Sınıfsal ayrım

featured

Toplumsal sınıfların mücadelesinin tarihi neredeyse insanlık tarihi kadar eskiye dayanıyor. Dolayısıyla geçtiğimiz yüzyılın başından bu yana insanlığın başından geçen her şeye, tarihte yaşanan her olguya dair sözünü üretmiş olan sinema sanatının, sınıf mücadelesinden uzak kalması da düşünülemezdi elbette.

Sınıfsal ayrımı bildiğiniz üzere filmlerden hayata esinlenmedi. Hayattan filmlere esinlendi. Yıllarca filmlerde izledik. Titanik filminde aşkı en romantik haliyle izleyiciye aktarırken, sınıfsal ayrımı da en dram sahneleriyle damarlarımıza kadar işlenmişti. Sadece oda değil. Snowpiercer, İtalya’da faşizm, Grev, The platform filmlerinde de sınıfsal mücadeleyi dibine kadar ful HD izledik.
Tabi ki de bu kadarıyla da değil. Bunlar sadece izleyip te aklımda kalanların bir kısmı. Kalkıp sınıf sistemiyle mücadeleyi konu alan filmleri yazmaya kalksam inanın, düşüncelerimi yazmaya yer kalmaz.

Sınıf ayrımı; insanların yaşam kalitesi, gelir düzeyi, çalıştığı iş kolu, eğitim seviyesi gibi etkenlere bağlı olarak gruplandırılması ve toplumun geneli tarafından kabul görmesidir.
Zengin fakir diye baz alınır.
Oturduğun muhite göre değerlendirilip, okuduğun okula göre derecelendirilip, yaptığınız mesleğe göre sınıflandırılırsın.
Bir ortama girdiğiniz de, mekana ilk mesleğiniz girer siz daha sonra gidersiniz.
Her ne kadar özel sektörde çalışıyor olsanız bir memurdan daha yüksek maaş alıyor olsanız bile yine de sizi sınıflara ayıran unvanınız olur…
Günümüzde pek çok farklı alt türü var. Zengin fakir ayrımı dışında günlük yaşantımızdan tutun da sosyal medya ortamlarına varana kadar hissettiğimiz olgu. Fakat çok acıdır ki herkes bunu bilerek ve isteyerek yapıyor.
Tabi kimsenin anlında ben üst sınıfım diye bir yazı yazmıyor, kimse ben üst sınıftan gelmeyim diye ağzıyla da bağırmıyor. Sadece bazıları kendi önemini ve ayrıcalığını başkasının üzerinde kanıtlarken bunu aklıyla, bilgisiyle, ahlakı değerleriyle değil de beden dilinin en sevimsiz mimikleriyle ben üst sınıftan gelmeyim diye avaz avaz haykırıyor resmen. Kimse kusura bakmasın baştan kardeşlerim olmak üzere.

Ortama girdin mi o telefon masaya konup modeli görünecek, arabanın anahtarı da hemen yanına konulur, sigara paketini de siz ekleyin. Sonra omuzlar gerilip kollar sıvanıp o saatin modeli de göründü mü tamam, ben ikna oldum sen üst sınıftan gelmesin dikkat et düşme.
Şu an fark ettim de insanlar arasındaki sınıf ayrımına karşı mücadeleyi bir tek Robin Hood vermiş. Aradaki eşitsizliği bir şekilde dengelemeye çalışmış.
Zenginlik ve sınıflılık kötü bir şey değildir, bu bir doğa yasası kadar net bir şeydir.
Sadece ayrıcalığını başkasını küçümseyerek göstermek anormaldir.
Aslında hiç kimse karşısındakinin olmasını istediği kişi değil.
Örneğin, sınıfı kurar sınıfın içindekini yargılarsınız kimse çuvaldızı kendisine batırmaz.
Yani demem o ki sınıf ayrımını anormal bir şekilde belirleyip normal bir şekilde ayıplıyoruz.
Bu birilerini üstte tutma çabasını ele alan sınıf kavramını belirli bir olgunluğa, mutluluğa varmış insanlar için pekte bir önemi yoktur.

Fakat Z kuşağı için aynı şeyi söyleyemem onlar için bu durum kapitalizmin ağına düşmek gibi bir şey. Biraz daha geriye gidip ilk okul sıralarına gelirsem eğer orda durum biraz daha vahim.
Okullarda çocuklar arasında yapılan bu ayrım maalesef çocukta kendini yetersiz hissetmeye ve kendini özgür bir şekilde ifade edememe durumuna yol açabiliyor.
Muhakkak ki hatırlarsınız sizde hepimizin başına gelmiş bir durumdur. İlkokul zamanlarımızda kayırılırken hepimizin hoşuna giderdi fakat büyüdükçe o ayrımın ne kadar etik olmadığını şimdi anlıyorsunuz.
Veya dışlanırken ne kadar özgüven eksikliği yaşayıp büyüdükçe aslında seninle hiçbir ilgisi olmadığının asıl problemin insanların okumuş cahil zihinlerine bağlı olduğunun farkına varıyorsunuz.
Küme çalışmalarında olsun, sınıf başkanlığında olsun kayırılan öğrenciler hep olmuştur.
Velhasıl kelam. Sınıf ayrımını anlatmaya ve anlatmaya çalışmak için böyle bir köşenin yetmeyeceğini bilmenizi isterim.
Yazmak istediğim çoğu düşüncelerimi yazı akışına uymadığı için yazamadım.
Bu yazının devamı gelsin mi?
Bence gelmesin biz daha güzel konularda yazılarda buluşalım.
Mevsimde Sonbahar, ama size her zaman kendinizi ilkbahar gibi hissettirecek insanlar alın hayatınıza.
Çiçek gibi açın, sevgiyle kalın.

Yorumlar kapalı.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Batman Burada ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!