AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, katıldığı televizyon programında ‘yeni bir çözüm süreci’ tartışmalarına değinerek “Birçok mesafe aldık. Şimdi ne yapıyoruz? Diyoruz ki daha fazla el birliği, daha fazla siyasi diyalog, daha fazla siyaset güçlensin. Normalleşmeyi artıralım diyoruz” diye konuştu.
AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy’un gündeme dair sorularını yanıtladı.
Ala, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, DEM Partililerle tokalaşmasının ardından gündeme gelen yeni çözüm süreci tartışmalarını değerlendirerek, “Birçok mesafe aldık. Şimdi ne yapıyoruz? Diyoruz ki daha fazla el birliği, daha fazla siyasi diyalog, daha fazla siyaset güçlensin. Normalleşmeyi artıralım diyoruz” dedi.
Ala, “Beklentiniz ne? Mesela DEM Parti’nin PKK’yla arasına mesafe, PKK’yla ilişkisi olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna da “Koysun tabii. Düşünmeye lüzum yok ki. Eskiden ne diyordu? Arkamızda, arkalarında PKK vardı. İlişkiler kesilecek. Olduğu zaman da diyalog kurulamaz” yanıtı verdi.
Erdoğan yeniden aday olacak mı?
Ala, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir dönem daha aday olacağı iddialarına şu yanıtı verdi:
“Şimdi böyle şeyler, gereksiz tartışmalar. Yani biz anayasadan bahsediyoruz. Efendim ve Cumhurbaşkanımız girdiği her seçimi kazanmış. Bu anayasa değişikliğini de biz yapmışız. Öyle mi? Ve biz o kadar hesap içerisinde olsaydık o zaman yapmazdık bu anayasa değişikliğini. Bunlar gereksiz tartışmalar. Yani kim yaptı anayasada? İki dönemi kim koydu? Var mıydı önceden? Biz koyduk. Şimdi mesele bu değil, mesele bu anayasayı biraz önce söylediğim gibi yani hazır siyaset vesayetten kurtulmuşken, her istediğini toplumu dikkate alarak konuşmak mümkün hale gelmişken, toplumda böyle bir beklenti içindeyken, biz de gelişmekte olan ülkenin üst seviyesi, gelişmiş ülkelerin de eşiğindeyken, şunu yapalım, bir fırsata dönüştürelim. Ondan sonra millet kararını verecektir. Yani bizim asıl mesele Türkiye’yi yeni yüzyılda, Türkiye yüzyılında bir üst lige taşımamızdır. Diğer konulara geçeceğim, sürem de çok daralıyor.”
“AK Parti içinde de anayasa ile ilgili farklı bakış açıları var”
Ala, AK Parti içinde de anayasayla ilgili farklı bakış açılarına ilişkin olarak, “Ne güzel, ne zararı var? Güzel, tamam. Bütün millet istediğini söylesin diyoruz da biz kendi aramızda mı istediğimizi söylemeyeceğiz yani?” yanıtı verdi.
Çözüm süreci yeniden mi başlıyor? Öcalan’a çağrı ne anlama geliyor?
Ersoy’un, “Çözüm Süreci yeniden başlıyor? O yoksa ne oluyor? Yani bu tokalaşma, Cumhurbaşkanı’nın açıklaması, Öcalan’a çağrı, bazı görüşmeler, Sırrı Süreyya Önder’in teşekkür etmesi… Bir şey oldu. Ne oldu?” sorusuna da cevap veren Ala, şunları kaydetti:
“Biz anlatalım. Şimdi biz Cumhur İttifakı… Biz her gün akşam konuşuyoruz. Ama diyoruz ki Türkiye’de, Türkiye’nin etrafında olup bitenlere bakıyoruz arkadaşlar. Türkiye’nin etrafında savaş var. Ukrayna, Rusya savaşıyor. Dünyanın eşi görülmemiş katliamları İsrail orada yapıyor. Lübnan’a saldırdı, Gazze’yi yok etti. İnsanlık gözümüzün önünde, değil mi? Tarumar ediliyor. Böyle bir vahşet görülmüş şey değil. Bir katliam çetesi, bir devlet örgüt gibi davranıyor. Hiçbir kural tanımadan her şeyi yok ediyor. Değerleri yok etti, insanlığı yok etti, vicdanı yok etti.
“Normalleşmeyi artıralım diyoruz”
Şimdi Türkiye, bir arada seçimlerin ana konusuydu, beka meselesi. Türkiye burada, bu kadar istikrarsız bir çerçevede… Aşağıda Libya’ya bakın. Batımızda görüyorsunuz Rusya, Ukrayna’yı tekrar etmeyeyim. Daha dün Karabağ Savaşı Zaferi elde edildi. Daha dün, ondan önce orası nasıl bir sıkıntı halindeydi. Suriye’yi görüyorsunuz. Şimdi böyle bir yerde… İstiklal adası olarak buranın devam etmesi ve bunun tahkim edilmesi meselesi var. Şimdi biz birçok mesafe aldık. Şimdi ne yapıyoruz? Diyoruz ki daha fazla el birliği, daha fazla siyasi diyalog, daha fazla siyaset güçlensin.
Az önce vesayetten kurtuldu siyaset diyoruz ama siyasetin kendisi de tahkim edilsin. Çünkü siyaset bir araya gelerek sorunları çözsün. Çünkü siyaset sorunları çözmenin en az maliyetli yoludur. En az maliyet. Yani bir sorunu bir ülke nasıl en az maliyetle çözer dersen siyasetle, diplomasıyla çözer. Şimdi bunun için biz diyaloğu çoğaltmak, uzlaşmayı çoğaltmak, konuşmayı çoğaltmak istiyoruz. Bir sene önce de Suriye’de savaş vardı. Bakın normalleşmeyi artıralım diyoruz.
İyi de biz şimdi seçimden sonra Cumhurbaşkanımızla Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı geldi. Biz de Cumhurbaşkanımızla değil mi Sayın Cumhurbaşkanımız orayı ziyaret etti. Sonra efendim normalleşme daha da tahkim edilsin diye açıklamalar yapıldı. Yani daha fazla diyalog, daha fazla karşılıklı uzlaşma, konuşma zemini olsun diyoruz Cumhur İttifakı olarak da. Ama ondan önce zaten her şeyi söyleyen Cumhuriyet Halk Partisi eski genel başkanı şimdi de bunlara nasıl karşı çıkıyor bakın. Değil mi? Nasıl mesela ağzı alınmayacak şeylerle açıklamaları yapıyor. Yani biz o zaman her şeyi mümkündü de mi yapmadık? Böyle bir şeyi dikkate almanız lazım. Şimdi müsait oldu, mümkün oldu, yapıyoruz.
“DEM Parti PKK ile arasına mesafe koysun”
Ala, “Beklentiniz ne? Mesela DEM Parti’nin PKK’yla arasına mesafe, PKK’yla ilişkisi olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna da şu yanıtı verdi:
“Koysun tabii. Düşünmeye lüzum yok ki. Eskiden ne diyordu? Arkamızda, arkalarında PKK vardı. Şimdi insanlar deniyor ki, diyoruz ki biz partilere, bakın, şiddetle, terörle bunda hiçbir beis yok. Her zaman söyleniyor. İlişkiler, onu reddedeceksiniz. İlişkiler kesilecek. Hiç bu konu tartışma konusu değil. Olduğu zaman da diyalog kurulamaz. Onun için biz şimdi bir diyalog zemini olsun istiyoruz. Herkes üzerine düşeni yapmalı burada bakın. Yani biz başkalarını sürekli tanımlamayalım ama herkes de, her parti de Türkiye’de işler daha iyiye gitsin istiyor ise işlerin daha iyiye gitmesini sağlayacak inisiyatifleri almalı. Alıyoruz, bak Cumhur İttifakı olarak alıyoruz. Başkaları da alsın. Sen de değiş ve oturalım gibi bir şey mi? Bu kadar tefsire bile lüzum yok ki. Orada yan yana oturuyor. Aynı konular değil mi? Mecliste yöneticilik yapıyor. Konuşuluyor. Siyaseti çoğaltalım. Siyasi zemini tahkim edelim. Diyaloğu tahkim edelim. Memleketin meselelerini siyasi alanda çözelim.
Meselelere bakışımızı defalarca anlattım. Biz kendi projemizi ortaya koyuyoruz Mehmet Akif Bey. Bu projeye pay sahibi olmak isteyen, bu projeye Türkiye projesine katkı vermek isteyenlere de elimizi uzatıyoruz, kapımız açık diyoruz. Şiddete, teröre hayır. Bizim muhatabımız vatandaştır en başta ve vatandaşın şiddetle terörü reddeden, şiddetle terörle ilgisi olmayan elbette siyaset yapıcılarıdır. Yani bunu defalarca söyleyip de işleri çıkmaz hale getirmek de bir proje olabilir ama bu bizim projemizdir.
Mecliste değil mi Dem Parti? Mecliste her yasayı getirdiğimizde konuşmuyor mu? Şimdi bakın, Bizim biraz önce anayasa masası dedik. Türkiye’nin temel meselelerinin konuşulduğu yer meclis olsun istedik değil mi? Mecliste değiller mi? Ama rica ediyorum şuna, bizi şuna kamuoyunun da zorlamaması lazım. Tek parti yok orada. Orada anlaştığımız, anlaşamadığımız birçok parti var. Öbür partilerle hemen her şeyde anlaştığımızı mı zannediyorsunuz? Bu partinin özelliği terör örgütü PKK ile olan. Biz de onu söyledik. Cumhurbaşkanımız da söylemiş, biz de defalarca söyledik.
Başka türlüsü zaten düşünülemez ki. Yani onun için biz bütün partilerin bir masanın etrafında grubu olan, olmayan, olmayanların da yöntemlerini tartışalım dedik ve Türkiye’nin meselelerini konuşması gerektiğini söylerken şu parti ayrı demiyoruz ki siyasete, siyaseti önemseyen memleketin meselelerinin siyasetle çözüleceğine inananlarla siyaset konuşulur, onu uygulayanlarla da siyasi meseleler konuşulur. Öyle değil mi? Demek ki zaten kendiliğinde siyasetin bir çare olduğunu düşünenler orada oturacak, konuşacak.
Ondan sonra o diğer konular kendi meseleler biz oradaki tavrımızı çok açık bir biçimde koyuyoruz ve diyoruz ki onu zaten yargı süreçleri kimisinin ilişkisi oluyor, dava açıyor, içeri atlıyor, soruşturma yapıyor. Biz de kim ne derse desin terörle mücadeleyi sürdürüyoruz değil mi? Yani orada kimseye bir şey sormuyoruz. Devlet tabii güçlü, gittikçe de güçleniyor. Mesela hem siyasetin vesayetten kurtulması, kurumları da sadece siyaseti güçlendirdi, kurumlar da güçlendirdi.”
Yorumlar kapalı.