Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 14 Şubat’ta Mısır’a giderek Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile bir araya gelmesi planlanıyor. Bu ziyaret iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için en üst düzey ziyaret olma özelliği taşıyacak. Ziyareti değerlendiren Prof. Dr. Bilal Sambur ‘iki ülkenin birbirlerine ihtiyacı var’ yorumunu yaptı.
Sputnik’in haberine göre, Türkiye ile Mısır ilişkileri 12 yıllık bir sürecin ardından yeni bir boyuta evriliyor. 17-18 Kasım 2012 tarihinden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ilk defa Mısır’a gidecek. Bu ziyaret 12 yıllık süreçte iki ülke arasında yaşanan gerilimler sonrasında yeni bir sayfa olarak yorumlanıyor. Bir süredir Türkiye ile Mısır arasından atılan normalle adımlarının zirve noktası anlamını taşıyacak olan ziyaretin 14 Şubat’ta gerçekleşmesi planlanıyor.
Arap Baharı sonrası gelişmeler
Şubat 2011’de Mısır’ı da etkisi altın Arap Baharı ayaklanmaları sonrasında Mısır’da 29 yıl iktidar sürdüren Hüsnü Mübarek yönetimi sona erdi. Mübarek iktidarının sona ermesinin ardından Mısır’da Müslüman Kardeşler çizgisindeki Özgürlük ve Adalet Partisi’nin iktidara geldi. Muhammed Mursi Mısır’ın da seçim ile iktidar gelen ilk cumhurbaşkanı oldu. Müslüman Kardeşler dönemi Türkiye-Mısır ilişkilerinde önemli bir yakınlaşma yaşandı. 30 Eylül 2012’de Türkiye’yi ziyaret eden Mursi, burada yaptığı konuşmada, ülkesinin Türkiye ile işbirliğini desteklemeye yönelik isteğini dile getirdi. 17-18 Kasım 2012 tarihinde ise dönemin Başbakanı Erdoğan yanında 10 bakan ve işadamları ile birlikte Mısır’a gitti. Erdoğan’ın ziyaretinin ardından 8 ay sonra Mısır’da bir darbe gerçekleşerek Mursi yönetimi sona erdi. Dönemin Genelkurmay Başkanı Abdulfettah es-Sisi’nin gerçekleştirdiği darbe sonrasında ülke yönetimine eline aldı.
Türkiye’den Mısır darbesine tepki
Mısır’da 3 Temmuz 2013’te gerçekleşen askeri darbe sonrasında iki ülke ilişkileri maslahatgüzar seviyesine indirildi. Mısır’daki darbe sonrasında dönemin Başbakanı Erdoğan, Avrupa Birliği’ni Mısır’da Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin iktidardan devrilmesini ‘darbe’ diye niteleyemediği için eleştirerek “Dünyanın neresinde olursa olsun, seçimle gelmiş hangi iktidara karşı olursa olsun, darbeler kötüdür. Ben şu anda batıya şaşıyorum. Batı hala bu olaya darbe diyememiştir” ifadelerini kullanmıştı. Erdoğan darbe ile devrilen Mursi’nin yargılanması sürecinde ise “Benim için Mısır’ın cumhurbaşkanı darbeci Sisi değil, Mursidir” değerlendirmesini yapmıştı. Erdoğan Mursi’nin ölümü sürecinde de en sert tepki gösteren lider olmuştur.
Gerilim iç siyasette de gündeme geldi
Türkiye ile Mısır arasındaki gerilim zaman zaman iç siyasetinin de gündemine geldi. 2019 seçimleri öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan “Rahmetli Muhammed Mursi’nin darbeyle devrilmesiyle söylenen sözleri hatırlayınız. Bilhassa muhalefete yakın sosyal medya hesaplarından paylaşılan mesajları biliyoruz. Erdoğan’ın akıbetini Mursi’nin akıbetine benzetenler Sisi zihniyetidir. Biz kefenimizi giyerek zaten bu yola çıktık. Pazar günü Sisi mi diyeceğiz, Binali Yıldırım mı diyeceğiz. Mursi mahkeme salonunda 20 dakika yerde çırpınıyor. Yetkililer Mursi’ye müdahale etmiyorlar, Mursi eceliyle değil, öldürülmüştür” ifadelerini kullanmıştı.
Normalleşme adımları
Mısır-Türkiye ilişkileri, iki ülke arasındaki anlaşmazlıklara ilişkin 2021’in Mayıs ve Eylül aylarında birçok kez yapılan “istikşafi görüşmelerde” Kahire ve Ankara yönetimlerinin olumlu yönde bir değişime varana kadar bu şekilde devam etti. Türkiye’den Mısır’a 2013’ten sonra bakanlar düzeyinde ilk ziyaret, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin Haziran 2022’de İslam Kalkınma Bankası’nın yıllık toplantısına katılmak için Kahire’ye gitmesiyle gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Mısırlı mevkidaşı Sisi ile Kasım 2022’de dünya kupası kapsamında görüşmesi, iki ülke arasındaki istişare ve yakınlaşmayı zirveye taşıdı. Mısır Cumhurbaşkanlığı da bu görüşmeyi “ilişkilerin geliştirilmesinin başlangıcı” olarak niteledi.
12 yıl sonra en üst düzey ziyaret
İki ülke arasında başlayan normalleşme sürecinde en önemli dönüm noktası olarak değerlendiren ziyaretin 14 Şubat’ta gerçekleşmesi planlanıyor. İki ülke arasında 2013 yılından sonra bozulan ilişkilerin normalleşme sürecinde en üst düzey ziyaret olma özelliği taşıyacak olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mısır ziyareti önemli başlıkları içeriyor. Özellikle Gazze krizi, Gazze’ye gidecek olan insanı yardımlar, Gazze’ye yönelik saldırıların sonlandırılması için atılacak adımlar ziyarete ele alınacak başlıklar arasında yer alıyor. Yine iki ülke arasında ilişkilerin geliştirilmesi ve ticaret hacminin geliştirilmesi gibi başlıklar da iki Cumhurbaşkanını ajandasında yer alacak konular arasında.
‘İki ülkenin birbirine ihtiyacı var’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 12 yıl aradan sonra Mısır’a gidecek olmasını Sputnik’e değerlendiren Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Bilal Sambur şu ifadeleri kullandı:
Mısır Türkiye ilişkileri, 2011 yılında Hüsnü Mübarek’in devrilmesi, Müslüman kardeşler ve Mursi’nin Mısır’da iktidara gelmesinden itibaren, çok gerilimli, çatışmalı ve krizlerle dolu bir süreci takip etti. Türkiye aktif olarak Müslüman kardeşler ve Mursi yönetimin destekçisi olarak sahneye çıktı. Mursi’yi deviren Sisi’nin iktidara gelmesine Türkiye çok sert tepki gösterdi. 12 yıllık süreçte iki ülke ilişkileri neredeyse sıfırlandı. Uluslararası dengeler, çıkarlar, yeni ortaya çıkan jeopolitik Türkiye ile Mısır’ı birbirine muhtaç hale getiriyor. Türkiye Doğu Akdeniz’de, Kuzey Afrika’da ve Orta Doğu’da politikalarını yürütmek için yalnız başına olmayacağını gördü ve Mısır’a ihtiyaç duyduğunu fark ettik. Türkiye’nin Suudi Arabistan ve diğer körfez ülkeleri ile ilişkilerini normalleştirmesi sonra Mısır ile de ilişkilerini normalleştirme ihtiyacı ortaya çıktı. Mısır’ın Arap dünyasının en güçlü ve en büyük ülkesi olduğu gerçeğini unutmamak lazım. Arap dünyasında, körfez ülkelerinde ve Orta Doğu’da Mısır olmadan hiçbir şey yapmak mümkün değil. Bundan dolayı da Türkiye ve Mısır birbirlerinin önemin farkında. Cumhurbaşkanın ziyaretinin aslında Mısır’ın ve Türkiye’nin, gerek Gazze krizinde, gerek Doğu Akdeniz olayında, gerekse İran’ın gücünün Orta Doğu’da dengelenmesinde, gerekse de Batı ile olan ilişkilerde iki ülkenin birbirlerine olan karşılıklı ihtiyacı ve çıkarları sonucu gerçekleştiğini söylemek mümkün. Cumhurbaşkanın bu ziyaretini uluslararası ilişkilerde realist açıdan okumak lazım. Uluslararası ilişkilerin soğuk gerçekliği, çıkarların hiçbir şeye feda edilmemesi durumu iki ülkeyi geçen on iki yılda yaşananları geride bırakıp, tekrar ilişki kurmak, tekrar aradaki buzları eritmek girişimi olarak değerlendirmek mümkün.
‘Türkiye, Batı’ya karşı elini kuvvetlendirmek istiyor’
Türkiye’nin dış politikada atmış olduğu adımları da değerlendiren Sambur “Türkiye Rusya, İran, Çin gibi ülkelerle ilişkilerini en üst düzeye çıkarmaya gayret gösteren bir politika izliyor. Türkiye’nin izlediği bu politika, Batı’da, Avrupa ve ABD’de kaygı ile takip ediliyor. Türkiye aslında bu Rusya, İran ve Çin ile kurduğu yakınlaşmayı, Mısır ile de gerçekleştirerek, elini Batı’ya karşı daha da güçlü hale getirmek istiyor. Çünkü Mısır ile ilişkileri kopuk bir Türkiye, Batı’da kendi elini daha zayıf hissediyor. Türkiye, Rusya ve İran ile güçlü ilişkiler kurarken bu halkaya Mısır’ı da dahil ederek elini daha da güçlendireceği şeklinde yeni bir düşünce ile hareket ediyor olabilir” ifadelerini kullandı.
Yorumlar kapalı.