HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, partisinin Diyarbakır’da düzenlediği “Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı”nda konuşarak, meselenin adil ve kalıcı bir çözümle ele alınması gerektiğini vurguladı. Yapıcıoğlu, “Sorunun çözümsüz kalması, emperyalist müdahalelere zemin hazırlayan huzursuz bir coğrafya, kaybedilen nesiller ve ekonomik çöküntü demektir” dedi.
“Sorunun varlığı inkâr edilmemeli, çözüm için samimi bir irade gerekli”
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, partisinin İnsan Hakları ve Hukuk İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen çalıştayın açılışında yaptığı konuşmada, Kürt meselesinin uzun yıllardır devam ettiğini ve çözüme kavuşturulması gerektiğini belirtti.
Başarısız çözüm girişimlerinin ardından yöntemlerin gözden geçirilmesi gerektiğini söyleyen Yapıcıoğlu, “Ancak bunun yerine, sorunun çözüldüğünü iddia etmek ya da meseleyi inkâr etmek gibi yaklaşımlar sergilenmiştir. Oysa sorun hâlâ devam etmektedir ve hepimizi ilgilendiren bir konudur” ifadelerini kullandı.
“Kürt Meselesi farklı yorumlansa da çözüm gerektiği konusunda mutabakat var”
Kürt meselesinin farklı çevreler tarafından değişik boyutlarıyla ele alındığını ifade eden Yapıcıoğlu, bazı kesimlerin konuyu sadece güvenlik veya ekonomi sorunu olarak değerlendirdiğini, bazılarının ise tarihi süreçte Kürtlerin maruz kaldığı inkâr ve zulüm politikalarına vurgu yaptığını belirtti.
Yapıcıoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Kimileri meseleyi şiddet ve asayiş sorunu olarak görüyor, kimileri ekonomik geri kalmışlıkla ilişkilendiriyor. Bazıları ise Kürtlerin tarih boyunca kimlik ve varlık mücadelesi verdiğini düşünüyor. Bir başka görüş de, Türk ve Kürt halkları arasındaki kardeşliğin zarar gördüğünü ve asıl sorunun bu olduğunu savunuyor. Ancak farklı değerlendirmelere rağmen, ortak nokta şu ki; ortada bir sorun var ve bu sorunun mutlaka çözüme kavuşturulması gerekiyor.”
“Çalıştayda sunulan görüşler kitaplaştırılacak”
Çalıştayın sadece bir toplantı olarak kalmayacağını dile getiren Yapıcıoğlu, burada ortaya konan fikirlerin kamuoyunun faydalanabileceği bir şekilde derlenip kitaplaştırılacağını ifade etti. “Bu fikirleri sadece biz değil, bu meseleyle ilgilenen herkes değerlendirmeli” dedi.
“Kürtler bu vatanın sahibi ve devletin kurucu halklarından biri”
Zekeriya Yapıcıoğlu, tarihsel sürece değinerek, Kürtlerin Anadolu’nun fethinden itibaren Türklerle birlikte yaşadığını ve devletin kurucu unsurlarından biri olduğunu hatırlattı.
“1071’de Malazgirt’te, 1514’te Osmanlı-Safevi mücadelesinde, 1915’te Çanakkale’de Kürtler ve Türkler birlikteydi. Ancak ulus devlet anlayışının güçlenmesiyle Kürtler bir sorun olarak görülmeye başlandı. Kimlikleri inkâr edildi, daha sonra kabul edilse de doğru teşhis konulmadığı için çözüm yöntemleri yetersiz kaldı. Çözüm için atılan adımlar eksik kaldıkça, mesele uluslararası bir boyut kazandı ve daha karmaşık bir hal aldı.”
“Sorunun kaynağı, hukuksuz kardeşlik anlayışıdır”
Sorunun yalnızca Kürt halkının değil, adalet ve insan haklarını savunan herkesin meselesi olduğunu belirten Yapıcıoğlu, şu değerlendirmede bulundu:
“Mesele, kardeşliğin hukuki temele dayandırılmaması ve bu nedenle sadece sözde kalmasıdır. Adaletin göz ardı edilmesi ve ortak paydaların yok sayılması, birliği bozmuştur. Çözüm için samimiyet ve güçlü bir irade gereklidir. Eğer bu sağlanırsa, sorunun çözümü kolaylaşacaktır.”
“Çözüm geciktikçe bölge ve islam dünyası zarar görüyor”
Kürtlerin İslam ümmetinin asli unsurlarından olduğunu vurgulayan Yapıcıoğlu, meselenin çözümsüz kalmasının sadece Kürtleri değil, tüm bölgeyi ve İslam coğrafyasını olumsuz etkileyeceğini ifade etti.
“Adil bir çözüm, hem bölgeyi hem de İslam dünyasını rahatlatacaktır. Çözüm ertelenmemeli. Eğer çözüm iradesi gösterilirse, meseleyi hızla ve kalıcı bir şekilde çözebiliriz. Adaletin hâkim olması için samimi olmalı, birbirimiz için istediğimizi herkes için istemeliyiz. Çözüm bu kadar basit.”
“Huzurlu bir gelecek için çözüm şart”
Konuşmasının sonunda tüm katılımcılara teşekkür eden Zekeriya Yapıcıoğlu, çalıştayın hayırlara vesile olmasını dileyerek, Kürt meselesinin çözüme kavuşmasının bölgedeki huzur ve refah için elzem olduğunu vurguladı.
Yorumlar kapalı.