nasıl olurdu. Beynimizin paha biçilmez bir parçası olan duygularımız nirvanaya ulaştığı durumlarda beynimiz daha aktif olduğu anlaşılır bir gerçek. Yalnızca stres ve korkudan değil de üzüntü ve sevinçte de bu geçerliyse; sevdiğimiz kişinin yüz hatlarına kadar hatırlanması ya da bir tartışmada sözlerin çoğunun hatırlanması gibi. Aynı şeylerde anılarımız içinde geçerli olabilir mesela. Duygu yoğunluğunu daha fazla yaşadığımız günleri saatleri daha iyi hatırlarız tabi kimse kötü günlerini hatırlamak istemez. Özlediğimiz şey ya da hatırladığımız şey günler olaylar değil de o vakitten bize kalan anılarımızsa eğer bu olayı daha da nostaljik yapmaz mı? Basitçe düşünürsek bizler kafamızda anıları değil de duyguları biriktiriyoruz sanırım. Bütün anılarımızı hatırlamak kafamızı patlatırdı sonuçta en azından dinamik bir yaşam sürdüren birisi için.
Ne garip unutmak istediğimiz anılarımız olur bazen. Belki de o anıdaki duygulara yüklediğimiz anlamı silersek anılarımızın da o kadar derinliği kalmaz; eğer çok değiştirmek istediğimiz bir geçmişimiz olursa bunu değiştirebiliriz. Sonuçta hayatta bazı şeylere yalnızca kendi benliğimizde değer veririz.
Peki ya sizce nerede o eski günler mi yoksa iyi ki bu günlerdeyiz mi?
Yorumlar kapalı.