Diyarbakır merkezli Kürt Çalışmaları Merkezi’nin Ekim ayı araştırmasına göre Kürtlerdeki sekülerleşme dinamiği daha güçlü. Kadın hakları konusunda daha özgürlükçüler.
Araştırmaya göre ‘Din dersi zorunlu değil seçmeli olmalı’ diyenlerin oranı yüzde 48 , ‘Kadınlar istediği saatte dışarıya çıkabilmelidir’ sorusuna ‘Katılıyorum’ diyenlerin oranı yüzde 56.
Gazetepencere’den Candan Yıldız’ın haberine göre, Kürt Çalışmaları Merkezi’nin 20 ilde, 1492 kişiyle yüz yüze yaptığı bir yıllık araştırmanın sonuçları yayımlandı. Araştırma sonuçlarına göre, “Kürtlerde sekülerleşme dinamiği daha yüksek, muhafazakarlık gündelik hayatı domine eden bir akım değil.
Kürt Çalışmaları Merkezi Direktörü Reha Ruhavioğlu bu sonucu şöyle yorumladı:
“Türkiye’deki ve dünyadaki sekülerleşme dinamiğine ek olarak hegemonik siyasi gücün seküler olmasıyla da ilişkili. Bu da bize ‘Kürtler Türkiye’de hâlâ daha dindar bir grup mu?’ sorusunu sorduruyor.”
Demirtaş en beğenilen siyasetçi
Araştırmaya göre 4 Temmuz 2016’dan bu yana tutuklu olan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Kürtler arasında en beğenilen siyasi lider.
Erdoğan ise Kılıçdaroğlu’nun gerisinde…
Kadın hakları konusunda Kürtler özgürlükçü
Ruhavioğlu araştırma sonuçlarından yola çıkarak ‘Muhafazakarlık gündelik hayatı domine eden bir akım değil. Kadın açısından daha özgürlükçü bir sonuç ortaya çıkıyor’ yorumunu yaptı.
Araştırmaya göre;
‘Kadınlar istediği saatte dışarıya çıkabilmelidir’ sorusuna ‘Katılıyorum’ diyenlerin oranı yüzde 56
‘Din dersleri zorunlu değil seçmeli olmalıdır’ diyenlerin oranı yüzde 48
‘Cemevleri ibadethane tanınmalıdır’ diyenlerin oranı da yüzde 53
Ancak Kürtler LGBTİ+ meselesine hala mesafeliler. ‘Devlet eşcinselliğin yaygınlaşmasını önleyecek tedbirler almalı’ diyenlerin oranı yüzde 53.
Kürt gençliğinde milliyetçilik yükseliyor
Araştırmada Kürt gençliği ile ilgili şu bulgular yer alıyor: Yaş düştükçe özgürlükçü, arttıkça ise Müslüman-dindar kimlik daha yüksek. Kürt gençlerde milliyetçilik
büyüklerine göre daha yüksek. Atatürkçü, feminist, sosyalist gibi kimlikleri benimseyenler gençler arasında daha yoğun.
Son 5 yıldır yaptıkları araştırmaları yorumlayan Ruhavioğlu ‘Kürt milliyetçiliği yüzde 5’lerden yüzde 12’lere gelmiş durumda. 2020’de Kürt Gençliği araştırmasında kendisini milliyetçi olarak tanımlayanların oranı Yüzde 4.25 iken son üç yılda bu rakam iki katına çıkmış durumda‘ dedi.
Araştırmanın sonuçlarının analizi ise şöyle:
Türkiye’de yaklaşık 12 milyon yetişkin (17 yaş üzeri) Kürt nüfus bulunuyor. Bu da Türkiye’deki yetişkin nüfusun yaklaşık %20’sine denk geliyor. 17 yaş altındaki nüfus içinde ise Kürt oranı daha yüksek.
Kürtlerde sosyo-demografik dönüşüm gözlemleniyor. Kürtlerin hareketliliği azalıyor. Kürtlerde kırsallık azalmış kentleşme hızlanmış. Göç davranışı Türkiye ortalamasına benzeşmeye başlamış.
Nüfus Türkiye geneline göre daha genç. Her 100 kişinin yaklaşık 60’ı, 30 yaşın altında. Bu oran Kürt olmayan nüfusta %42 civarında. Ancak Kürt nüfusta da artış hızı azalmaya başlamış durumda.
Gençlerdeki eğitim düzeyi Türkiye’nin geri kalanına yakınlaşmış durumda. Ancak aileleriyle aralarındaki eğitim düzeyi çok geniş bir makas yaratıyor. Bu da kuşaklararası çatışmaya zemin oluşturuyor.
Türkiye’deki Kürt toplumunun sekülerleşme dinamiği daha güçlü. Hem hız hem de yoğunluk daha yüksek. Dünyanın ve Türkiye’nin sekülerleşme trendlerine ek olarak hakim siyasi havanın seküler olmasının etkisi görülüyor.
Kürt kimliği geçmişe kıyasla daha açık ve özdeşlik kurularak taşınan bir kimlik haline gelmiş. Katılımcıların üçte ikisi kimliği güçlü şekilde sahipleniyor. Kürtlüğü sahiplenme düzeyi zayıf olanların oranı %15’i geçmiyor.
Kürtler için uzun zamandır devam eden iki kutuplu siyaset tablosu kısmen de olsa değişiyor. Parti tercihlerinden bağımsız olarak iki kutbun dışında ara kategoriler oluşuyor. Sandığa gitmeyen kümenin özelliklerine ve özellikle eğitimli Kürtlerin siyasi davranışlarında ortaya çıkan çeşitlenmeye bakıldığında bu ara kategorilerin farklılaşmaları görülüyor.
Eğitimliler ve gençler daha çeşitli ve renkli bir düşünsel ve siyasi yaklaşım sergiliyorlar. Bu kesimin siyasi tercihlerinden bağımsız olarak, düşünsel pozisyonları ana akım iki siyasi kutuptan ayrışıyor.
Yaklaşık 10 yıl önce daha özgüvenli, taleplerini daha yüksek sesle dile getiren, daha umutlu bir Kürt nüfus varken bugün Kürt meselesi dahil siyasete ilgi azalmış görünüyor.
Kürt nüfusunun büyük bölümünün geçmişe göre radikal eğilimlerinin azaldığı ve daha ana akım bir noktaya evirildikleri görülüyor. Sivil taleplerin ve sivil siyasetçilerin bu düzeyde öne çıkması bu dönüşümün bir sonucu olarak değerlendirilebilir.