DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, katıldığı programlarda Ahmed eş-Şera ile SDG komutanı Mazlum Abdi arasında imzalanan anlaşma hakkında açıklamalarda bulundu.
“ÇERÇEVE ANLAŞMA ÖNEMLİ BİR BAŞLANGIÇ”
Ekmen, anlaşmanın imzalanmasının bölgeyi yakından takip edenler için sürpriz olmadığını, ancak zamanlamasının dikkat çekici olduğunu belirtti.
Uzun süredir PYD ile Şam yönetimi arasında müzakerelerin devam ettiğini hatırlatan Ekmen, Mazlum Abdi’nin daha önce federasyon talep etmediklerini, sınır güvenliğini Şam yönetimine devretmeye hazır olduklarını ve yabancı savaşçıların tasfiyesine yönelik adımlar atabileceklerini ifade ettiğini aktardı.
Anlaşmanın Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruma, tek ordu oluşturma ve doğal kaynakların adil paylaşımı gibi kritik unsurları içermesinin değerli olduğunu vurgulayan Ekmen, PKK’nın feshi sürecinde gündeme gelmesi beklenen yabancı savaşçılar konusunun anlaşmada yer almamasının dikkat çekici olduğunu dile getirdi. Bu konunun, Türkiye’deki süreçle ilişkilendirilebileceğini düşündüğünü belirtti.
“BU TÜR ANLAŞMALAR NİHAİ DEĞİL, BİR BAŞLANGIÇTIR”
Türkiye’nin kaygılarına da değinen Ekmen, Ankara’nın PKK ile bağlantılı ya da bağlantısız, Suriye’den tehdit oluşturabilecek silahlı güçlere karşı olduğunu ve bu talebin anlaşmayla karşılanıyor gibi göründüğünü ifade etti.
Ancak bu tür anlaşmaların nihai olmadığını vurgulayan Ekmen, anayasa yapım sürecinin en az 3 ila 5 yıl sürebileceğini ve gelişmelerin dikkatle takip edilmesi gerektiğini söyledi. Şam yönetiminin uluslararası alanda meşruiyet kazanması durumunda, devlet olmanın gerekliliklerini yerine getirmesi gerektiğini hatırlatmak gerektiğini belirtti.
Yeni anayasa sürecinde, Kürtler, Araplar, Türkmenler, Nusayriler, Dürziler, Şiiler ve Sünnilerin eşit ve onurlu vatandaş olarak yönetimden pay almasının önem taşıdığını ifade eden Ekmen, bu süreçte Türkiye ile dostane ilişkilerin korunması gerektiğine dikkat çekti.
“SURİYE KÜRTLERİ GERÇEK TEMSİL DENGESİYLE ŞAM’A ENTEGRE OLMALI”
Ekmen, Türkiye ile Suriye’nin gelecekteki olası ilişkilerine değinerek, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi örneğini verdi. “Düne kadar düşman kabul edilen Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi, bugün Türkiye’nin en büyük ticari ortağı konumunda. En büyük müteahhitler, işletmeler ve markalar Türk markaları. Aynı durumun Suriye’de de geçerli olmasını istiyoruz” dedi.
2011’de Suriye’de 13 aktif Kürt partisinin bulunduğunu, ancak bunların tamamının PYD tarafından dışlandığını belirten Ekmen, 2012 yılında batman, Urfa ve Diyarbakır’a gelen ilk Suriyeli göçmenlerin PYD tarafından bölgeden uzaklaştırılan Kürtler olduğunu hatırlattı.
Bu kişilerin geri dönerek siyasi hayata katılması gerektiğini vurgulayan Ekmen, yeni anayasa sürecindeki Kürt temsilinin yalnızca PYD kontrolünde olmaması gerektiğini, Kürt siyasetinin ve sosyolojisinin gerçeği yansıtması gerektiğini ifade etti. “PYD’nin tek başına bir hegemonya kurması yerine, Kürtlerin gerçek temsili sağlanarak Şam yönetimiyle entegrasyon gerçekleşmeli” dedi.
Son olarak, Türkiye’nin Suriye’nin tüm bölgeleriyle eşit ve dostane ilişkiler kurmasını temenni ettiğini, ülkenin yeniden inşa sürecinde Türkiye’nin en büyük destekçi olması gerektiğini ifade etti.