Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Gazze’ye yönelik orantısız saldırıları dünya kamuoyu nezninde, İsrail’i hiç beklemediği bir konuma itebilir. Sivil yerleşimleri bombalamak, bölgeye insani yardım getiren araçları engellemek, bütün bunları maharet gibi sunmak, devlet değil ancak örgüt refleksi olabilir. İsrail bir devlet gibi değil, örgüt gibi davranırsa örgüt gibi muamele görecektir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı’nda gündemdeki konuları değerlendirdi.
İsrail ile Hamas arasındaki çatışmaların bir an önce son bulması gerektiğini söyleyen Erdoğan, taraflara itidal çağrısı yaptı.
31 Mart 2024’te gerçekleştirilecek olan yerel seçimlere de değinen Erdoğan, “Türkiye’ye hizmet etmek isteyen herkese Cumhur İttifakı kapısının açık olduğunu” söyledi.
İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyelerini yeniden kazanmak istediklerini belirten Erdoğan, “Mevcut belediyelerimizi daha güçlü bir şekilde elde tutarken, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere milletimizi gerçek belediyecilikle tanıştırana kadar bize durmak yok” diye konuştu.
Erdoğan ekonomideki son gelişmelere ilişkin ise “Yeni yol ve yöntemlerle, enflasyonun ve yol açtığı sorunların üstesinden gelecek bir programı uyguluyoruz” dedi.
“Cumhur İttifakı’nın kapısı açık”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması özetle şöyle:
“Milletinin bekası ve istiklali uğrunda verdiğimiz mücadeleye katılmak isteyen herkese, Cumhur İttifakı’nın kapısının tabii ortaklarımızın rızası şartıyla açık olduğunu belirtmek isterim.
Kendilerinden başka kimseye tahammülü olmayan faşist zihniyet, bu son hezeyanının bedelini Mayıs seçiminde olduğu gibi 2024 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’nde de ödeyecektir. ,
Mevcut belediyelerimizi daha güçlü bir şekilde elde tutarken, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere milletimizi gerçek belediyecilikle tanıştırana kadar bize durmak yok.
Sizlerin Mayıs seçimlerinin ardından yaz döneminde de dolaştığınızı, hem teşkilatımızla hem vatandaşımızla kucaklaştığınızı biliyorum. Derdine derman olmak için gönlüne girdiğimiz her vatandaşımız bizim için bir kazançtır.
Muhalefet kadrolarının milletten kopuk, iç mücadeleye dönük, ülkenin sorunlarına ilgisiz, üretken değil çığırtkan tavrı sizleri şaşırtmasın. Bunlar hep böyleydi. Sadece iyi birer tiyatro oyuncusu oldukları için dışarıya karşı farklı bir duruş ve söylem sergiliyorlardı.
Milletin önüne çeyrek asır boyunca hiç sandık koymayan, ilk koyduğunda da açık oy gizli tasnif oy yöntemini kullanan, milletin tercihiyle başa gelmiş başbakanı asan, darbelere alkış tutan bir zihniyetten bahsediyoruz.
Siyaset, şayet siz üzerinize düşenleri hakkıyla yapmazsanız, daima sürprizlere açık bir alandır. Belediye başkanlığı seçimlerinde bu tür sürprizler yaşadık. Önümüzdeki seçimlerde her şeyi olması gerektiği şekilde yaparak, sürprizi karşımızdakilere yaşatmak istiyoruz. Bu konuda en büyük görev de sizlere düşüyor.
“Enflasyondaki yüksek oranlı artışlar tüm dünyanın sorunudur”
Son dönemde insanımızın canını en çok yakan ve sıkan konu hiç şüphesiz hayat pahalılığıdır. Esasen her ülkenin, kendi gerçeklerine göre farklı seviyelerde seyreden enflasyondaki yüksek oranlı artışlar tüm dünyanın sorunudur. Türkiye olarak biz de birden fazla faktörün üst üste gelmesiyle bu sorundan muzdarip durumdayız.
Yeni yol ve yöntemlerle, enflasyonun ve yol açtığı sorunların üstesinden gelecek bir programı uyguluyoruz.
“Tedbirlerin etkilerini yavaş yavaş görmeye başladık”
Milletimden fırsatçılara hak ettikleri cevabı, gerektiğinde malını satın almayarak, gerektiğinde hizmetini başka yerlerden temine yönelerek, yapılan ahlaksızlığı ifşa ederek vermesini istiyorum. Otomobilden konuta, kiradan gıdaya pek çok alanda yaşanan dengesiz fiyatlamaların önüne ancak bu şekilde geçebiliriz. Hükümet olarak aldığımız tedbirlerin etkilerini yavaş yavaş görmeye başladık. Milletimiz de mücadelemize destek verdiğinde süreç daha da hızlanacaktır.
“Sivil yerleşimleri hedef alan hiçbir saldırıyı doğru bulmuyoruz”
Bizim hem kendi terörle mücadelemizde, hem de bölgemizdeki savaş ve çatışmalardaki tavrımız gayet açıktır. Sivil yerleşimleri hedef alan hiçbir saldırıyı doğru bulmuyoruz. Savaşın da bir ahlakı olduğuna inanıyoruz. Maalesef İsrail ve Gazze’deki çatışmalarda bu ilke çok ağır bir şekilde ihlal edilmektedir.
İsrail topraklarındaki sivillerin öldürülmesine açıkça karşı çıkıyoruz. Aynı şekilde Gazze’deki masumların hiçbir ayrım gözetilmeden katledilmelerini de asla kabul etmiyoruz.
“Yürütülen çatışma, savaş değil katliamdır”
Elektriğini, giriş-çıkışlarını kesip, camisinden kilisesine tüm ibadethanelerini, okullarını yıkarak, içinde sivillerin yaşadığı binaları yerle yeksan ederek, her türlü utanç verici yöntemle yürütülen çatışma, savaş değil katliamdır.
Gazze’ye yönelik orantısız saldırıları dünya kamuoyu nezninde, İsrail’i hiç beklemediği bir konuma itebilir. Sivil yerleşimleri bombalamak, bölgeye insani yardım getiren araçları engellemek, bütün bunları maharet gibi sunmak, devlet değil ancak örgüt refleksi olabilir. İsrail bir devlet gibi değil, örgüt gibi davranırsa örgüt gibi muamele görecektir.
“Tarafları itidale davet ediyoruz”
Türkiye olarak biz tarafları itidale davet ediyoruz. Bölgedeki savaşın bir an önce durmasını, taraflar arasındaki sorunların görüşmeler yoluyla çözümünü istiyoruz.
Pazartesi gününden itibaren bu doğrultuda pek çok telefon görüşmesi gerkeçekleştirdim. Türkiye olarak arabuluculuk dahil üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız. İnşallah bu tavrımızı sonuna kadar muhafaza edeceğiz. Ne Gazze’de, ne İsrail’de, ne Suriye’de, ne Ukrayna’da çocuklar, siviller, masum insanlar ölmesin, daha fazla kan akmasın istiyoruz.”
Yorumlar kapalı.