İran-Irak Savaşı döneminde Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin’in Kürt halkına karşı başlattığı Enfal Katliamı’nın son aşaması olan Halepçe’nin üzerinden 34 yıl geçti. Peki Halepçe’de ne olmuştu?
Saddam Hüseyin, savaşta İran’a destek vermekle suçladığı Halepçe halkının bombalanmasını emretti. Saddam Hüseyin’in talimat vermesiyle 16 Mart 1988’de Halepçe, sarin, VX, sinir gazı ve hardal gazlarıyla bombalandı. Saldırıda yaklaşık 5 bin kişi öldü, 7 binden fazla kişi yaralandı.
Saddam Hüseyin’in Kürtlere karşı yürüttüğü jenosid politikasında 180 bin ile 210 bin Kürt’ün hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Enfal Katliamı’nın başlamasının üzerinden 34 yıl geçmesine rağmen ne kadar Kürt’ün yok edildiğine ilişkin hala net bir veri yok.
‘AMAÇ KÜRTLERİ YOK ETMEKTİ’
Bölgede yaşayan Kürt halkını yok etmek amacıyla başlatılan Enfal Katliamı, 29 Mart 1987 tarihinde başladı ve 23 Nisan 1989’a kadar sürdü. Bu operasyon kapsamında Saddam Hüseyin’in yeğeni olan “Kimyasal Ali” lakaplı Ali Hassan Majit, Irak Devrim Komite Konseyi tarafından yetkilendirilerek, Irak’ın Kürtlerden arındırılması hedeflendi. Saddam yönetiminin 1983’ten 1991’e kadar geçen sürede Kürtlere karşı sürdürdüğü arındırma politikası neticesinde yüzbinlerce Kürt öldürüldü. Sadece Enfal Operasyonu’nda öldürülen Kürt sayısının 180 bin ile 210 bin arasında olduğu tahmin ediliyor.
Enfal Soykırımı sürecinde, 4 bin 500 köy ve 30 ilçe yok edildi, camiler, kiliseler, ibadethaneler yıkıldı.
EN BÜYÜK 3’ÜNCÜ KİMYASAL KATLİAM
Hiroşima ve Nagazaki’den sonra 20’nci yüzyılın en büyük kimyasal saldırısı olarak kaydedilen Halepçe Katliamı’nda Irak Federe Kürdistan Bölgesi’nde bulunan Halepçe kasabası ve civarı, kimyasal silahlarla bombalandı ve bu saldırılarda 12 bin kişi yaşamını yitirdi. Halepçe, İran-Irak Savaşı döneminde Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin’in Kürtlere karşı başlattığı Enfal Katliamı’nın son aşaması olarak gerçekleşti.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre, Halepçe Katliamı’ndan 2021 yılına kadar Halepçe’de kimyasal silahların kullanılması nedeniyle 43 bin 753 kişi hayatını kaybederken 62 bin 200 kişi sakat kaldı.
ELMA KOKUSU
Halepçe Katliamı sırasında ortalığa keskin bir elma kokusu yayıldığı ve çocukların kokuya doğru koştuğu söylenir. Halepçe katliamında vahşice öldürülen birçok çocuğun son sözleri “Dayê behna sêva tê”, yani “Anne elma kokusu geliyor” oldu. Elma kokulu kimyasal gazların birkaç dakika içerisinde tüm kente etkisini gösterdi. Kimyasal saldırılar 17 Mart’a kadar devam ederken saldırılarda “kurtulabilirim” umuduyla birçok kişi kenti terk etmeye çalıştı ama kimisi kaçtığı dağ yolunda, kimisi tarlada, kimisi duvar dibinde, kimisi yol ortasında hayatını kaybetti. Halepçe’de ölüm Kürt halkını elma kokusuyla yakaladı. Halepçe’de binlerce Kürt’ü öldüren bombaların bir kısmı bugün Halepçe’de müzede sergileniyor.
DÜNYA HALEPÇE’YE GÖZÜNÜ KAPATTI
Halepçe’de Kürtler, Saddam’ın kimyasal silahlarıyla yok edilirken dünya devletleri izlemekle kalmadı, sessizliğe büründüler. Katliamın gerçekleştiği 1988 yılında başta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği olmak üzere neredeyse bütün devletler Kürtlere yönelik soykırım karşısında sesini çıkartmadı. Halepçe katliamından 3 gün sonra 53 İslam ülkesinin katılımıyla toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı da Halepçe’ye yönelik tek bir kelime kurmadı.
Tüm dünya Kürtlerin Saddam Hüseyin’in eliyle kimyasal silahlarla yok edilmesine seyirci kalırken Halepçe katliamının üzerinden 15 yıl geçtikten sonra ABD de 20 Mart 2003’de Irak’ı kitle imha silahlarına sahip olduğu gerekçesiyle işgal etti.
SADDAM HÜSEYİN İDAM EDİLDİ
ABD’nin askerlerinin Irak’ı işgaliyle birlikte kaçan Saddam Hüseyin, 8 ay sonra ABD askerleri tarafından yakalandı. Hüseyin, Halepçe’de Kürtlere karşı soykırım yapma suçundan ve Duceyil katliamında insanlığa karşı işlenen suçlardan yargılandı ve idama mahkum edildi. ABD’nin, Irak’a “demokrasi getireceğiz” vaadiyle işgalinin üzerinden 3 yıl geçtikten sonra 30 Aralık 2006’da Saddam Hüseyin idam edildi.
‘DÜNYA SESSİZ KALDI’
Halepçe Katliamının yaşandığı dönemde neredeyse tüm ülkelerin sessizliğe büründüğünü belirten Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak Milletvekili Hasan Özgüneş, bunun nedeni olarak ise Kürtlerin statü sahibi olmamasını gösterdi. Devletlerin çıkarları olması durumda hak, hukuk ve insan yaşamının rafa kalktığını belirten Özgüneş, “Mevcut devlet sistematiği içinde menfaat varsa hak, hukuk, insan hakları gibi kavramlar hep sözde kalır. Kürtlerin ne askeri ne siyasi ne ekonomik imkanları vardı. Bu yüzden Kürtlerin katledilmesi mubahtı ve varlıkları göz önünde bulundurulmadı. Saddam ABD’nin ve AB’nin piyonuydu İran’a karşı kullanıyorlardı” dedi.