Aralık ayında kaleme aldığım yazımda asgari ücrete yansıyan %50.54 oranındaki zam konusuna değinmiştim. Ayrıca yeni yıla girmeden başlayan zam artışları karşısında alım gücümüzün enflasyona yenik düşeceği konusunu da kaleme almıştım. Zamlı maaşlar hesaba yatmadan enflasyon ve fiyat artışları vatandaşın cebini yakmaya başladı bile…
Her yıl asgari ücrette artışlar yaşandığı doğrudur hatta 2022 yılında hiçbir ekonomistin öngöremediği bir zam gerçekleşti. Gerçekleşen zam noktasında rabbim devletimize zeval vermesin bir nevi de olsun halkın yanan yüreğine su serpildi ancak serpilen su fahiş fiyatlar ve zamlar karşısında buharlaşmaya başladı bile…
Halkın devletten beklentisi asgari ücrete yüksek meblağda zam yapması değildir. Halkın asıl talebi alım gücünün düşmemesi ve enflasyon karşısında alım gücünün azalmamasıdır. Her yıl daha çok para alıyoruz cüzdanlarımıza daha çok para giriyor, alışveriş yaparken miktar olarak daha çok harcıyoruz ancak gün geçtikçe alım gücümüz düşüyor ve gerçekleşen zamlar karşısında paralı fakirler durumuna düşüyoruz. Ülkede düşük enflasyon ve piyasa istikrarının sağlanması alıcılar ve satıcılar nezdinde daha olumlu bir uygulama olabilir.
Aralık ayında 18’lerden 10’lara kadar gerileyen doları 13-14 arasında sabitlemeyi planlayan hükümetin umarım bu çerçevede uygulayacağı plan başarılı olur. Eğer planlanan hedef gerçekleştirilemez ise doların hızla artışı 2022 yılı içinde ürünlerde büyük artışlara sebep olacak ve ülke tekrardan alım ve satım noktasında kumar masasına dönüşecektir.
Hali hazırda ülke ve ekonomiden söz etmişken Platonun devlet kavramına da değinmeden geçmek istemiyorum. Platon devletin filozoflar tarafından yönetilmesi gerektiğini dile getirir. Bu düşüncesini dile getirirken devlet ve insan bedeni arasında bir benzetme kurarak fikirlerini somutlaştırmaya çalışmıştır. Platon’a göre insan vücudu üçe ayrılır: Baş, göğüs ve karın. İnsan bedenindeki bu bölümlerin her biri ruhsal bir erdeme karşılık gelmektedir. Baş aklı temsil ederken, göğüs isteme kavramını ve karın ise haz ya da arzu kavramlarına karşılık gelmektedir. Akıl bilgiye ulaşmaya çalışır, istek bireylerde cesaret güdüsünü hareketlendirir ve arzu da insanın ölçülü olması için bireyleri denetler. Bundan dolayı okullarda da öğrencilere önce arzunun nasıl denetleneceği öğretilir, sonra cesaretleri geliştirilmeye çalışılır ve en sonunda da çocuklar akılları sayesinde bilgeliğe ulaşacakları yolu bulmaya çalışırlar. İnsan vücudunda yer alan baş kısmı, mantık ve bilgeliği temsil ettiği için devlet yöneticilerinin akıl ve mantığıyla düşünüp hareket eden bilge kişilerden oluşması gerektiğini savunmuştur. İnsan vücudunda yer alan göğüs, cesareti simgelediği için asker-bekçilerin cesur ve korkusuz olmaları gerektiğini ve son olarak da karın kısmını ölçülülük ile bağdaştırarak bu kategoriye tüccarları yerleştirmiştir.
Toplumun en alt kesiminde yer alan işçi sınıfı aslında devletin ana mekanizmasını oluşturmaktadır. İyi bir devlet yaratmanın yolu, aklını ve mantığını iyi kullanmayı bilenler tarafından gerçekleşir. Başın vücudu yönetmesi gibi toplumu yönetenlerin de filozoflar olması getirmektedir. Platonun düşüncelerine ek olarak toplumu yöneten kişilerin bilge ve filozof olmasının yanında bir de cesareti bulundurmaları gerekmektedir. Devlet kavramı bilgelik kadar cesur olmayı da gerektirir. Akıl ve mantığını iç ve dış güçlere karşı cesaretli bir şekilde devam ettirebilmek başarının altın kilidine sahip olmakla eşdeğerdir.
Yorumlar kapalı.