Şu an kalemi elime alırken, sihirli bir değnek olsa ve değindiği konuya çözüm bulsaydı ne yazmak isterdim diye düşündüm.
İnsanları yazmak konusunda karar kıldım.
Güzel ama garip, aynı ama farklı İNSANLARI.
Zengin ama bencil, iyi ama üşengeç İNSANLARI.
Mutlu ama bilmeyen, şanslı ama görmeyen İNSANLARI
Sevilip de sevmeyen, olanla yetinmeyen İNSANLARI.
***
Ne çok değiştik öyle değil mi?
Önce birbirimize güvenmekten vazgeçtik, güvenmediğimiz için dürüstlükten, sonra samimiyeti kaybettik ve olamadığımız için ise gülmekten!
Ve neden mutlu değiliz deyip,
Birbirimize mal ederken sabırdan vazgeçip öfkelere yenildik.
Hayat garip ve uzun bir zaman dilimidir, herkes payına düşeni yaşar.
Kimi payına doyamaz başkasından çalar gider,
Kimi payını bulamaz hayatına küser gider, kimi yaşamaya kıyamaz zaman ziyan olur gider derken aslında mutlu olmak çok kolaydı ama zor olsun diye kimse olmadı!
***
Herkesin dilinde bir zaman bozulmuş muhabbeti gelmiş gidiyor, zaman bize sıfır verildi ve zamanı kullanan biziz, ya yanlış yere park ediyoruz, ya bir yerlere çarpıp arıza veriyoruz ya kullanmayı öğrenmeden trafiğe çıkıyoruz ya kırmızı ışıkta geçiyoruz derken doğru yoldakini de yolundan eden yine biz değil miyiz?
***
Oldum olası herkesin içinde az da olsa iyi niyet ve vicdan olduğunu düşünmekteyim.
İnsanları zalim yapan iki sebep var bence, biri sevgi ve değer görmediği için hayata ve insanlara saygısını yitirdiğinden, diğeri aşırı sevilip ve yoğun ilgi gördüğü için kendini üstün bilip oluşan bencillikten.
***
Tabii ki eskiden beri her insanın iyisi kötüsü vardı ama önceleri iyiyi kötüyü ayırt etmek çok daha kolaydı. Şimdilerde emin olana kadar kötü ise zarar görmüş, iyi ise şüpheler ile kaybetmiş oluyoruz.
***
Gerçi biz diğer şehirlere oranla daha şanslıyız.
Örneğin bizde hala aileleri karıştırıp laf gezdiren birkaç akraba illaki vardır ama Allah var gizli saklı yok onları herkes tanır.
***
Yalandan seven dostlar da vardır ama onları da rencide etmek çok kolaydır yani “ee valla sevmiyorsun niye yalan atıyorsun” diyebilecek samimiyetimizi kaybetmediğimize seviniyorum.
Haa bir de hesap sormalarımız var Kaç kez arayıp kaç dakika konuştuk kaç defa çağırıp kaç defa gittik ve ne alıp ne verildiğine kadar tek tek not alınır ve mahşeri bekleyemez, hesap günü düzenlenip itinayla yüze çarpılır.
Yorumlar kapalı.