İnsan Hakları Derneği (İHD) Batman Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” eyleminin 567’ncisi için Gülistan Caddesi’nde bir araya geldi. Kaybedilenlerin fotoğraflarının taşındığı eylemde, bu hafta 10 kenti etkileyen Maraş Pazarcık merkezli depreme ilişkin açıklama yapıldı.
Burada konuşan Şube Eşbaşkanı Rumeysa Deniz Kaya, depremde binlerce kişinin yaşamını yitirdiğini hatırlatarak, “Deprem olur olmaz herkesin yaptığı gibi bizler de bölgedeki İHD yöneticilerini arayıp, bilgi edinmeye çalıştık ve durumun ne kadar korkunç olduğunu öğrendik. Sahadan aldığımız bilgiler, depremde yıkılan yerleşim yerlerinde arama kurtarma faaliyetlerinin ilk 36 saat boyunca neredeyse hiç yapılmadığı ya da yapılabilen yerlerde yerel imkanlarla oldukça sınırlı olarak yapıldığı yönündedir. Hükümet tüm yetkileri, merkezde kendinde topladığı için harekete geçememiş veya ilan ettiği 4. seviye kriz durumunu ilk günü izleyerek geçiştirmiştir. Bu durum Türkiye’de ciddi bir yönetim sorunu ya da idari sistem sorunu olduğunu net olarak ortaya koymuştur” dedi.
İktidarın yaşam hakkını korumakla yükümlü olduğunu söyleyen Kaya, “Türkiye birinci derece deprem kuşağı üzerinde bulunan bir coğrafyaya sahiptir. Dolayasıyla depreme dirençli yerleşim yerleri kurması ve binaların depreme dayanıklı olarak yapılması gerekmektedir. Bu konuda yeterli mevzuat vardır. Ancak uygulamada ciddi yer yer kusura varan ihmaller bulunmaktadır. Bunun önlenememesinin sebepleri arasında cezasızlık politikası yatmaktadır. Özelikle TMK kapsamındaki suçlar dışındaki suçlarla ilgili sık sık getirilen örtülü aflar ve denetimli serbestlik adı altında yapılan uygulamalar ihmal, bilinçli taksir ve olası kast nedeni ile işlenen suçları neredeyse cezasız bırakmaktadır. Bu nedenle son 10 yılda gerçekleşen depremlere baktığımızda sorumluluğu bulunan kamu görevlileri ile bina yapımında sorumlu olan kişilerin cezasızlıkla karşı karşıya kaldığı gerçeği unutulmamalıdır. Yaşam hakkı ve kişilerin vücut bütünlüğüne yönelik suçlar söz konusu olduğunda kesinlikle ve kesinlikle cezasızlık ile mücadele edilmelidir” ifadelerini kullandı.
OHAL’E TEPKİ
Depremin hemen ardından Olağanüstü Hal’in (OHAL) ilan edilmesine tepki gösteren Kaya, şöyle devam etti: “İktidarın, mevcut yasal olanaklar yeterli iken (katı merkezi otoriter sistem) 8 Şubat 2023 tarihinden itibaren deprem nedeni ile 3 aylık OHAL ilan etmesinin gereksiz olduğunu, bu durumun sivil toplum ile siyasi ve toplumsal muhalefetin deprem bölgesinde hareket alanını sınırlamaya dönük olduğunu belirmek isteriz. Siyasi iktidar, bu kadar büyük bir afet zamanında herkesin desteğini ve katkısını alması gerekirken, OHAL ilan etmesi iyiniyetli olarak değerlendirilemez. OHAL’e gerek yoktur. Bir an önce sona erdirilmelidir.”
Açıklama sonrası depremde yaşamını yitirenler için saygı duruşunda bulunuldu.
Yorumlar kapalı.