Avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum. İçimde volkanlar yanıyor adeta. Yanmakla kalmıyor, patlıyor. Bu adaletsizliğe, bu pespayeliğe, bu acımasızlığa, bu Allah’tan korkmaz kuldan utanmaz soyguncuların pervasızlığı canımı çok acıtıyor.
Haberin başlığı; “Batman İl Sağlık Müdürlüğü’nde yolsuzluk: 6 ayda 3 milyon liradan fazla para aktarılmış’’ şeklindeydi. Hemen spotunda da, ‘’69 memur ve 9 mutemedin bordroları incelendi. Müfettişler, sadece 6 ayda 3 milyon liralık vurgun yapıldığını belirledi’’ diye devam ediyordu.
Haber alt detaylarla devam ediyor. Ama bizim o detaylardan anladığımız ve tabi bildiğimiz, yolsuzluğun boyutunun tahmin edilenden çok daha büyük olduğudur. Saklanılmayacak boyuta gelen bir toplu ve organize hırsızlığın, ağza bir parmak bal çalınarak üstünün örtülmemesi en büyük temennimizdir.
Yine bir haber; ‘’Batman Müzesi’ndeki 20 altın sikke kayboldu’’ diye büyük puntolu bir başlık. Hemen altında spot bölümü de, ‘’Kaçakçılardan 2017’de ele geçirilen ve Batman İl Kültür Müdürlüğü Müzesi’ne teslim edilen, piyasa değeri 10 milyon lira olan 20’ye yakın Roma ve İslam dönemine ait altın sikke kayboldu’’ diyor.
Kayboldu denildiğine bakmayın birileri değeri eski parayla en az 10 trilyonu yiyor. Hem de koruma altından yani müzeden tırtıklayarak. O değil de definecilerden biraz utanır insan.
Adamlar gecesini gündüzünü, parasını zamanını harcayarak çıkaracak, devlet el koyacak ama siz çatır çatır yiyeceksiniz! Hem de hiç zahmete girmeden. Hem de o sikkeleri korumakla yükümlü devletin çalışanı olarak bu hırsızlığı yapacaksınız. Şimdi böyle yazınca acaba takdir mi etsem diye içimden geçmedi değil. Hatta cesaretinize şapka da çıkarılabilir diye düşündüğümü fark ettim!
Ama birden vazgeçiyorum.
Vazgeçiyorum çünkü bu soyguna, bu talana, bu yolsuzluğa yol verenler olmasaydı bu tür haberleri duymamız mümkün olmazdı. Eğer devlet, devlet gibi davranıp ibreti alem için hırsıza hak ettiği cezayı verseydi soyma cesaretini bulamazdınız. Hırsızlık adeta gelenek haline geldi. Soyanı değil, soymayanı gördüğümüzde şaşırıyoruz.
İnsanoğlu zamanla her şeyi kanıksıyor, alışıyor.
Hırsızlığa, yolsuzluğa da alıştık.
Düşünün, bir devlet memurunun altında 3 milyonluk aracı gördüğümüzde şaşırmıyoruz. Devletin memuru semtin en lüks semtinden bir milyonluk dairede otururken garipsemiyoruz. En fazla ‘benim memurum işini bilir’ minvalinde birkaç cümle kurup gerçeği bilir halde yolumuza devam ediyoruz. Bu arada temiz memur ve bürokratları tenzih ediyorum.
Bürokrat demişken Batman Valisi Hulusi Şahin’e bir parantez açmakta fayda var. Vali Şahin ve yöneticilere yersiz yersiz yalakalık yapanlar yüzünden hakkını teslim etmek de zorlanıyoruz. Ama buna rağmen hakkını teslim edelim. Yeni Organize Sanayi Bölgesi’ndeki parsel dağıtımındaki dik ve adil duruşu takdire şayan. Uzun zamandan beri ilk defa Batman’da hakkıyla bir işler yapıldığına şahit oldum. Aç kurtlara ve siyasi markaja rağmen parselleri hakkıyla dağıttı. Bunu da yazmazsam olmazdı. Yanlışlarda boğulmuşken doğru şeyler bizi sevindiriyor.
Çok zor değil aslında.
Biraz vicdan birazcık dik duruşla adil olmak çok kolay.
Konumuza dönecek olursak. Batman’ı soymaya devam ediyorlar. Sikkeler diyoruz ama Hasankeyf’i sulara gömdüklerinde götürdüklerinin yanında bunlar devede kulak değil. Dinamitledikleri tarihi kentte milyon dolarlık eserler itinayla iç edildi. DEDAŞ’ın düzenli soygunu. Birkaç uçak seferiyle bin liraya yaklaşan bilet fiyatlarıyla soygun.
Soygun soygun soygun..
Hem vallahi hem billahi her şeyin bir adabı olduğu gibi hırsızlığın da olmalı. Hey vicdansızlar tamam yaptığınız bu dünyada yanınıza kar kalıyor ama gözünüz doysun be kardeşim. Açlıkla boğuşan bu kentin yoksullarının eli biliniz ki yakanızda olacak. Belki hiç ihtimal vermiyorsunuz ama burnunuzdan fitil fitil gelecek. Bir yaradan olduğuna inanıyorum ve yarattığı kullarına sahip çıkacak. Bizden çalıp bir gecede yediğiniz bir senelik azığımız elbet kursağınıza takılacak. İnsafsızlığınız, doymazlığınız yetti..
Çaldınız ula, ne varsa çaldınız.
Gençliğimizi, bugünümüzü, paramızı çaldınız.
Yetmedi, umutlarımızı çaldınız.
O da yetmedi hayallerimizi çaldınız.
Hayal de kurmayıverelim canım ne olacak dedik.
Ama durmak bilmediniz geleceğimizi çaldınız.
Kendimizden geçtik, çocuklarımıza ağlar olduk. Allah’tan korkmazlar şimdi de çocuklarımızın geleceğini çalıyorsunuz. Yeter diyen çıkmıyor.. Derdimiz büyük dostlar.
Biz Ortadoğu toplumları hep birileri bizim yerimize de bir şeyler yapsın diye bekleriz. Hırsıza, yolsuza, zalime dur demeyi başkasının görevi gibi görürüz. Biz susalım başkası konuşsun. Oysa öyle olmuyor. Biz sustukça çalan, yolan, talan edenlerin sayısı artacak. Öyle bir artacak ki hırsız olmayan bir bürokrat gördüğümüzde şaşırıp kalacağız.
Selam olsun insana, topluma, hakka değer veren ve sayısı oldukça azalan o yöneticilere…
Yorumlar kapalı.