Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi, Kobani davasında 7 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 18 sanığın tahliye talebini reddetti.
DW Türkçe’nin haberine göre, 6-8 Ekim Kobani olaylarını konu alan Kobani davasında aylık tutukluluk incelemesi, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sincan Cezaevi Kampüsü içerisindeki duruşma salonunda yapıldı. Tutuklu sanıklara tek tek söz veren mahkeme, tahliye taleplerini aldı. Gece geç saatlerde sona eren duruşma sonucunda mahkeme; Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel, Alp Altınörs, Ayka Akat Ata, Ali Ürküt, Ayşe Yağcı, Bülent Barmaksız, Dilek Yağcı, Günay Kubilay, İsmail Şengül, Meryem Adıbelli, Nazmi Gür, Pervin Oduncu, Zeynep Karaman, Aynur Aşan ve Zeyhep Ölbeci’nin tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Sırrı Süreyya Önder’e yurt dışı çıkış izni çıkmadı
TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in avukatının milletvekili dokunulmazlığı olduğu gerekçesiyle yargılamada durma kararı verilmesi talebini reddeden mahkeme, ayrıca Önder’in yurt dışı çıkış yasağını da oyçokluğuyla kaldırmadı. Bir mahkeme üyesi, “Sanığın hakkında önceden verilen Meclis çalışmaları kapsamında yurt dışına çıkışı hususunun değerlendirileceğine dair kararın sanığın kaçma şüphesi ve parlamenter sıfatı itibariyle kaldırılmak şeklinde değiştirilmesinde bir sakınca bulunmadığı tarafımca değerlendirilmekle sayın çoğunluğunun görüşüne katılmıyorum” sözleriyle muhalefet etti.
Demirtaş’ın tahliyesine ret kararının gerekçesi
Kararda, Edirne F Tipi Cezaevi’ndeki eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tahliye talebinin neden reddedildiği de ayrıntılı bir gerekçeyle anlatıldı. Avukatları duruşmada, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesinin Demirtaş’ın tahliyesi yönünde verdiği hak ihlali kararı nedeniyle serbest bırakılmasını talep ettiğini belirterek Demirtaş’ın tahliyesini istemişti.
Mahkemenin ret kararında “Bu dosyanın söz konusu AİHM kararına ilişkin dosya olmadığı” belirtilerek “Söz konusu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesinin incelemesi dışında kaldığı anlaşılan yani karar sonrasında ortaya çıkan dosyamızın delillerini yok saymak mümkün değildir” denildi.
Altan Tan’ın ifadesi de delil oldu
Davada gizli tanık Mahir’in 2 Temmuz 2022 tarihinde verdiği ifade ile eski HDP’li siyasetçi Altan Tan’ın aralarında bulunduğu bazı tanıkların ifadesine yer verilen kararda, şu değerlendirme yapıldı:
“Sanıklar Selahattin Demirtaş ve Kamuran Yüksek’in aralarındaki ilişkiye dair bilgiler veren tanık delillerini destekler mahiyette sanığın birleşen dosyasında başka bir soruşturma itibariyle dinlemesi yapılan 04.12.2008 tarihinde Selahattin Demirtaş ile Kamuran Yüksek’in yaptıkları 366746508 tape kayıt numarası ile kaydedilen ve sanığa örgüt talimatı iletildiği iddiasını konu alan kayıt yanı sıra 6 Ekim tarihinde HTS kayıtlarından anlaşıldığı üzere her ikisinin görüştüğüne dair kayıt itibariyle sanık Selahattin Demirtaş’ın kuvvetli suç şüphesi altında bulunduğu değerlendirilmektedir.”
“İkinci tutuklulukta milletvekili değildi”
Demirtaş’ın avukatlarının, “Sanığın yasama dokunulmazlığının öngörülemez şekilde kaldırıldığı, buna bağlı olarak devam eden sürecin sonlandırılması gerektiği” talebine yer verilen kararda, “Belirtildiği üzere anılan (AİHM) kararın dosyamıza ilişkin olmaması bir yana sanığın 2018 yılında seçimlerin yenilenmesi ve yeniden aday olmaması nedeniyle milletvekilliği sona erdiğinden, bir başka ifadeyle sanığın, mevcut tutukluluğunun gerçekleştiği tarihte milletvekili sıfatı ve dolayısıyla milletvekili dokunulmazlığı olmadığından tutuklama kararına engel bir durum yoktur” denildi.
“Kobani çağrısı yasama sorumsuzluğuna girmez”
Kararda, “yasama sorumsuzluğu” bakımından dosyada mevcut Meclis konuşmaları itibariyle sanığın yargılamaya konu olan ve yasama faaliyeti ile ilgisi bulmayan Kobani çağrısının, Meclis dışında sosyal medya ve basından yapıldığı ve bu çağrının Anayasanın 83/1. maddesinde düzenlenen yasama sorumsuzluğu kapsamında olmadığı savunuldu. “MYK çağrısının demokratik bir çağrı olduğu” iddiasını reddeden mahkeme, “Yukarıda belirtildiği üzere yeni delillerin ortaya çıktığı ve tutuklamanın dayanağı olarak görülmesinde AİHM içtihatları ve meri mevzuat bakımından bir sakınca bulunmadığı değerlendirilmiştir” dedi.
“Kaçma şüphesi var”
Kararda, Demirtaş’ın ağabeyi Nurettin Demirtaş için bir röportajda kullandığı “Üniversite öğrencisiyken hapse girdi, ömrünün yarısını cezaevlerinde geçirdi, demokratik siyasete girmek istedi, partiye girdi, eş genel başkan oldu. Yargı baskısı ile siyaset yapamayacak bir hale getirdiler. Çok ağır cezalar verdiler kendisine. Çok sayıda dava açtılar. Burada bir kez daha yıllarını cezaevlerinde geçirsin istemedik. Şu an Erbil’de yaşıyor” şeklindeki sözleri de ceza alması durumunda kaçma girişiminde bulunacağına dair somut ve makul şüphe olarak görüldü.
İfadeye gitmediği iddia edildi
Demirtaş’ın Meclis grup toplantısı sırasında, “HDP’nin hiçbir milletvekilinin kendi rızasıyla ifade vermeyeceğini” söylediği anlatılan kararda, ayrıca Demirtaş’ın savcılığın altı ayrı çağrısına karşı ifade vermeye gitmediği, yargılama aşamasında ise iki kez duruşmanın seçimlerden sonra ertelenmesini istediği ve savunma vermekten kaçtığı ileri sürüldü. Kararda, dava kapsamında yedi kişinin firari olduğu, tahliye edilen dört kişinin de kaçtığı savunuldu.
Kararda, “Tüm bu değerlendirmeler ışığında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin varlığı isnat edilen suç ile ölçülü olması, sanığın somut olarak kaçacağı şüphesini uyandıran olgular itibariyle adli kontrol hükümlerinin bu nedenle sanık hakkında yetersiz kalacağı düşünüldüğünden tutukluluk tedbirinin gerekli olduğu anlaşılmakla sanık Selahattin Demirtaş’ın tutukluluk halinin devamına karar verilmiştir” denildi.
Gültan Kışanak’ın tahliye talebi reddedildi
Mahkeme, DEM Parti’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday gösterdiği Kocaeli Cezaevi’ndeki Gültan Kışanak’ın tutuklulukta azami sınır olan 7 yılı doldurmasına karşın tahliye talebini de reddetti.
Kararda, gizli tanık Ulaş ile bazı tanıkların anlatımları delil olarak gösterildi. Kararda, “Tanıkların beyanlarını destekler şekilde örgüt hiyerarşisinde olduğu yönünde izlenim veren, Kobani de dahil tüm hususlardaki tavrını gösterir deliller ile değişik tarihlerdeki örgüt bağlantısı olduğu iddia edilen miting, toplantı, gösteri, televizyon programları ve propagandaya dönmüş terör örgütü mensuplarının cenaze definlerine katılma faaliyetleri, Yargıtay kararlarında da yer alan Demokratik Toplum Kongresi eylemleri, Sur, Cizre, Nusaybin ve Silopi ile diğer birkaç yerde sözde özerklik gerekçesi ile hendek kazarak terör eylemleri gerçekleştiren PKK terör örgütü mensuplarının eylemlerine ilişkin beyan ve açıklamaları ile yapılan operasyonlara karşı örgüt talimatı ile belediye başkanı olarak belediye hizmetlerini durdurma iddiası” ile dosyada bulunan tüm deliller karşısında sanık Gültan Kışanak’ın kuvvetli suç şüphesi altında bulunduğu savunuldu.
Mahkeme, Kışanak’ın kaçma şüphesi olabileceğini ise şu ifadelerle karara yazdı:
“Açılmış olan soruşturmaya rağmen kaçmayan şüphelilerin uzun bir süre sonra başlatılan kovuşturma aşamasında kaçma şüphesinin bulunmayacağı savunmaları yer yer dile getirilmektedir. İç yönü belli olmayan eylem nedeniyle kendisini ceza tehdidi altında görmeyen şüphelinin kaçmayı motive edici durumunun ilk anda bulunmayacağı açıktır. Yeni deliller itibariyle eylemin cezalandırılabilir bir eyleme dönüşebileceği ihtimali karşısında kaçma eğilimi de ortaya çıkacaktır. Nitekim yakalamalı şahısların bu kaçma durumu da hemen eylem sonrasında ortaya çıkmış bir durum değildir.”
Bazı HDP MYK üyelerinin kaçak durumda olduğu, tahliye verilen dört kişinin de firar ettiği anlatılan kararda, “Tüm bu değerlendirmeler ışığında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin varlığı isnat edilen suç ile ölçülü olması, sanığın somut olarak kaçacağı şüphesini uyandıran olgular itibariyle adli kontrol hükümlerinin bu nedenle sanık hakkında yetersiz kalacağı düşünüldüğünden tutukluluk tedbirinin gerekli olduğu anlaşılmakla sanık Gültan Kışanak’ın tutukluluk halinin devamına karar verilmiştir” ifadelerine yer verildi.
2021 yılında başlayan Kobani davasında mahkeme bugün ise sanıkların davaya ilişkin son sözlerini alıyor. Duruşma sonunda mahkemenin davaya ilişkin son kararını ne zaman vereceği belli olacak.
Yorumlar kapalı.