• İmsak 00:00
  • Güneş 00:00
  • Öğle 00:00
  • İkindi 00:00
  • Akşam 00:00
  • Yatsı 00:00
  • İFTARA KALAN SÜRE 00:00:00
İMSAKİYE 2025 - Batman

Kürtler’den Ahmet eş-Şara’nın “Anayasal Bildirge Taslağı”na sert itirazlar

featured

Özerk Yönetim, Arapça’yı devletin resmi dili olarak belirleyen ve Araplık ve İslamiyet dışında herhangi bir etnisite ya da dinin adını anmayan taslağı “Suriye’nin ulusal ve toplumsal kimliğinin fiili bir tahrifatı” olarak niteledi. “Suriye’nin yarasının yeniden kanaması” olasılığına dikkat çekti.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (AANES) Perşembe günü geçiş dönemi Cumhurbaşkanı Ahmded eş-Şara’nın imzaladığı Anayasal Bildirge taslağını “Suriye’nin ulusal ve toplumsal kimliğinin tahrif edilmesi” olarak niteledi.

Ahmed eş-Şara, Beşar Esad rejiminin devrilmesinin üçüncü ayında Anayasal Bildirge taslağını ülkeyi kalkınma yoluna sokması ve “cehaleti bilgiyle, acıyı merhametle değiştirdiğimiz Suriye için yeni bir tarih” olması umuduyla imzaladığını duyurmuştu.

Mazlum Abdi ve Ahmed eş-Şara’nın imzaladığı anlaşma

AANES’in askeri-politik yönetim merkezi Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Komutanı Mazlum Abdi önceki gün Humus kentinde bir araya geldiği Ahmed eş-Şara ile DAANES’in Şam rejimiyle entegrasyon hedeflerinin kayıt altına alındığı bir anlaşma imzalamıştı.

Kürtler'den Ahmet eş-Şara'nın "Anayasal Bildirge Taslağı"na sert itirazlar

Anlaşma birinci maddesinde “Dinsel ve etnik kökenlerine bakılmaksızın tüm Suriyelilerin siyasal sürece ve tüm devlet kurumlarına katılım ve temsil hakları[nın] yetki ve sorumluluk temelinde güvence altına alınaca[ğı]”nı; ikinci maddesinde de “Kürt toplumunun Suriye devletinin asli bir unsuru olarak tanınaca[ğı], Kürtlerin vatandaşlık hakkını ve tüm anayasal haklarını garanti altına alaca[ğı]”nı kaydediyordu.

AANES: “Baas standartlarında…”

Kürt güçlerinin öncülüğündeki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (AANES), yaptığı açıklamada bildirgenin “Baas hükümetinin uyguladığı standartlara ve kriterlere benzer hükümler ve geleneksel bir üslup” içerdiğini söyledi.

AANES’in açıklamasında, “Bu eylem, Suriye’nin gerçekliği ve çeşitliliğiyle bir kez daha çelişiyor. Ayrıca, bu bildirge Suriye halkının ve Kürtlerden Araplara, Süryanilere, Asurilere ve diğer Suriye ulusal bileşenlerine kadar çeşitli bileşenlerinin izinden ve ruhundan yoksun olduğu için, Suriye’nin ulusal ve toplumsal kimliğinin fiili bir tahrifatıdır” ifadeleri yer aldı.

İslam hukukunu temel alan Anayasa Bildirgesi taslağı

Beş yıl olarak belirlenen geçiş dönemi boyunca geçerli olacağı ifade edilen taslağın 2. Maddesi “Cumhurbaşkanının dini İslam’dır ve İslam hukuku (fıkıh), yasaların temel kaynağıdır.” diyor.

Ayrıca “İnanç özgürlüğü[nün] güvence altında [olduğunu]”, “devlet[in], tüm semavi dinlere saygı göster[diğini] ve ibadet özgürlüğünü güvence altına a[dığını]” kaydeden taslak, “kamu düzenini bozmamak koşuluyla tüm ritüelleri yerine getirme özgürlüğünü garanti ettiğini” dile getiriyor.

“Suriye’den ve halkının umutlarından çok uzak”

DAANES yönetimi, Suriye’nin bugün halkının dayanışmasına ve birliğine ihtiyaç duyduğunu belirterek, Suriye ulusal çeşitliliğini yansıtan bir anayasaya ihtiyaç olduğunu vurguladı.

“Bu bildiri halkımızın özlemlerini temsil etmiyor ve Suriye’deki gerçek kimliklerini gerçekten tanımıyor. Sadece ‘Suriye’de gerçek demokrasiye ulaşma çabalarını baltalayan’ bir biçim ve çerçeve görevi görüyor ve hükümleri Suriye’den ve halkının umutlarından çok uzak,” diye ekledi.

Bildiri, Arapçayı devletin resmi dili olarak belirliyor ve Araplık ve İslamiyet dışında herhangi bir etnik köken veya dinin adını anmıyor.

“Dar görüşlülük bizi başa döndürmesin”

AANES açıklaması, “Gerçek bir anayasa, tüm bileşenlerce paylaşılan ve Suriye’nin geleceği ve gelecek kuşaklar için sürdürülebilir demokratik yol olarak kabul edilen bir anayasadır. Bazı dar görüşlü uygulama ve fikirlerin bizi başa döndürmeyeceğini umuyoruz, çünkü bu sadece Suriye’nin yarasının yeniden kanamasına neden olacaktır,” ifadesiyle son buldu.

Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTS) diğer isyancı silahlı gruplarla Ahmed eş-Şara önderliğinde başlattığı isyanla Esad ailesinin elli yıllık iktidarını 8 Aralık 2024’te sona erdirmesinin ardından Ocak’ta toplanan “Zafer Konferansı” Suriye’de yürürlükteki 2012 anayasasının kaldırılacağını ve yeni bir anayasa taslağı hazırlanacağını duyurmuştu.

Kürtlerin siyasal sözcüleri Şam’ı geçiş sürecine diğer etnik ve dini grupları dahil etmemesi nedeniyle pek çok kez eleşttirmişti.

Kürtlerin itirazları

Ahmed eş-Şara’nın Perşembe günü imzaladığı “taslak” AANES’in davet edilmediği 24-25 Şubat “Suriye Ulusal Diyalog Konferansı”na yönelik eleştirilerini dikkate almadığı gibi, Kürtlerin varlık ve kimliklerinin tanındığı Mazlum Abdi’yle karşılıklı imzalanan “entegrasyon” anlaşmasındaki hükümlere de anayasal tanınma atfetmediğini ilişkin işaretler veriyor.

AANES, çağrılmadığı “Ulusal Diyalog Konferansı”nın ardından yayımladığı resmi açıklamada  konferanstan dışlandıklarını ve bu nedenle kararlarının uygulanışını tanımayı veya bunlara katılmayı reddettiklerini vurgulamıştı.

Özerk Yönetim açıklamasında, “Suriye’nin bir parçası olarak bu diyalogda temsil edilmedik. Konferansa hem biçim hem de içerik olarak itiraz ediyoruz ve sonuçlarının bir parçası olmayacağız” ifadelerine yer verdi.

24-25 Şubat’ta Şam’da toplanan “Suriye Ulusal Diyalog Konferansı” kalıcı bir anayasa taslağı hazırlamaya yönelik bir anayasa komitesi kurulması gibi önemli kararları içeren bir Sonuç Bildirgesi yayımladı. Düzenleyicileri, konferansı siyasi istikrara yönelik önemli bir adım olarak tanımlarken, AANES süreci temsiliyetten uzak ve dışlayıcı olarak niteledi.

AANES 26 Şubat’ta yaptığı açıklamada, Suriye halkının özellikle önceki rejimin çöküşünden sonra ülkenin geleceğini şekillendirmek için uzun zamandır ulusal bir diyalog aradığını doğruladı. Ancak, Suriye geçici hükümetini gerçekten kapsayıcı ve katılımcı bir süreç sağlayamadığı için de eleştirildi.

Özerk Yönetim “Suriye’deki geçici yönetimin diyalog ve ortaklığa ilişkin adımlar[ının] derin bir hayal kırıklığı yarattı[ğını]” belirtti.

Konferans hazırlık komitesinin Suriye toplumunun çeşitli bileşenlerini yansıtmadığını belirten açıklamasında AANES ayrıca Konferansı düzenleyenleri gerçek bir diyalog yaratamamak veya siyasi ayrılıkları aşamamakla da suçladı.

“Konferansa katılan kişiler Suriye halkının gerçek temsilcileri değil” denilen açıklamada, sürecin kilit siyasal ve sosyal aktörlerinin “dışlanması ve marjinalleştirilmesi” anlamına geldiği belirtildi.

AANES, Konferans’ın Özerk Yönetim ve diğer büyük siyasi grupları bir kenara itmekle Suriye’nin gelecekteki yönetimi açısından geniş ve meşru bir çerçeve oluşturma temel amacına ulaşmaktan uzak kaldığını savundu.

AANES, açıklamasının sonunda, tüm Suriyelileri dışlama veya marjinalleştirme olmaksızın temsil eden gerçekten kapsayıcı bir ulusal diyalog çağrısını yineledi.

Tüm siyasal hizipleri ve etnik toplulukları kapsayacak yeni bir konferans çağrısında bulunan Özerk Yönetim, Suriye’nin gelecekteki yönetimi için demokratik ve katılımcı bir yaklaşıma ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

26 Şubat’ta Rojava’da faaliyet gösteren 35 parti yayımladıkları ortak açıklamayla “azınlıkların göstermelik temsili” olarak niteledikleri konferans kararlarını reddettiklerini açıkladılar.

Öncesinde Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) de çağrıların seçmeci bir tarzda ve bireylere yönelik olarak ve “dengeli bir temsili sağlayacak ölçütlerden uzak olarak” yapıldığını söyleyerek Konferansı eleştirmişti.

Kaynak: Bianet

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Batman Burada ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!