Biri sistem mi dedi?

featured

Bir futbol topu olmasa da neredeyse herkesin zamanının birinde sözleriyle şutladığı eğitim sistemi acaba yeteri kadar yıpranmadı mı?
Yıpranan bir şey ne olursa olsun değişmez mi?

Peki ya sizce biz ne kadar haklıyız bu soruyu kendimize sorduk mu?
İster içinde ister dışında olalım mevcut sistem hakkında bir fikir sahibiyiz. Gençlerin yeterli imkan verilmemesi, kendini ifade edememesi, her şeyin fabrikasyon oluşu gibi. Mevcut sistemin belli bir rutini barındırdığı aşikar. Bu rutinin nasıl ve ne zaman olacağı bilinmese de hayatı durağanlaştırdığı göze çarpmaktadır. Bu durağanlık hayat enerjimizi, yaşam tarzımızı ve mevcut verimliliğimizi ne yazık ki düşürmekte.
Su anki sistemin sonucunu bir köşeye bırakırsak içinde bulunduğumuz durumu daha geniş bir perspektifle değerlendirelim.

Biri sistem mi dedi?

İster ödevlerle olsun, ister projeler olsun veya sınavlarla olsun sistem bizim üzerimize belli başlı sorumlulukları yüklüyor. Tıpkı bir yük taşıma gibi. Ama ne yazık ki bu yük bizim kas yapmamıza ya da kişiliğimizi güçlendirmede yardımcı olduğu söylenilemez. Peki ya hayata ne tür bir hazırlıkta bulunuyorda bütün bir neslin ilk hayat tecrübesi oluyor. Daha önceden sistemi eleştirenlerin şu tarz konuşmalarına denk gelmiş olabilirsiniz. Okul okumamasına rağmen hayatta çok başarılı ya da onca yıl okul okumasına rağmen işin patronu bir ilk okul mezunu. Bizlere çok saçma bir paradoks gibi geliyor olabilir. Ama biraz daha geniş bir bakış açısıyla bakacak olursak okulun kitap arasındaki belli cümleleri ezberletmekten ziyade sorumluluk alabilen bireyleri yetiştirmeye odaklı olduğunu söyleyebilir miyiz? Sonuçta mezun olduğumuzda kitaplar arasındaki kuru bilgilerden ziyade bize kazandırmış olduğu alışkanlıklar kalır. Başara bildiysek disiplinli olmayı ya da araştırmacı bir ruha sahip olmayı belki de ufkumuzu genişleterek sanatla ilgilenme fırsatı sunar sonuçta hayatın geniş bir perspektifi var. Bunca çeşitliliğin insan çeşitliliğiyle çarpışması elbette etkileyici sonuçlar doğuruyor. Dikkat çekici bir bakış açısı şu ki hayat da bize belli başlı sorumluluklar yüklüyor. İstesek de istemesek de başarılı olmanın tek hayatın kurallarına uymak olur tabi daha stratejik ve işlevsel adımlarla. Kendi sorumluluğumuz olan çalışmakta ister iş olsun ister insanlarla olan iletişimizde olsun bizi geliştiriyor. En erken şekilde uyum sağlamamızı sağlıyor. Toplumumuzda hayat okulu diye bir tabir vardır. Bu hayat okulunda inekleyenler ve çok çalışanların başarısız olma ihtimali çok düşük iken sistematik işleyişte mezun olanlar ne yazık ki hayattaki ilk adımlarında tökezlemekteler.
İster belli sistemin belli kalıplar dışına çıkmaması olsun ister hayatın çok yönlülüğü olsun insanın her şeye hakim olamayacağı aşikar. Olur ya bir matematik problemi çözmek gibi temel amaç mantığını anlamak olur sorunun. Daha sonradan farklı tip sorularla karşılaşılınca aynı başarıyı sergileyebilmek için gereklidir. Sonuç odaklı düşünecek olursak çocukları belli kriterlere uyum sağlayan bireyler olarak yetiştiriyor.

Ama öğrencilerin iş yükünü azaltıp farklı seçenekler kendilerini geliştirme imkanı verirsek hayata daha hazır olmazlar mı? Önceki dönemlerde sokaklar çok kötü koşulları barındırıyordu. Mevcut dönemdeki düzeni düşünecek olursak sizce birkaç değişimi gerektirmiyor mu? Hiçbir şey yapmasak bile en azından öğrencilerin iş yükünü azaltabiliriz bence bu bile büyük bir adım olur. Otobüse binerken sırtlarındaki çamtada yalnızca kitap görmek bizi üzmüyor mu. Neden gençlerin çantalarında müzik aleti olmaz neden resim malzemeleri olmaz neden ruhun en temel yapı taşı olan sanatta bu kadar yoksun sisteme bağlı yaşam mücadelesi odaklı nesiller yetişiyor? Bu soruları kendimize sormamız gerekiyor değerli okuyucularım.

Yorumlar kapalı.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Batman Burada ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!