Merhaba sevgili okurlar, sözde iç açıcı olarak görünen asgariye zam söylentileri özünde iç acısı veriyor diyebileceğimiz bir hal almış aynı zamanda.
Bir toplum düşünün maaşlarına yapılan zamma sevinemeyen.
Perşembe’nin gelişi çarşambadan bellidir.
Bu dejavuyu daha önce yaşamıştık sanırım.
Vatandaş ne yaşayacağını çok iyi biliyor.
Daha almadığı zamlı maaşın nereye gideceğinin temeli şimdiden atılmaya başladığının farkında.
Sözde yaşamamızın konforumuzu iyileştirmesi için yapılan zammın, özünde kendimizden geçtim soframızda daha neleri kısacağız acaba.
En kötü soğan ekmek yeriz diye söz ettiğimiz soğan bile TOGG ile kıyaslanıyor.
Sağlıklı beslenmek isterseniz her gece uyumadan önce manda yoğurdu Medine hurması vs. diye beslenme listesi sunarlar.
Et çok pahalı derseniz eğer, kuzu kesin daha hesaplı olur derler.
Şahlanan meyve sebze fiyatlarından şikâyet ederseniz meyve sebzeyi taneyle alın derler.
Soğan fiyatlarından şikâyet ettik, ülkede şu kadar kişi bu kadar yerli otomobil siparişi vermiş soğan mı alamıyorsunuz deyip suratımıza tokat gibi yapıştırdılar.
Asgariye gelecek olan zam oranı hiç önemli değil isterse yüzde yüz olsun geldiği gibi gideceği için vatandaş o kısımla ilgilenmiyor.
Bunları yazıyorum diye muhtemelen bende vatan haini olarak ilan edilebilirim.
Doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Onuncu köyden kovulsam dahi bildiklerimi yazmaktan vazgeçmeyeceğim.
Paranız yok soğan almaya, yerli milli otomobil almaya utanmıyorsunuz.
En temel ihtiyacın ucuza karşılanması TOGG’dan daha önemlidir. 25 liraya soğan alamayan insan yerli milli diye TOGG ile nasıl övünsün.
Bir taraf yerli otomobil le insansız hava araçlarından söz ediyor diğer taraf market ve manavlarda yaşanan alım gücünden konuşuyor.
Asgari maaş ile evini geçimini düşünen insanlar için elbette soğan ekmek daha ilgilendirici. Bir asgari ücret dört kişilik ailenin bir aylık gıda masrafını karşılayamıyor.
Gıdanın pahalı olduğu yerde teknoloji vatandaş için anlamsızdır.
Önce halka ucuz ve güvenilir gıda sunulsun sonra vatandaş isterse yerli milli TOGG ile İHA’ları ile övünür.
Asgariye gelecek olan zammın yüzde yetmişi ev kiralarında gidecek.
Anlamadım ki, iki yılda Batman Paris mi oldu? Batman’a deniz mi getirdiler?
Batman büyük şehir oldu da haberimiz mi yok. Çok değil ya daha bir iki yıl öncesinde bin TL yüksek diye söz ettiğimiz ev kiraları 5 bini, yedi bini buldu.
Bugünün ev sahipleri geçmişin asgari ücretlileri. Bugünün asgari ücretlileri hiç bir zaman geleceğin ev sahibi olamayacak.
Malum önümüz seçim, seçim ile uyuyup seçim ile uyanıyoruz. Vaatler havada uçuşuyor önemli olan yerine getirilmeyen vaatlerin hesabını sorma özverisini herkes kendisinde görüyor mu?
Neyse ki geleceğin ekonomistleri, siyasetçileri bugün beşikten eğitiliyor. 5 yaşındaki çocuk siyasetçi, ekonomist olacak seviyeye geldi.
5 yaşındaki kızım gördüğü herkese Kılıçdaroğlu mu? Erdoğan mı diye soruyor?
9 yaşındaki oğlum, okul kantininden yüksek fiyata malzemesinde çalınmış yiyecekler almamak için ısrarla yiyeceğinden içeceğine kadar evden beslenme götürmek istiyor.
Buradan tüm ebeveynlere sesleniyorum;
Çocuklarımızı siyasete, ekonomiye yaşanan doğal afetlere karşı iyi bilgilendirelim yaşı küçük anlamaz demeyelim.
Neyin ne olduğunu çocuk yaşlarından öğrensinler, öğrensinler ki geleceğe vicdanlı, adaletli topluma faydalı bireyler olarak yetişsinler.
Kısaca asgarî ücretli karın tokluğuna çalıyor.
İnsanlar kendi evini geçindirme derdinde.
Böyle bir dönemde insanlar tabi ki de soğan şu kadar meyve bu kadar diye konuşacak.
Ekonomi darmaduman alım gücü oldukça düşük.
Enflasyon deseniz her gün yükseliyor.
Market fiyatları her gün yükseliyor.
Kimin suçu?
Fırsatçılara fırsat verenlerin suçu.
Fırsat verenler nerde? Ağaca çıktı. Ağaç nerede? Balta kesti. Balta nerede? Suya düştü. Su nerede? İnek içti. İnek nerede? Dağa kaçtı? Dağ nerede? Yandı bitti kül oldu!
Şimdi solunda atan tüm kalbinle cesaretinle gücünle ormanları tekrardan yeşile boyatmaya var mısınız?
Denenmişi aynı şartlarda tekrarlamak ahmaklıktır
Yorumlar kapalı.