Maraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen depremde, 43 binin üzerinde yurttaş yaşamını yitirirken, can kaybının her geçen saat artması ve müdahalenin geç olması nedeniyle yaşamını yitirenlerin cenazeleri camilerde, sokaklarda saatlerce bekletildi.
Özellikle Adılaman’dn bir görüntü tepkilere neden oldu. Görüntüde, kepçelerle açılan mezarlara 10 cenaze, yıkanmadan, kıyafetleriyle battaniyelere sarılarak defnedildikleri görülüyordu. Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi Eş Sözcüsü Avukat Mahmut Erol, toplu definlerin yasak olduğunu söyledi.
Deprem bölgesinde bulunarak yaşananları yerinde gözlemleyen Erol, yaşamını yitirenlerin sokaklarda poşet içinde bekletildiklerini ve toplu olarak gömüldüklerini belirterek, bu görüntülerin cenaze sahiplerinde ve halkta travmaya neden olduğunu kaydetti.
“SAVCI ARARKEN CENAZELER ÇÜRÜDÜ”
Erol, ölü bedenlere saygı gösterilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Sokakta bir battaniyenin altında veya bir poşetin içinde cenazeler bekletildi. İnsanlar ölüleri için gerekli izinleri alabilmek için arabalarına koyup adliye adiye gezdirerek, savcı aradı. Savcı ararken de, cenazeler çürüdü. Tüm bunlar, devletin organize olamama durumunu gösteriyor” dedi.
Ülkedeki hukuk sitemine dikkat çeken Erol, “Hukuk ölüye değil, ölülerin yakınlarının haklarını esas alıyor. Oysa bir insan öldükten sonra bedenine kötü muamele yapılmaz. Belki dünyada bir ilk olacak ama devlet, ölülerin haklarının daimi bir şekilde devam ettiğine dair yasa çıkarmalı. Çünkü insanların öldükten sonra da haklarının olduğunu düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
“GERİDE KALAN YAKINLARININ HAKLARINA SAYGISIZLIK”
Deprem bölgesinde farklı inançlara sahip etnik grupların olduğunu hatırlatan Erol, bu kişilerin kendi inançları gereği defnedilmesi gerektiğinin de altını çizdi. Görüntülere yansıyan toplu gömülmelere tepki gösteren Erol, toplu mezarların 2’nci Dünya Savaş’ından bu yana yasaklanan bir uygulama olduğunun altını çizdi.
Erol, “Yaşamını yitiren yurttaşların toplu bir şekilde defnedilmesi geride kalan yakınlarının doğal haklarına saygısızlık yapıldığı anlamına gelir. Yakınlarının, mezar başında dua etme hakları ellerinden alınmış olur. Bu pratiğin derhal son bulması gerekiyor. O bölgelerde yaşayan insanların çok farklı milletler olmakla beraber, dini inançları da farklı. Bunların her birinin yas tutma biçimi, ölüyü gömme biçimi farklıdır” ifadelerinde bulundu.
Deprem bölgesinde ilan edilen OHAL sonrası, enkaz altında hala binlerce insan olmasına rağmen “enkaz kaldırma çalışması” başlatmalarına değinen Erol, “Temel amaç suçu örtme gayreti” dedi. (MA)
Yorumlar kapalı.