Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Öneş: Silahların susması için diyalog, diyalog için demokrasi şart

featured

Öneş, “Silahların susması ve barışın kalıcı hale gelmesi için diyalog şart, ancak diyalog ancak güçlü bir demokrasi zemini üzerinde yükselebilir” diyor.

“Bugün yaşamakta olduğumuz süreçte, silahların susturulması ve PKK’nın feshedilmesi gibi arayışlar gündeme gelirken, diğer yandan kayyum atamaları, özgürlüklerin kısıtlanması ve demokratik olmayan tedbirlerin arttığını görüyoruz” diyor ve soruyor : “Biz, hukukun ve adaletin hakim olduğu bir düzen için mi mücadele ediyoruz, yoksa rant merkezli siyasi çekişmelerin olduğu bir sistemde mi hareket ediyoruz?

Soru, bir dönem MİT’in Diyarbakır ve bölgesi başkanlığını yürüten, 2005 yılında MİT Müsteşar Yardımcısı iken emekli olan Cevat Öneş’ten geliyor.

Öneş, Türkiye’nin demokrasi mücadelesini güçlendirebilmesi ve Kürt meselesini kalıcı bir çözüme kavuşturabilmesi için devletin ve siyasi partilerin farklı siyasi eğilimler yerine ortak bir demokrasi ve diyalog zemininde buluşması gerektiğini vurguluyor.

Sürece dair bianet’e konuşan Öneş, Türkiye’nin Kürt meselesine uzun yıllardır iki farklı bakış açısı arasında sıkıştığını belirtiyor:

“Meseleye demokratik boyutta bakıp müzakere ile çözebilme şartlarını aramak veya güvenlik ekseni içinde çözüm arayışları yürütmek… Bugün yaşamakta olduğumuz süreçte, silahların susturulması ve PKK’nın feshedilmesi gibi arayışlar gündeme gelirken, diğer yandan kayyum atamaları, özgürlüklerin kısıtlanması ve demokratik olmayan tedbirlerin arttığını görüyoruz” diyor ve ekliyor:

“Biz, hukukun ve adaletin hakim olduğu bir düzen için mi mücadele ediyoruz, yoksa rant merkezli siyasi çekişmelerin olduğu bir sistemde mi hareket ediyoruz?”

Öneş’e göre, devlet içinde Kürt meselesine dair farklı eğilimler bulunuyor ve bunlar zaman zaman değişse de asıl olan, demokratik yöntemlerin öncelikli hale gelmesi.

“Demokrasi ve adalet olmadan kalıcı çözüm mümkün değil”

Son dönemde yaşanan çelişkili gelişmelere değinen Öneş, bir yandan çözümden bahsedilirken, diğer yandan siyasi baskıların arttığını vurguluyor. “Bu çelişkiyi anlamak için dünyaya nasıl baktığımızı sorgulamalıyız” diyor ve ekliyor:

“Türkiye, meseleye güvenlik eksenli bakış açısıyla yaklaşmaya devam ederse, bu çatışmalar sürecek. Kalıcı bir çözüm istiyorsak, devletin ve siyasi partilerin meseleyi demokrasi eksenli ele alması gerekiyor.”

“CHP daha aktif bir rol üstlenmeli”

Son dönemde CHP’nin sürece dair tutumu tartışma konusu olurken, Öneş CHP’nin geçmişte belirgin bir rol üstlenmediğini ancak bugün daha aktif bir pozisyon almaya hazır olup olmadığının merak konusu olduğunu söylüyor:

“CHP, çözüm sürecine dair sürekli Meclis’i işaret ediyor ki bu, demokratik bir yaklaşım açısından olumlu bir adım. Ancak meseleyi somut veriler üzerinden değerlendirmek gerek. Kürt meselesi, 100 yılı aşan bir süreçtir. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e devredilmiş, ancak çözülememiştir. Bugün, güvenlik politikaları yerine demokratik yöntemlere öncelik verilmelidir.”

Kürt meselesinin emperyalist güçlerin de dahil olduğu bir denklem içinde şekillendiğini belirten Öneş, “ABD ve İsrail eksenli küresel güçlerin Orta Doğu üzerindeki hesapları Kürt meselesini de etkiliyor. Türkiye’nin bu denklemde bağımsız hareket edebilmesi için öncelikle kendi içinde demokratik bütünlüğünü sağlaması gerekir” diyor.

“Silahların susturulması için güçlü bir demokrasi gerek”

Öneş’e göre, silahların tamamen bırakılması ve PKK’nın feshedilmesi, ancak güçlü bir demokrasi ve hukukun üstünlüğü sağlandığında mümkün olabilir:

“Silahların gömüldüğü, silahlı mücadelenin tamamen sona erdiği bir Türkiye istiyorsak, demokrasi mücadelesini güçlendirmeliyiz. Türkiye, bölgede barış mücadelesini kazanmak için enerjisini güvenlik politikalarına değil, demokrasi ve hukuka odaklamalıdır.”

Bu noktada farklı siyasal eğilimlerin bir araya gelerek ortak bir demokrasi ve barış zemini oluşturması gerektiğini ifade eden Öneş, çözüm sürecinin ancak siyasi ittifaklarla desteklenerek ilerleyebileceğini belirtiyor.

“Türkiye Cumhuriyeti’ni demokrasiyle taçlandırmalıyız”

Cumhuriyet’in kuruluş sürecinde emperyalizme karşı önemli bir mesafe kat ettiğini ancak demokratikleşme konusunda yetersiz kaldığını vurgulayan Öneş, “Cumhuriyet, Osmanlı’nın çöken yapısından bir medeniyet ışığı olarak doğdu. Ancak eksik demokrasi nedeniyle ülke iyi yönetilemedi ve son 20 yılda çok kötü bir yönetimle emperyalizmin araçsallaştırdığı bir yapıya dönüştü” diyor.

Türkiye’nin demokrasi ve hukuk mücadelesine ağırlık vermesi gerektiğini belirten Öneş, şöyle devam ediyor:

“Cumhuriyetin kurucu değerlerine bağlı kalarak, demokrasiyi güçlendirmemiz şart. Silahların sustuğu bir ortamda Kürt siyaseti de farklı görüşler içinde Türkiye’nin demokratikleşmesine katkı sağlayabilir. Eğer tüm siyasi aktörler demokrasi, hukuk ve insan hakları temelinde iş birliği yaparsa, Türkiye kısa sürede barış ortamını yakalayabilir.”

“Çözüm, demokrasi ve hukuktan geçiyor”

Son olarak Kürt meselesinin çözümünün yine demokrasiyle mümkün olduğunu belirten Öneş’in vurgusu net: “Biraz daha değil, çok nitelikli bir şekilde demokrasiye, hukuka, insan haklarına ve toplumsal adalete yatırım yapmalıyız.”

Kaynak: Bianet

Yorumlar kapalı.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Batman Burada ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!