‘En iyi kitaplar, en iyi üniversite yerine geçer’
Emerson
Montaigne kitapları, dostluk ve aşktan daha sağlam, daha sürekli ve daha çok kendimize ait olarak görür. G. Flaubert’da yarım düzine kitabında iyi bilmenin önemini vurgular.
Yukarıdaki alıntılara göre her ne kadar konu kitap okumanın faydaları değilse de okumanın faydalarına değinmeden olmayacak gibi. Kitap okumanın faydalarını kısaca şöyle sıralayabilirim: Okumak insanları bilgili, görgülü, düşünceli, duyarlı, incelikli yapar. Bilişsel yetilerimizi yetkinleştirir. Benim okumada en sevdiğim fayda, gözlemle düş gücümüzü zenginleştirme ve iletişim becerimizi geliştirmesi…
Kendi kitaplığımızı kurmak için kitap okuma alışkanlığı kazanmak şart gibi geliyor bana. Peki kitap okuma alışkanlığı nasıl edinilir? Tabii ki, okuyarak! Ne bulursak: Çöp ve çizgi kitaplar, polisiye romanlar, pulp fiction ( ucuz roman ) eserler, dergiler, gazeteler okuyalım. Yönlendirmelere, tavsiyelere, seçmelere kapılmadan okuma isteği önemlidir. Gerisi gelir! Zamanla arayışlarınızı sürdürür, bulursunuz ve gittikçe başucu kitaplarınıza kavuştuğunuz gibi beğenip sevdiğiniz yazarları keşfedersiniz. Binlerce örnekten süzülerek gelen bu söylemler yazılır durur ve doğrudur da!
Benim ilk kitaplarım 4-5 taneydi. Ve ilk kitaplığım bir kanepenin üstüydü. Sonra bir televizyon dolabı ve en sonunda bir ayakkabı rafı ilk görkemli kitaplığım oldu. Kitapları raflarda düzgün gördükçe keyfime diyecek yoktu. Hırsım da artıyordu. Bu raflar dolacak!
Ne var ki, rafların dolmasını geciktiren zorluklar yaşamak mümkündür: Dostlar, kitap hediye etmek ve para…
Bir kere dostlarınıza verdiğiniz kitaplar kolay kolay geri gelmez (nice kitabım hala kayıp). Üstelik onlara zararınız dokunur; dostlarınız hem kitap okumayı sürdürmezler, kolaya kaçarlar, hem de kendi kitaplıklarına sahip olmayı düşünmezler. Geri gelmeyen veya geç gelen her kitap dostluğu incittiği gibi sinirlerimizi yıpratır.
Ve kitapların fiyatları yabana atılacak türden değil.
Bana göre en iyi hediye kitaptır veya kitaplar paylaşılır düşünceleri, kendi kitaplığınızı kurmaya en büyük engeldir.
Daha tuhaf bir şey söyleyeyim: Kitaplığınıza gururla bakınca (ve bu gururun kaynağında emek, ekonomi, bilgi, sevgi ve anılar var) hani artık kitap okumasanız da olur diyesim geliyor. Kitaplığın ve kitapların sistematik duruşu, kitaplıktaki süsler püsler, kitapların renkleri, biçimleri, kokuları ve tozları; sanki bir sihirle kendiliğinden o kitapları okuyormuşsunuz hissi verir.
Yorumlar kapalı.