Başlık bile başlı başına tam bir ironi. Her güne gözlerimizi zamlarla açıyoruz.
Bir haftada aynı ürünün iki üç kez zam aldığını görüyoruz. Uzun zamandır zamla ilgili yazı yazmıyordum.
Sanırım hem teknik, hem de mental olarak bu durumu kabullenmişiz ve artık bize sıradanmış gibi geliyor. Hatta zamları o kadar benimsedik ki, aynı ürünü iki üç gün içinde aynı fiyata tedarik edince neredeyse bu ürüne niye üç gündür zam yapılmadı diye marketçilere söylenmeye başlayacağız. Bari bunu sessiz yapalım uyuyan devi uyandırmayalım.
Bu hafta art arda gelen iki büyük zamla başladık: Birincisi ekmek, ikincisi ulaşım zammı. Ekmekle ilgili her konu açıldığında, ekmeğe her zam yapıldığında gözümün önüne hep, ucuz ekmek kuyruğunda ağlayan yaşlı amca geliyor. Ağlayarak ”bizi bu duruma düşürenlere hakkımı helal etmiyorum” demesi, her defasında ekmeğin zamlanmasıyla gözümde canlanır tekrar o sahne, boğazıma dizilir lokmalarım.
Gündüzünde 6.5₺ aldığımız ekmeğin şokunu daha atlatamamışken, hemen akabinde gecesinde belediyenin ulaşıma yaptığı zam da tuzu biberi oldu.
Ekmek artık aslanın boğazında falan değil.
Tabire caizse alanda artık yiyecek ekmek bulamıyoruz. Eskiden ekmek fiyatının artırılması, halk arasında çıkan sitemleri önlemek için, fiyat artışı yerine gramaj düşürme yöntemiyle de yapılırdı.
Şimdi artık alenen yapılıyor kimse sitem de etmiyor. Yukarıda da belirttiğim gibi, zam yapmasalar, biz gidip, niye zam yapmadınız diyecek duruma getirildik.
Ulaşıma gelirsek… Belki de Belediye için önemsiz ama halk için son derece önemli bir durum.
Uzun süre ulaşıma zam yapmayan Batman Belediyesi halkın takdirini kazanmıştı ve halk arasında diğer şehirlere örnek olarak gösteriliyordu.
Şimdi sormak istiyorum Batman Belediyesine;
Daha kısa süre önce yapılan zammın hemen ardından tek seferde tekrar % 60 zam yapılır mı? diye. Hadi zam yapıldı en azından cüzi bir rakam yapılsaydı. Hayırdır size, zam yapmadığınız dönemin açığını mı kapatmaya çalışıyorsunuz?
Sırf merkezde kira fiyatları yüksek diye, TOKİ çevresinde merkez dışında ev kiralayanlar o aradaki oranı da yola verecekler. Ya öğrenciler şimdiden okullar açılınca yol ücretini nasıl yapacağız diye kara kara düşünüyorlar.
Sonra işçiler, sabah akşam işe gidip gelenler ne yapsın, bir kirada yol ücretine ayırsın.
Üstüne üstelik tıkış tıkış dolan genellikle yolculuğu ayakta bitirdiğimiz otobüslerde söz ediyorum. Paranla rezil olursun diyorlar ya hani, işte tam da öyle bir şey.
Belediyemiz öncelikle, yeterli ulaşım aracı tedarik etsin sonra zam yapsın.
Tekrar sormak istiyorum, Belediyenin kendi çalışanlarına temin ettiği şehir içinde ücretsiz ulaşım kartlarını, öğrenciler için de temin edilse ya! Şu an ki en çok ihtiyacı olan birinci sırada öğrenciler geliyor daha sonra özel sektör çalışanı, en sonunda da memurlar gelir.
Evet, hem ekmeğe, hem de ekmeğe giden yollara da zam yapıldı.
Haydi video çekelim, 5500 ₺ neyimize nasıl gideceğiz işimize diye.
Hava yollarını kullanamıyoruz.
Kara yollarını da bu gidişle kullanamayacağız.
Ortalarda bir yol bulmaya çalışırsak eğer, teleferik yolu hiç te fena değil. Gayet mantıklı bir yol gibi geldi bana. Buradan ilgili mecralara duyurulur.
En azından merkeze uzak noktalarına kurulsa iyi olurdu. Korkarım bu seferde Batman manzarasında yolculuk yapıyorsunuz diye bizden ayrıca hava parası alsalar.
Biz iyisi mi tabana kuvvet devam edelim.
Bu hafta yazımı Nazım Hikmet’in şu dizeleriyle sonlandırıyorum.
“ve insanlar,
ah, benim insanlarım,
yalanla besliyorlar sizi, halbuki açsınız, etle, ekmekle beslenmeğe muhtaçsınız.
ve beyaz bir sofrada bir kere bile yemek yemeden
doyasıya,
göçüp gidersiniz bu her dalı yemiş dolu dünyadan.”
Yorumlar kapalı.