Türkiye ile birlikte Ortadoğu’nun en önemli su kaynaklarından biri olan
Hem biyolojik hem kimyasal olarak kirlenen nehirdeki canlı yaşamı da günden güne yok oluyor. Çoğu balık türüne artık rastlanmıyor.
“Eskiden günde 30, 40 hatta 50 kilo balık avlardık. Ben yıllarca geçimimi bununla sağladım. Şimdi 2 kilo anca tutuyoruz.” Dicle Nehri’nde ilkel salıyla balık avlayan 72 yaşındaki Ali Malçok’un bu sözleri nehirdeki durumu özetliyor. Akşam serdiği ağlarındaki birkaç balığı topladıktan sonra VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Malçok, 60 yılı aşkın süredir Dicle Nehri’nde balık avladığını söyledi. Geçmişte elleriyle balık avladığını söyleyen Malçok, suyun yıllar içinde önemli oranda kirlendiğini belirtti. Nehirdeki aşırı kirlilik nedeniyle balık türlerinin yok olduğuna vurgu yapan Malçok, “Bataklık olması nedeniyle bir çok balık kayboldu. Size kaybolmuş 20 tür balık sayabilirim” dedi.
VOA Türkçe’den Mahmut Bozarslan’ın haberine göre, Yıllarca evini balık satarak geçindirdiğini anlatan Malçok, nehirdeki kirliliğe üzüldüğünü belirtti. Nehir çevresinde çok sayıda ailenin balıkçılıkla geçindiğini hatırlatan Malçok, “Üzülmemek mümkün mü? Bu mahallede, şehirde çok kişi balıkla günü geçiyorlar. Ben her zaman geliyordum balığa. Ama şimdi öyle değil. Yani o zaman bu geçimimizdi” diye konuştu.
10 yıldır kirliliği fotoğraflıyor
Türkiye’den doğup Irak’a uzanan ve Basra Körfezi’ne dökülen Dicle Nehri’nde kimyasal kirlilik kadar fiziksel kirlilik de dikkat çekiyor. Plastik şişeler, poşetler gibi birçok katı atığı nehirde görmek mümkün. Fotoğraf sanatçısı Masum Süer son 10 yılını nehirdeki bu kirliliği fotoğraflayarak geçirdi. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Süer, nehrin gün geçtikçe kirlendiğini ifade etti.
Yapılaşmanın artmasıyla birlikte kirliliğin de arttığına dikkat çeken Süer, “Dicle Nehri’nde ve Hevsel bahçelerinde hem kirlenme var hem de yapılaşmaya açılıyor. Olmaması gereken bir şey aslında. Su gittikçe kirleniyor. Özellikle yaz aylarında bölgeye gezmeye, eğlenmeye gelen insanlarımız maalesef suyu kirletiyorlar. Yiyecek artıkları, çöpler, pet şişeler, poşetlerle maalesef suyu kirletiyor” şeklinde konuştu.
Kirliliğin özellikle kuşları etkilediğini anlatan Süer, aklından çıkmayan bir fotoğraf karesini şu sözlerle anlatıyor: “Hemen köprünün yanı başında bir gri balıkçıl kuşu vardı. Çöpler arasında, mecburen. Barınma yeri orası. Bırakmak istemiyor ama çöpler içinde yaşıyor. Bu beni çok etkiledi.”
“Dicle Nehri can çekişiyor”
Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Ünlü, 40 yılı aşkın süredir Dicle Nehri’ni inceliyor. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Ünlü, nehrin 80’li yıllarda pırıl pırıl olduğunu söyledi.
Nehrin doğal yapısının zamanla bozulduğunu vurgulayan Ünlü, özellikle barajların yapılmasından ve tarımsal faaliyetlerin artmasından sonra nehirde çamur ve mil tabakasının oluştuğunu ifade etti. Nehrin birçok noktadan kirlenmesi nedeniyle can çekiştiğini savunan Ünlü, “Yıllar önce organize sanayi bölgesinin artıkları akmaktaydı. Bunun yanında nehir etrafında aşırı yoğun yerleşimler kafeler oluşmasının da bir olumsuz etki olduğunu söyleyebilirim” dedi.
Nehir ekosisteminde geçmişte 45’e yakın balık türünün yaşadığına dikkat çeken Ünlü, ”Nehir sisteminde bütün olarak ele aldığınızda kırk beşten fazla balık türü vardı ve bunların birçoğu endemik türler. Fakat nehrin fiziksel ve kimyasal yapısının kısmen değişmesi sonucu bu balık türlerinin birçoğunu artık göremiyoruz. Bu balık türleri önemli bir değişim göstermiş oldu” diye konuştu.
Ünlü, balıkların yok olmasının diğer canlıları da etkilediğini hatırlatarak şunları söyledi: “Özellikle sucul ortamda yaşayan kuşların beslenmeleri ve barınabilmeleri için kirlenmemiş su ortamlarına da ihtiyaç vardır. Eğer kirlilik daha ileri düzeyde oluşursa balık türlerinin göreceği zarar dolaylı olarak kuş, kaplumbağa veya diğer türlerin de etkilenmesine neden olacaktır.”
Yorumlar kapalı.