Kapıcı Şemsi’nin oğlu Bursa’da 2 yıllık Lojistik okuyor. Ev kirası yol yemek kitap vs ayda 9000 harcıyormuş. Yani babası ailenin tüm rızkını ona yolluyor. Neymiş üniversite okuyormuş. 2 yıllık Lojistik bitince yine işsiz kalacak…
Öte yandan herkes garanti iş veren öğretmenlik, Tıp, Hukuk, Diş Hekimliği gibi bölümler seçiyor.
Bir süre sonra her yerde işsiz hukukçular, sinek avlayan avukatlar ordusu oluşursa şaşırmayın…
Allah aşkına bu nasıl bir anlayıştır. Herkes üniversite okumalı fikrini kim ortaya attı.
Herkes Hukuk, Tıp, öğretmenlik okusa, toplumun ihtiyacı olan diğer meslekleri kim yapacak.
Milyonlarca arabayı kim tamir edecek mesela…
Çalışmayan üretmeyen bu toplum nereye gidiyor…
Biri bu gidişe dur demeli…
Çalışıp üretirsek, dışa bağımlılığımız azalır, dolar da düşer, enflasyon da…
İsterseniz bu konuda Dr. Hayreddin Karaman’ın reform niteliğinde tavsiyelerine kulak verelim:
“4 + 4 + 4 + üniversite dahil 20 milyon gencimiz okul çağında. 20 milyon gencin üniversite okuması demek devletin gelişimini, ilerlemesini, 20 yıl ertelemesi demek. Boş yere bir sürü kaynağını yıllarca heba etmesi, etkin ve yerinde kullanamaması demektir.
Dünyanın en iyi mücevher tasarımcısı S.B. diyor ki;
Hocam bizim meslekte (Kapalıçarşı) ilkokul mezunu 1-0 mağlup başlar, ortaokul mezunu 2-0, lise 3-0, üniversite mezununu ben ne yapayım.
Onun için Rum, Ermeni ve Yahudiler, 5 yaşından itibaren çocuklarını bir mesleğe yönlendirerek ticaret erbabı, zanaatkâr veya sanatkâr yaptılar.
Biz de hala bizim çocuk üniversite okuyacak diye, yırtınıyoruz ki herkes için şart değil, olmamalı!
20 milyonun maksimum 1 milyonu üniversite okuyabilir. Üniversiteli işsiz sayısı şu anda 680.000! Peki geri kalan ne olacak? Onları hayata, sanayiye, ticarete erkenden yönlendirmezsek kaybediyoruz. Kaybedeceğiz.
Çocuklarımızı Enderun’daki gibi 3-5 yaşlarında teşhis edip, keşfedip yönlendirmek.
Çocukları kendi yetenek ve potansiyeline göre yönlendirdiğimizde;
1. İnsanlar kendilerini tanıyacaklar,
2. Tanıdıkları, keşfettikleri kendilerini gerçekleştirecekler,
3. Kendilerini tanıyan insanların, Rablerini tanımaları daha kolay olacak,
4. Huzursuzluklar bitecek,
5. Herkes yetenek kapasite ve potansiyeline göre bir meslek seçecek,
6. Çocuklar daha mutlu, heyecanlı, azimli, kararlı ve başarı olacaklar,
7. Dağda çoban olup mutlu olacak çocuğu 15 yıl sınıfa hapsetmemiş olacağız,
8. O çocuğun sebep olacağı kavga dövüş ve sıkıntılardan da kurtulacağız,
9. Anne babalar daha huzurlu olacak,
10. Aile içi iletişim güçlenecek
11. Beyhude harcadığımız ve ne olacağını bilemediğimiz paralar cebimizde kalacak,
12. O paralarla, çocuğumuzun kendi mesleğinde bir numara olması için destek çıkacağız,
13. Dünya çağında her alanda çocuklarımız olmaya başlayacak,
14. Otomotivde ve sanayide çırak kıtlığı bitecek,
15. Esnaf canlanacak,
16. Ziraat, hayvancılık, ormancılık, doğa v.b. ihmal ettiğimiz alanlar can bulacak,
17. Buluşlar keşifler olmaya başlayacak,
18. Bölgesel kalkınma gerçekleşecek,
19. Herkes % 90 oranında kendi bölgesinde kalacağı için, çocuklar çete ve mafyanın eline, örgütlerin ağına düşmeyecek,
20. Üniversite eğitimi daha kaliteli olacak,
21. 5-10 bin kişilik muhteşem üniversiteleri bir düşünün,
22. Öğrenciler severek, isteyerek ve kendi yeteneklerine göre okuyorlar. İlmi Talip oluyorlar!
23. Üniversite kaynakları daha etkin kullanacağı için, eğitim kalitesi de artacak,
24. Akademik başarılar da artacak,
25. Dünya çapında başarılı üniversitelerimiz olmaya başlayacak.”
Elbette herkesin bir doğrusu var, farklı görüşlerimiz var ve olmalı, ancak böyle ilerler bu toplum.
Ben bu görüşe katılıyorum. Kesinlikle Eğitim alanında yepyeni bir anlayışla yeniden yapılanma başlatılmalı…
Herkes üniversite okumak zorunda değil.
İstediği alanda çalışan mutlu bireyler için bunu yapmalıyız…
Devletin resmi ideolojisi ve dayatması yerine ; kendi hayallerini gerçekleştirmek için yola çıkan mutlu gençlerin artması dileğiyle…
Yorumlar kapalı.