Yoksul ailelerin elektrik, doğalgaz ve su faturalarını sosyal medya hesabı üzerinden duyurup, ödenmesini sağlayan ve çağın ‘Robin Hood’u diye adlandırılan İlhami Işık, en çok yardım talebinin İstanbul ve Diyarbakır’dan geldiğini söyledi. Işık, ”Geçmişte faturalarımı ödeyemediğim dönemler oldu, o yüzden insanların neler yaşadığını anlayabiliyorum ve elimden geldiğince de onlara destek olmaya çalışıyorum” dedi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun danışmanlığını yapan siyasetçi, yazar İlhami Işık, yoksul ve ödeme gücü olmayan vatandaşların faturalarını sosyal medya hesabı üzerinden duyurup, ödenmesini sağlıyor.
Yıllar evvel Suriye iç savaşından kaçan sığınmacılar için ”Çocuklar Üşümesin” adlı yardım kampanyası başlatan Işık, mont ve bot kampanyasını, daha sonra ”fatura ödeme” kampanyasına çevirdi.
Sosyal medya hesabından ihtiyaç sahibi ailelerin faturalarını paylaşan İlhami Işık, bugüne kadar yaklaşık 58 milyon TL tutarında fatura yardımında bulunduğunu söyledi.
Yeni Journal’dan Çınar Ayser Çınar’ın haberine göre, Kendisine gönderilen faturalardaki vatandaşların bilgilerini gizleyerek paylaşan ve ”Ödendi kurban” cevabı ile tanınan İlhami Işık, Yeni Journal‘ın sorularını yanıtladı.
Yıllardır sosyal medya hesabınız üzerinden, durumu olmayan ailelerin faturalarını ödüyorsunuz? Bu konuda kamuoyunda çokça da takdir ediliyorsunuz. Benim asıl merak ettiğim şu: Bu yardım kampanyasına nasıl başladınız? Sizi bu yola iten sebep neydi?
Yaklaşık 7 yıldır bir şekilde ihtiyacı olanlara yardım etmeye, yetişmeye çalışıyorum. Yardım fikri Suriye iç savaşından sonra gelişti. Çadırlarda kalan sığınmacı çocuklar için sosyal medya hesabımdan bot ve mont kampanyası başlattım. Kampanyaya beklediğimde de fazla talep ve destek geldi. Topladığımız yardımları tırlarla sığınmacı çocuklara ulaştırdık. Daha sonra kampanyamıza Güneydoğu’da devam ettik. Örneğin Şırnak’ta yardıma ihtiyacı olan tüm öğrencileri giydirdik. Daha sonra aynı öğrencilerin ailelerine de benzer şekilde destek olduk. Örneğin LC Waikiki giyim mağazası, 10 milyondan daha fazla yardımda bulundu. O dönem ara sıra fatura ihtiyacı doğuyordu çok fazla değil, tek tük geliyordu. Sonra benim iktidarla sorunum başladı. Bir nevi bana medya ambargosu koydular. E haliyle iş böyle olunca, benim insanlara açıktan yardım etme durumum da zorlaştı. Mesela rahmetli Kadir Topbaş (İstanbul Büyükşehir Belediyesi Eski Başkanı), ben uçaktan iniyordum aradı, ”Ben bir tırla 1500 bot ve 1500 mont göndermek istiyorum” dedi. Buna benzer çok yardım oluyordu, ancak medya ambargosundan sonra bu yardımlar bıçak gibi kesildi. Hal böyle olunca ben de faturalarla ihtiyaç sahiplerine destek olmaya karar verdim.
”58 MİLYON TL TUTARINDA FATURA ÖDEME YARDIMI YAPTIM”
Bugüne kadar kaç ailenin faturasını ödediniz?
Bugüne kadar yaklaşık 58 milyon TL tutarında fatura ödeme yardımında bulunduk. Aile sayısı ise 100 bini geçti. Açıkçası sayı çok fazla olunca artık hesap tutmayı bıraktım. Size şöyle söyleyeyim; günlük ortalama en az 30 ailenin sorununa çözüm bulmaya çalışıyorum.
”YARDIM İSTEYEN DE KADIN, YARDIM EDEN DE KADIN”
Yaptığınız paylaşımlarda, fatura sahibinin de, ödeyenin de bilgilerini kapatıyorsunuz. Bu faturaları kim ödüyor? Ödeyenlerle nasıl temas kuruyorsunuz?
Aslında özel olarak bir temasımız yok. İhtiyaç sahipleri sosyal medya aracılığıyla bana faturalarını iletiyorlar, ben de şu ilde şöyle bir ihtiyaç var diye onların sesine ses oluyorum. Yardımcı olanları çoğu kimliğinin belli olmasını istemiyor. Örneğin 300’e yakın ailenin faturaları yardımseverler tarafından otomatik olarak ödeniyor. Varlıklı olup destek çıkanlar da var ancak daha çok avukat, öğretmen, doktor, mühendis gibi meslek grupları düzenli olarak yardımcı oluyor. Ama şunu da belirtmem de fayda var; yardımcı olanların büyük bir çoğunluğunu kadınlar oluşturur. Fatura gönderenlerin büyük bir kısmı da yine kadınlar.
”EN ÇOK TALEP İSTANBUL VE DİYARBAKIR’DAN GELİYOR”
En çok hangi illerden yardım talebi geliyor?
Bu durum 7 yıldır hiç şaşmadı. En çok yardım talebi İstanbul ve Diyarbakır’dan geliyor. Yıllardır birinci sırada İstanbul, ikinci sırada ise Diyarbakır yer alıyor. Bunların ardından ise Van, Batman, Ankara ve İzmir gibi kentlerden de yardım talebi geliyor. Yoksulluğun en fazla olduğu kent aslında İstanbul, siz diktikleri gökdelenlere bakmayın. İstanbul’da yoksulluk doruk noktada ulaşmış durumda. Diyarbakır’da ise yoksulluğun en fazla olduğu yer maalesef Bağlar semti.
”BİNE YAKIN TEKERLEKLİ SANDALYE GÖNDERDİM”
Fatura dışında başka yardım talepleri oluyor mu? Oluyorsa bunu nasıl karşılıyorsunuz?
Tabi ki. Örneğin tekerlekli sandalye. Bugüne kadar benden daha fazla tekerlekli sandalye gönderen olmadı. İhtiyaç sahibi engelli, yaşlı insanlara 1000’e yakın tekerlekli sandalye gönderdim. Ülkede şu an derin bir yoksulluk var ve çok fazla ihtiyaç olduğu için paylaşamıyorum. Durumun vahametini anlamanız açısından size şöyle bir örnek vereyim; 2 yıl önce fatura yardımı yapan insanların bugün faturalarını biz ödüyoruz. Kendi faturalarını ödeyemeyecek duruma geldiler.
”GELİRİMİZ SABİT, GİDERLERİMİZ SÜREKLİ ARTIYOR”
Malum her güne ayrı bir zam haberiyle uyanıyoruz. Sizin gelir durumunuz nasıl? Son zamlardan sonra kendi faturalarınızı ödemekte zorlanıyor musunuz?
Ben varlıklı bir insan değilim, ama faturalarımı şu an kendim ödüyorum. Geçmişte faturalarımı ödeyemediğim dönemler oldu o yüzden insanların neler yaşadığını anlayabiliyorum ve elimden geldiğince de onlara destek olmaya çalışıyorum. Zamlardan konuşacaksak eğer size şunu söyleyebilirim; misal bugün evdeki Kettle bozuldu. Gidip plastik bir Kettle alayım dedim, fiyatı 433 TL, alamadan eve geri döndüm. Sabit belli bir gelirimiz var ancak giderler an be an artıyor, hiçbir şeye yetişemiyoruz.
”BU GİDİŞAT TAM ANLAMIYLA BİR FACİA!”
Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumu şu an en iyi anlayanlardansınız…Türkiye’nin bu gidişatını nasıl yorumluyorsunuz?
Bu gidişat tam anlamıyla bir facia! Düşünün, ‘Bu can bu bedende olduğu müddetçe faizler inecek’ diyen bir Cumhurbaşkanı, faizleri yükseltiyor. Gidişatın bir facia olduğunun kendileri de farkında. Kendi kendisini reddeden bir iktidarın ekonomi politikasının adı ancak facia olur. Yaptıkları her ücret artışı aynı gün eriyor! Hükümet kaşıkla verip, kepçeyle değil kazanla geri alıyor! Yoksulluk sınırı 50 bine dayanacak noktaya geldi. 3-5 milyon rahat yaşayan bir kesim dışında neredeyse 80 milyon bunun acısını yaşıyor. Ülkede orta sınıf diye bir şey kalmadı, biz nüfustan çoktan düştük, hala biz varız diye bağırıyoruz.
”MEHMET ŞİMŞEK’İN NİYETİ VAR ANCAK ŞANSI YOK”
Son olarak, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na getirilen Mehmet Şimşek sizce bu krizi yönetebilecek mi?
Mehmet Şimşek’in bu krizi çözme niyeti çok açık, ancak yönetme şansı yok! Bu yüzden Türkiye, Avrupa Birliği ve ABD ile yeni bir dümen kırıyor. İktidar için hamaset dönemi bitti, zaten ortada düşman olarak gösterilecek hiçbir ülke de kalmadı. Son 5 yılda düşman olarak gösterdikleri bütün ülkelerle şu an ‘kanka’ durumundalar. Türkiye’nin yeni bir politika uygulaması gerekiyor. Yönünü Batı’ya açan bir hat izlemesi gerekiyor ki dünyadan para akışı gelsin. Eğer dünyadan para akışı gelmezse Mehmet Şimşek’in yapabileceği bir şey yok. Körfez ülkelere, ülkenin belli kaynaklarının satılmasıyla elde edilebilecek bir gelir, yalnızca bize zaman kazandırır. Bu yüzden de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın NATO Zirvesi’nde ABD Başkanı Biden ile görüşmesi sanıldığından çok daha önemlidir. İsveç’in NATO üyeliğini de kabul edecekler, öyle görünüyor. Türkiye’nin yeni çizeceği rotada bir istikrar olursa ki dünyanın da istediği bu. Çünkü batan bir ülke dünyanın da kaldırabileceği bir şey değil. Bunu görmek, anlamak gerekiyor.
Yorumlar kapalı.