Diyarbakır-Bismil’de 9 kişinin ölümü ile sonuçlanan arazi kavgasında detaylar ortaya çıkmaya başladı.
Olay günü yaşanan silahlı kavgada yaralı kurtulan Ahmet Alyamaç arazi davasının 70 yıldır sürdüğünü belirtti. Alyamaç, “2 kardeşim, 1 oğlum ve bir yeğenim yaşamını yitirdi. Devletin önlem alması lazım. Her yere bu meselenin böyle olacağını söylemiştik. Bu arazilerin davasının 70-80 yıl sürmesi gerekmiyor. İnsanları bu şekil mağdur etmelerine gerek yok. Tapu kadastro mahkemelerinin hepsinin sona ermesi lazım” dedi.
Rudaw’da yer alan habere göre olay, 15 Haziran günü sabah saatlerinde Bismil ilçesi Serçeler (Şidad) Mahallesi’nde meydana geldi. Alyamaç ve Taş aileleri arasında arazi anlaşmazlığı nedeniyle çıkan tartışma, silahlı kavgaya dönüştü. Kavgada, Taş ailesinden Orhan Taş, Serhat Taş, Halil Taş ve Mehmet Can Taş ile Alyamaç ailesinden Mehmet Emin Alyamaç, Selim Alyamaç, Muhammed Alyamaç, Yunus Alyamaç ve Ömer Alyamaç hayatını kaybetti. Alyamaç ailesinden yaralanan Ahmet Alyamaç ve M.A. ise hastanede tedaviye alındı.
Olay öncesi çıkan yangın, havadan jandarma helikopteri, karadan ise itfaiye ekipleri tarafından müdahale edilerek söndürüldü. Mahallede jandarmanın aldığı geniş güvenlik önlemi sürerken, ölenler dün toprağa verildi.
Olayla ilgili Bismil Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 3 savcı görevlendirildi. Soruşturma kapsamında tespit edilen 5 şüpheli gözaltına alındı. 11 şüphelinin de yakalanmasına çalışırken, hastanede tedavisi süren M.A. ve Ahmet Alyamaç da soruşturma dosyasına şüpheli sıfatıyla eklendi.
Olaydan yaralı olarak kurtulan 2 kişiden hastanede tedavisi süren Ahmet Alyamaç, yaşanan olayda oğlu Yunus, kardeşleri Selim ve Emin ile yeğeni Ömer Alyamaç’ın yaşamını yitirdiğini söyledi.
“Mahkemesi yaklaşık 70 yıldır devam ediyor”
DHA’ya konuşan Alyamaç, Taş ailesiyle aralarında arazi anlaşmazlığı nedeniyle husumet olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
“Orası 213 nolu parsel, 379 dönüm arazi. Mahkemesi yaklaşık 70 yıldır devam ediyor. Ateş salınan arazi tartışmalara konu olan arazi değil. Kendi arazimiz olan yer.
Kendi kullandığımız yer ateşe verildi. 200 dönümlük yer değil. O bilgi yanlış. 2 kardeşim, 1 oğlum ve bir yeğenim yaşamını yitirdi. Devletin önlem alması lazım. Bu arazilerin davasının 70-80 yıl sürmesi gerekmiyor. İnsanları bu şekil mağdur etmelerine gerek yok. Tapu kadastro mahkemelerinin hepsinin sona ermesi lazım. Bu tür husumetler daha da çoğalacaktır.”
“Her yere bu meselenin böyle olacağını söylemiştik”
Olay yerine ateşi söndürmeye gittiğini dile getiren Alyamaç, şunları dile getirdi:
“Bir traktörümüze kurşun değdi. Tekerlek patladı. Ona baktık, traktördeyken silah sesi gelmedi. Aşağı inince de silah sesleri gelince diğer traktörle aşağı kaçtık. Bana ve yeğenime kurşun değdi. Diğer yeğenim de yerde kaldı.
Jandarma geldi. Jandarmaya ateş edildi. Jandarma peşlerine düştü, yakalayamadı. Jandarma vefat eden Ömer Alyamaç’ı hastaneye götürdü. Ambulans da beni aldı. Buna sebep olanlara Allah bırakmasın. Her yere bu meselenin böyle olacağını söylemiştik.
Hiçbir önlem, tedbir alınmadı. Kaymakamlıkta dosyalarımız, dilekçelerimiz var. Savcı Beyin yanında jandarmaya gönderildiği var. Hepsi resmi yolla yapılmış ve kayıt altına alınmış işlemlerdir.”
Yorumlar kapalı.