Yazıma başlamadan önce “ Molierac’ın” meşhur sözü ile başlamak isterim.
“Görevimizi yaparken kimseye ne Müvekkile ne Hâkime, hele ne de iktidara tabiyiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz. Fakat hiçbir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar tarih boyunca köle kullanmadılar ama hiçbir zaman efendileri de olmadı! ”
5 Nisan’ın Avukatlar Günü olarak kutlanmasının kararı 1987 yılında yapılan Türkiye Barolar Birliği toplantısındaki görüşmeler neticesinde karara bağlanmış ve 5 Nisan’ın Avukatlar Günü olarak kutlanması kararı alınmıştır.
Öncelikle Avukatlık nedir? Avukatlığın amacı nedir bunu açıklamakta fayda olacağı kanaatindeyim.1136 sayılı Avukatlık Kanunu, Avukatlığı ve Avukatlığın amacını söyle tanımlamaktadır,
Avukat; Yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız Savunmayı serbestçe temsil eden hem kamu Hizmeti hem de serbest bir meslektir.
Avukatlığın amacı; hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların Adalet ve Hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve Hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede Yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır. Avukat bu amaçla hukuki bilgi ve tecrübelerini Adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis eder.
Kanun Hakimiyetinin ve Hukukun üstünlüğünün en önemli unsurlarından olan avukatlar, aynı zamanda insanların Savunma hakkını üstlenerek demokrasinin yaşamasında ve gelişmesinde de önemli bir konuma sahiptirler.
Avukatlar, karşı karşıya kaldıkları tehdit, şiddet ve engellere rağmen vatandaşın hak arama özgürlüğünün sesi olmaktan asla vazgeçmediler. Avukatlar tarih boyunca İnsan haklarının, demokrasinin ve hukuk devletinin de güvencesi olmuşlardır.
Tüm meslek örgütlerinde yaşanan problemler maalesef avukatlık mesleğinde de bariz bir şekilde yaşanmaktadır. Özellikle son yıllarda açılan Hukuk Fakültelerinin sayısı hızlı bir şekilde arttı. Bu sayının artması ile beraber hukuk eğitiminde nitelik maalesef düştü. Ülkemizde neredeyse 140’a yakın Hukuk Fakültesi mevcuttur. Bu kadar Hukuk Fakültesinin olması ve her yıl binlerce Hukuk mezunu olması Avukatlık mesleğini cazip olmaktan çıkardığı gibi Toplumdaki Saygınlığının azalmasına da sebep oldu. Bu sorunun ortadan kalkması için öncelikle Avukatlığa geçiş için bir sınav sisteminin getirilmesi lazım.
Ayrıca Yasa uyarınca Müdafilik Hizmeti sunan avukatlar, çok zor koşullarda ve büyük bir fedakârlık göstererek çalışmaktadır. Bir mesaiye bağlı olmadan yürütülen Müdafilik hizmetinin adaletli bir karşılığı Avukatlara sunulmamaktadır. CMUK kapsamındaki müdafilik, Müdafi Avukat uygulanmasının yeniden düzenlenmesi gerekir. Zorunlu Müdafiliği gerçek manada işler hale getirmek için ödenecek ücretin makul seviyelere çekilmesi gerekmektedir.
Yargıda Savunmayı Temsil eden Avukatların Yargı sistemi içerisinde Hak ettikleri konuma bir an önce kavuşturulmaları için yeni düzenlemelere ihtiyaç vardır. Yine savunma hakkının uygulayıcısı olan avukatların özlük haklarının düzeltilmesi gerekmekte ve avukatların içinde bulunduğu sıkıntılara çözüm getirecek yeni düzenlemeler yapılmalıdır.
Son söz olarak ş unu ifade etmeliyim ki; adalete güven için, etkin bir yargı şarttır. Etkin bir yargılama için adil bir yargılama, adil bir yargılama için ise, etkin bir savunma şarttır.
Bu vesile ile tüm meslektaşlarımın Avukatlar Gününü kutlar ve esenlikler dilerim.
Yorumlar kapalı.