Merhaba sevgili okurlar; nasılsınız diye sormayacağım çünkü maalesef hiçbirimiz iyi değiliz.
Yaşadığımız büyük felaketin ardından bir ay geçti geçmesine ama garip bir şekilde felaketten uzaklaşacağımıza her geçen gün yakınlaşıyor olma düşüncesi hepimizin başını döndürüyor.
Hal böyle olunca yaşanan ilginç olayların da ardı arkası kesilmiyor.
-Çocuğunu sallarken, deprem oluyor diye yakınlarını arayanlar.
-Çamaşır makinesi kurutmaya geçince, koştura koştura dışarı doğru kaçanlar.
-Köpek havladı bahanesiyle masanın altında sabahlayanlar.
-Rüzgar geçene kadar cenin pozisyonunda kalanlar derken, avizesi olan söktürürken, olmayanın lambasına kap kacak takması da cabası.
Hepsi bunlarla da bitmiyor; birinin alnına sinek konsa, yukarı bakmasıyla hepimiz tavana kitleniyoruz.
Yukarı aşağı bakmaktan başımız dönüyor.
Peki neden bu kadar etkilenip, panikledik sizce?
Artçı depremlerin devam etmesinden mi? Yoksa yeni depremlerin olacak denmesinden mi?
HAYIR…!
Bunların da etkisi olduğu doğru ama bu denli bizleri etkileyen,
Binlercemizin saniyeler içinde evlerini, canlarını, yakınlarını ve hayatlarını kaybetmesidir…
Ve ölüm korkusu sanılıyor ama ölümden değil! Enkaz altında yaşanacak çaresizlikten korkuyoruz.
ÇÜNKÜ GÖRDÜK Kİ! Kimseyi kurtarmaya koca ülkenin gücü yetmiyor.
ÇÜNKÜ GÖRDÜK Kİ! Yaşarsak ZAFER ölürsek KADERDİR deniyor.
Ve korkumuz gömülmek, toprak olmakta değil! MOLOZLARA KARIŞIP DÖKÜLMEK ÜRKÜTÜYOR.
ÇÜNKÜ GÖRDÜK Kİ! Ölüsünü günler sonra bulup, gömebilene bile şanslı deniyor.
Ve işin tuhaf olan tarafı ise, acılı insanlara edilen hakaretleri geçtim neredeyse eninde sonunda öleceksiniz neden abartıyorsunuz denecek.
ÇÜNKÜ GÖRDÜK Kİ! KİMSE İNSANLAR İÇİN İŞİNİ YAPMIYOR
HERKES KENDİ İÇİN YAPIYOR GÖRÜNÜYOR…
Dip not: Bundan sonraki iş başvurularımızda, en büyük özelliğimize yaşıyoruz diyebiliriz…
Yorumlar kapalı.