Uyuşturucu, asrın terörüdür…
Peygamber efendimiz “İçki, tüm kötülüklerin anasıdır.” buyurarak alkol ve uyuşturucu maddelerin yol açtığı toplumsal felaketlere işaret etmiştir. Uyuşturucu; sadece bölgemizi ve insanımızı değil, tüm dünyayı tehdit eden ve suç oranını her geçen gün arttıran en büyük terör kaynağıdır… Uyuşturucu baronları da seri katiller ve en azılı teröristlerdir.
Bu anlayışla hareket edilmezse başarı sağlanamaz… Uyuşturucu, günümüzde tüm suçların kaynağı haline gelmiş ve toplumsal huzuru tehdit eder hale gelmiştir. Uyuşturucu ile mücadele için geç bile kalındı…
Uyuşturucu bağımlısı bir insan, eşini, işini, geleceğini kaybeder, eğitim yaşamını yarıda bırakır, boşanmalar artar. Uyuşturucu bulmak için önce tüm mal varlığını harcar yetmeyince, gasp ve hırsızlığa yönelir. Parçalanmış aileler çoğalır. Cezaevleri dolar.
Nitekim 2021 rakamlarına göre 110 bin kişi uyuşturucudan hüküm giymiştir. Yani cezaevlerindeki suçluların üçte biri uyuşturucu suçlusu.
Aile içi şiddet, cinayetler, cinnetler, intiharlar, kaybolan yaşamlar ve yaşanan milyonlarca trajedi işte bu terörün yarattığı enkazdır. Önü alınmazsa büyük toplumsal felaketler kapımızda!
Uyuşturucu kullanan bağımlılar geleceğin de satıcılarıdır. Zira zamanla para yetiremeyen bir bağımlı satarak maddeye ulaşmaya çalışacaktır. Nitekim günümüzdeki torbacıların çoğu eski bağımlılardır…
Öte yandan uyuşturucu bağımlılığı fuhuş sektörünü de besler hale gelmiştir. Uyuşturucu bağımlısı kadınlar, uyuşturucu bulmak için bedenlerini satarlar. Fuhuş ve gasp çeteleri yeni üyeler bulmak için; uyuşturucu bağımlılarını ya kullanır ya da gençleri uyuşturucuya alıştırarak eleman kazanırlar…
Dünyanın bilinen terör örgütleri de finansman için uyuşturucu ekimi ve satışı yaparak ayakta dururlar. Nitekim emniyet raporlarına göre dünyadaki tüm terör örgütleri, çeteler, mafyalar, ö uyuşturucudan milyar dolarlık gelir elde edip bu paralarla silah aldılar…
Kafa kesen sapık İŞİD’in kiralık katilleri kafa kesmeden uyuşturucu aldığı artık herkesçe bilinen bir gerçek… Canlı bombalar da uyuşturucu verilerek toplu cinayetlere hazırlanır ve yollanır.
Baba–oğul cinayetleri, güpegündüz yapılan gasp ve hırsızlıklar, gencecik çocuklarımızın intiharları ve daha birçok trajik olayın ardında uyuşturucu vardır…
Nesil emniyetini, geleceğimizi, insanlığı, dünya ve ahiret hayatımızı tehdit eden bu dehşetli teröre karşı; topyekûn toplum olarak el ele vermeli, direnmeli, devletimizin güvenlik birimlerine yardımcı olmalıyız. Herkes kendini bu mücadelenin gönüllü bir bireyi olarak hazırlamalı ve çocuklarımıza temiz bir dünya bırakmak için tüm gücümüzle ve samimiyetle çalışmalıyız…
Toplumun karşı karşıya kaldığı bu dehşetli uyuşturucu terörüyle mücadele eden emniyet güçlerine, STK’lara, basın mensuplarına, din adamlarına, devletin tüm organlarına ve gönüllü kişilere minnettarız, teşekkür ederiz ama tüm bu çabaların yetmediği hepimizin bildiği bir gerçek.
KURTARILMIŞ BÖLGELER GELMEDEN, gençliğimizi, aileleri, sokaklarımızı, geleceğimizi, ülkemizi uyuşturucu kartellerinden el birliği ile temizlemeyiz… Onlar sokakları mahalleleri kentleri işgal etmeden kökünü kazımak en önemli görevimiz olmalı…
Devlet bunun için özel anti terör ekipleri kurmalı, vatan müdafaası yapar gibi bu insanlık katillerinin karşısında durmalıyız…
Eğer bunu yapmazsak; imar ettiğimiz villalar, apartmanlar, inşa edilen parklar, yollar kötü nesil tarafından yıkılacak…
Herkes çocuklarını bu beladan kurtarmak zorunda, aksi halde topladığınız mallar, diktiğiniz Apartmanlar uyuşturucu terörüne kalacak…
Bu mücadelede Cumhurbaşkanından polise, validen jandarmaya, öğretmenden muhtara, belediyeden halka kadar herkes üzerine düşeni yapmalıdır… Bu İNSANİ ve vicdani bir sorumluluktur! Bu sorumluluktan kaçanların; “TEMİZ BİR DÜNYA” ve “huzurlu bir gelecek” isteme hakları yoktur…