Batman’ın Kozluk ilçesinde yaşayan 8 yaşındaki Ş. S., 7 Ocak tarihinde evinin önündeki ipte asılı bulundu. Kozluk Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili cinsel istismar şüphesiyle soruşturma başlattı, ancak adli tıp raporundaki bulgulara rağmen dosya ‘somut delil yoktur’ denilerek kapatıldı. Şu anda 8,5 yaşında olan Ş. S., bu yaşadıklarından sonra konuşamıyor ve yürüyemiyor…
Medya Koridordan Canan Kaya’nın haberi şöyle:
Geçtiğimiz temmuz ayında Batman’da yeniden artan genç intiharlarını araştırmak için bölgeye gittim. Hastane kaynaklarıyla yaptığım görüşmede, intihar edenler arasında 8 yaşında bir çocuğun da olduğu söylendi. Duyar duymaz dehşete düştüm… 8 yaşındaki bir çocuk nasıl olur da intiharı düşünebilirdi? ‘Bu olayın arka planında başka bir şey var’ diye düşündüm ve araştırmaya başladım. Araştırdıkça da karşıma engeller ve AKP’yle sıkı ilişkileri olan bir aile çıktı.
Olay, 7 Ocak 2024 gerçekleşti… O gün evinin önündeki ipte asılı bulunan 8 yaşındaki Ş. S., ailesi tarafından hastaneye kaldırıldı. 9 Ocak tarihinde medyaya yansıyan olaya ilişkin sosyal medyada çocuğun cinsel istismara uğradığı ve gözaltılar olduğu öne sürüldü.
Bu iddiaların ardından Kozluk Cumhuriyet Başsavcılığı, gözaltı iddialarını yalanlayarak soruşturma başlatıldığını ve titizlikle devam ettiğini açıkladı. O tarihten sonra da ne ulusal ne de yerel basında tek bir haber yer almadı.
GAZETEYİ BASTILAR, TEHDİT ETTİLER!
Aslında olayı ilk duyuran gazeteci, Batman’ın yerel gazetesi Sonsöz’de çalışan Hatice Türkan oldu. Türkan’ın telefonda yaptığı aktarıma göre, haberi yayımladıktan kısa bir süre sonra Ş. S.’nin ailesi iki araçla gazeteyi bastı ve haberin yayından kaldırılması için baskı yaptı. Türkan, haberi kaldırmayacağını söyleyince de “Seni Batman’da barındırmayız” diyerek gazeteciyi tehdit ettiler. Yalnızca 1,5 gün sonra da habere erişim engeli getirttiler.
AİLE, “ASMA DALINA DOLANDI” DEMİŞ!
Gazeteci Türkan, ailenin kendisine çocuğun ipte asılı olmadığını, oyun oynarken asma dalına dolandığını ve o dalın boynunu kestiğini söylediklerini belirtiyor.
DOKTORLAR ‘CİNSEL İSTİSMAR ŞÜPHESİ VAR’ DEDİ
Ancak Ş. S’nin hastaneye kaldırıldığı gün tutulan hasta kayıt formunda; çocuğun kalbi durmuş bir şekilde geldiği, kalp masajı yapıldığı, boyun çevresinde 1 santim eninde ası izi olduğu ve entübe edildiği belirtiliyor.
12 Mart tarihine kadar hastanede tedavi gören Ş. S., bu olaydan sonra ne yazık ki engelli kaldı… Ne konuşabiliyor, ne de vücudunu hareket ettirebiliyor. O günlerde görüştüğüm doktorlar ise cinsel istismara ilişkin güçlü bulgular olduğunu söylediler. Hastane ve adliye kaynakları ‘intihar’ diyorlardı ama hâlâ çok fazla soru işareti vardı.
ADLİ TIP RAPORUNDAN İSTİSMAR ÇIKTI!
Temmuz ayından bu yana olayın peşini bırakmadım. Dosyada gizlilik olduğu, aile de siyasi bağlantılarına güvenerek pek çok kuruma korku yaydığı için belgelere ulaşmam kolay olmadı. İki buçuk ay sonra Diyarbakır Adli Tıp Kurumu’ndan alınan ilk adli tıp raporu elime geçtiğinde ise cinsel istismar şüphesinin tıbben kanıtlanmış olduğunu gördüm. Rapora göre, olay yerinden alınan ve biri çocuk olmak üzere 3 erkek şahsın kıyafetleri de incelendi. Hem kıyafetlerde hem de Ş. S’nin genital bölgesinde sperm saptandı.
Ancak adli tıp raporundaki bu önemli bulgulara rağmen, 26 Nisan 2024’te alınan ek bir raporla “somut delil yoktur” denilerek dosya kapatıldı. Kozluk Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kararında, “Olay günü mağdur ile aynı ikamette bulunan annesinin ve kardeşlerinin beyanları ile olayın meydana geldiği yerin özellikleri bir bütün halinde değerlendirildiğinde, mağdurun oyun oynarken bahçelerindeki direkte asılı halde bulunan ipi oyun maksadıyla boynuna dolaması sonucunda olayın gerçekleştiği değerlendirilmiştir” denildi.
Yani başsavcılık diyor ki ‘Ş. S., oyun maksadayıyla bahçedeki ipi boynuna doladı ve boğulma tehlikesi geçirdi.’
* Peki o ipi oraya kim astı?
* 8 yaşındaki bir çocuk, oyun maksatlı da olsa bir ipi boynuna doladığında hayati tehlike yaşayacağını düşünemez mi?
* Şeyma’yı o ipe olaya intihar süsü vermek için asmış olamazlar mı?
Olayın ısrarla üzerinin örtülmeye çalışılmasından yola çıkarak özellikle de son sorunun üzerinde daha bir yoğunlaşmamız gerekiyor.
Adli tıp raporunu 3 ayrı adli tıp uzmanına yorumlattım. Üçü de ‘yüzde yüz cinsel istismar var’ diyor.
Peki bu kadar somut delil karşımızda dururken, hangi ‘güçlü el’ devreye girdi ve Ş. S’nin dosyasını ek rapor aldırarak jet hızıyla kapattı?
Bu olaydan sonra yatağa bağlı olarak yaşamını sürdüren ve şu anda 8,5 yaşında olan bir çocuğa bu kötülüğü kim yaptı, hayatını kim ya da kimler kararttı?
Gazeteci Türkan’ın aktardığına göre, ailenin AKP ile sıkı ilişkileri var. Peki bu siyasi bağlantıların ‘olayın üzerinin örtülmesinde payı var mı’ araştırıp göreceğiz.
Şüpheli bir şekilde kapatılan bu dosyanın yeniden açılması ve suçlu ya da suçlular hak ettikleri cezayı alana kadar bu olayı hep birlikte takip etmeye devam etmeliyiz.
Yorumlar kapalı.