Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Arena Spor Salonu’nda, 14 Mayıs öncesi seçim beyannamesini açıkladı.
Erdoğan, “Küresel dengelerin yeniden oluştuğu şu kritik dönemde ülkenin direksiyonunda AK Parti’nin birikimine ve etki gücüne sahip bir kadro olması çok kıymetlidir” dedi.
“Şu karşımdaki tabloyu gerek salon dışında, gerek salon içinde Türkiye Yüzyılı’nın muştusu olarak görüyorum. Sevginiz, coşkunuz, ahdevefanız, düşmana korku salan aslan yürekleriniz için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullanan Erdoğan, “Yine bir 14 Mayıs arifesinde, bir kez daha ‘Yeter söz milletin’ demek için biz bir aradayız” diye konuştu.
AK Parti’nin seçim beyannamesimi açıklayan ve kanuya memur alımında uygulanan mülakat sistemini kaldıracaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması özetle söyle:
“Yine bir 14 Mayıs arifesinde, bir kez daha “Yeter söz milletin” demek için bir aradayız. Bizim yeter dememiz Bay Bay Kemal’in yeter demesine benzemez. Hayatlarını bu mücadeleye adamış milletin adamlarının kiminin sonu darağacında bitmiş olsa da yüreklerde yaktıkları hak, hukuk, özgürlük, kalkınma ateşi hiç sönmedi.
Darbeciler süngüleriyle, bu ateşi söndürmeyi başaramadı. Vesayetçilerin millete tepeden bakan kibirleri bu ateşi söndürmeyi başaramadı.
2002 seçimlerine, “Tek başına, iş başına” diyerek gittik. Milletimiz bizi tek başımıza iktidara getirdi. 2007 seçimlerine “Durmak yok, yola devam” diyerek gittik. Milletimiz yolumuzu açtı.
2011 seçimlerine “İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün” diye gittik. Milletimiz tercihini istikrardan yana kullandı.
2013 seçimlerine “Sen, ben yok, Türkiye var” diyerek gittik. Türkiye’yi yanımızda bulduk. 2018 seçimlerine “Vakit Türkiye vakti” diye gittik, yeni sistem için onay aldık.
Bugün de “Türkiye Yüzyılı için doğru adımlar” diyerek bir kez daha milletimizin huzurundayız. Darbecilere, vesayetçilere, küresel emperyalistlere, siyasi ve sosyal mühendislik projelerine karşı milletimizle birlikle Türkiye Yüzyılı’nın kapısını aralamak için buradayız.
Durmak yok, yola devam. 14 Mayıs’ta inşallah sandıkları hep birlikte patlatıyor muyuz? Ana kademede, kadın kollarında, gençlerde bu cesareti görüyorum.
“Ahdimizi yenilemek için bir aradayız”
AK Parti’nin 14 Mayıs’ta milletimizin huzuruna çıkacak kadrosu olarak ahdimizi yenilemek için bir aradayız. Bu yürüyüşün gücünü; Milli mücadeleyi başarıya ulaştırıp son devletimizi kuran ve yaşatan şehitlerimizin, gazilerimizin, ebediyete irtihal etmiş büyüklerimizin manevi mirasından alıyoruz. Bu yürüyüşün gücünü; son 21 yılda ülkemize kazandırdığımız eserler ve hizmetlerden alıyoruz. Bu yürüyüşün gücünü; geçmişte yaşadıkları zulümlerin, haksızlıkların, baskıların yol açtığı hak ve özgürlük hasretlerini dindirdiğimiz herkesten alıyoruz.
“200 ton hurma gönderildi”
İslam dünyasından bir ülke 200 ton hurma gönderiyor deprem bölgesine, oradaki depremzede kardeşlerimiz hurma ile açsın diye. Bakıyorsunuz bir diğeri kalkıyor 100 ton gönderiyor… Bu bir anlayışın yaklaşımın ifadesidir. Biz depremzede kardeşlerimizi yalnız bırakamayız demek bu. Her şeyleriyle yanımızda yer aldılar. Abu Dabi, Katar, Libya, Cezayir böyle… Türkiye’de bu kardeşleriyle beraber bu yolda yürüdü.
Yaşadığımız her saldırı, her felaket, her acı, bilhassa da 6 Şubat depremleri, birliğimizi daha çok sıkılaştırmamız, beraberliğimize daha çok sahip çıkmamız, kardeşliğimizi daha da güçlendirmemiz gerektiğini gösteriyor. Biz Türkiye olarak önce, altyapımızla, üretimimizle, güvenliğimizle, diplomasimizle, her şeyimizle kendi ayaklarımızın üzerinde duracağız. Ancak bunu sağladıktan sonra bize uzanan elleri tutabilir, bize el uzatanların yardımlarını kabul edebiliriz. Çünkü kanımızla, canımızla, alın terimizle kendimize vatan yaptığımız bu kadim coğrafya, binlerce yıldır olduğu gibi bugün de, tüm dünyanın gözünü diktiği yerdir. Bu coğrafyada huzurla yaşamanın, devlet kurmanın, gelecek inşa etmenin bedeli, güçlü olmak ve güçlü kalmaktır. Binlerce yıldır üzerine nice başarılar inşa ettiğimiz milli hasletlerimizin ve devlet geleneğimizin gereği olan duruş da budur.
“AK Parti dava sahibi, vizyon, vicdan sahibi bir harekettir”
Ülkemizin bir köşesindeki insanların evleri başlarına yıkılmışken, diğer hiçbir yerdeki insanımız hayatını hiçbir şey olmamış gibi sürdüremez. Deprem haberinin alındığı andan itibaren istisnasız her şehrimiz, her ilçemiz, her hanemiz, her insanımız mağdurların imdadına koşmak için seferber oldu.
Milletimizin gösterdiği bu samimi gayret, binlerce yıldır bizi diri tutan hasletlerimizin dimdik ayakta olduğunun işaretidir.
Devletimiz de şartların zorluğunu kısa sürede aşarak, tüm gücü, kurumları, personeli ve imkânlarıyla deprem bölgesinde vaziyet aldı. Bu tablo, devletin milleti için var olduğu gerçeğini, her bir insanımızın yüreğine tekrar işledi.
AK Parti klasik manada bir siyasi parti olmanın ötesinde dava sahibi, vizyon, vicdan sahibi bir harekettir. Şu anda üyesi itibariyle yaklaşık 12 milyon üyeye sahip bir başka parti Türkiye’de yok, dünyada da yok.
“Bu adam Prof., müsvedde bu”
Biz Türkiye’de sadece okul, hastane, yol, baraj gibi eserlerle sembolleşen kalkınma devrimi yapmakla kalmadık, geçen akşam bir TV kanalında bir prof, ne dese beğenirsiniz, prof ha “Köprü yapmakla, baraj yapmakla, havalimanı yapmakla bu iş çözülmez, soğan patates kaç lira onu söyle” bu adam profesör… Barajın yok, yolun, havalimanın yok, TOGG’un yok, uçak gemin yok domates, patates kaç para onu söyle, bu adam Prof., müsvedde bu.
Ekonomik olarak yükselen ama siyasi rotası olmayan güçlerin hiçbiri, Türkiye’nin üstlendiği adalet, hakkaniyet ve vicdan üzerine kurulu misyonunu ikame edemiyor, edemez. Emperyalizmin terör örgütleri üzerinden yürüttüğü vekâlet savaşlarının da sonu yaklaşıyor. Eğer Türkiye’nin ve 21 yıldır onun yönetiminde olan AK Parti’nin bir davası, bir vizyonu olmasaydı, tüm bunları konuşabilir miydik? Birileri gibi, ‘Ne işimiz var Karabağ’da, Libya’da, Suriye’de, Balkanlar’da, Akdeniz’de, Afrika’da’ deseydik… Birileri gibi ‘Bu kadar yolu, barajı, elektriği, suyu, aracı, konutu ne yapacaksanız, toprağa mı gömeceksiniz’ deseydik… Birileri gibi, herkese duymak istediğini söylesek ama vesayetin, darbecilerin, terör örgütlerinin koltuğunun altından kalkmasaydık… Kısacası karşımızdakiler gibi olsaydık, burada milletimizin huzuruna alnımız ak, başımız dik bir şekilde çıkabilir miydik? İnşallah, önümüzdeki dönemde ülkemizi ve milletimizi dünyada hak ettiği yere getireceğiz.”
Beyannamede neler var?
Erdoğan daha sonra seçim beyannamesini açıkladı:
- “Biz ne kendimizi, ne milletimizi asla böyle bir zelil duruma düşürmedik, düşürmeyiz. Bunun için verdiğimiz her sözü, beyannamemize yazdığımız her maddeyi uzun hazırlıklar sonunda ortaya çıkardık. Önümüzdeki dönemde önceliğimiz elbette, 6 Şubat depremlerinin yıktığı şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmak olacaktır. Allah’ın izniyle, 319 bini bir yılda teslim edilecek şekilde, toplam 650 bin yeni konut yaparak, afetin 11 ilimizde ve mücavirinde açtığı yaraları tamamen saracağız.
- Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeliyle, ülkemizin 81 ilinin tamamını, afetlere dirençli şehirler haline dönüştüreceğiz.
- Çocuklarımızın yeteneklerinin, eğitimin ilk kademelerinden itibaren keşfedilerek, becerilerine uygun yönlendirmeyi sağlayacak bir sistem kuracağız.
- Yeni dönemde, ülkemizin ilaç ve tıbbi sektörlerindeki geliştirme ve üretim kapasitesini artırarak, savunma sanayindekine benzer bir atılımı hayata geçireceğiz.
- Aile sağlığı, aile diş hekimliği, evde bakım, palyatif bakım gibi hizmetleri ülke sathında güçlendireceğiz.
- Sağlık turizminde, dönem sonunda 3 milyon misafir ve 10 milyar dolar gelir hedefliyoruz.
- Dünyanın ve bölgemizin yaşadığı sınamaların giderek ağırlaştığı bir dönemde, önleyici güvenlik çalışmalarıyla, Türkiye’nin huzur ve güven adası olarak istikrarla yoluna devam etmesini sağlayacağız.
- Türkiye Yüzyılının anahtarı olarak gördüğümüz yeni sivil Anayasa sözümüzü tutmak için çalışmayı sürdüreceğiz.
- Hukuk devletimizi güçlendirecek reformları kesintisiz devam ettirecek, kapsamlı bir yasama reformu için uzlaşma zemini arayacağız. Yüksek standartlı demokrasi için dönüştürücü reformlar ve koruyucu reformlar döneminden tamamlayıcı reformlar dönemine geçeceğiz.
- Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da, toplumumuzun hiçbir kesimine hayat biçimi ve kimlik dayatılmasına izin vermeyeceğiz. Demokratik siyasetin önündeki engelleri kaldırmaya devam ederken, terör örgütlerinin ve vesayet odaklarının siyasete müdahalesine de göz yummayacağız.
- Bilhassa Kürt kardeşlerimizi, ne CHP faşizminin, ne HDP sapkınlığının, ne PKK zulmünün, ne de geçmişte acı örnekleri yaşanan baskı düzeninin karanlığına asla ve asla teslim etmeyeceğiz.
- Aile yapımızı, tüm sapkın akımlardan koruma yanında, her türlü maddi-manevi destekle güçlendireceğiz. Hayata geçireceğimiz “gelir tamamlayıcı aile destek sistemiyle”, hiçbir hanenin gelirinin belirli bir seviyenin altına düşmemesini temin edeceğiz.
- Aile Koruma Kalkanı Programı’yla ev hanımlarının emekliliğine destek vermekten her ailede en az bir çalışan olmasına kadar pek çok uygulamayı başlatacağız.
- Kaynağı ülkemizin kendi ürettiği doğal gaz ve petrol gelirlerinden sağlanacak bir Aile ve Gençlik Bankası kuracağız.
- Kişi başına düşen milli gelirimizi önümüzdeki dönemde önce 16 bin dolara, ardından daha yüksek seviyelere ulaştıracağız. Büyüme sayesinde 5 yılda 6 milyon yeni istihdam oluşturarak işsizlik oranımızı yüzde 7 seviyesine gerileteceğiz.
- Kamuya işe alımları, görevin getirdiği zorunluluklar dışında mülakatı kaldırarak gençlerimizin sınavlardaki başarı sıralamasına göre yapacağız.
- Turizmde 90 milyon turist ve 100 milyar dolar turizm geliri hedefiyle yatırımı ve tanıtımı hızlandıracağız.
- Ülkemizi 1 trilyon dolar dış ticaret hacmine ulaştırmaya yönelik hedefimize ulaşana kadar yatırıma, üretime, ihracata yükleneceğiz.
- Önümüzdeki dönemde yıllık 5,5 büyüme oranıyla milli gelirimizi bu dönemde 1,5 trilyon dolara, ardından asıl hedefimiz olan 2 trilyon dolara çıkartacağız.
- Enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara düşürerek ülkemizi bu sorundan mutlaka kurtaracağız.
- Memurundan emeklisine ve işçisine kadar çalışanlarımızın ücretlerini daima enflasyonun üzerinde artırarak refah düzeylerini yükselteceğiz.
Yorumlar kapalı.