Gün geçtikte her anlamda daha fazla gelişen, bilinçlenen bir toplum olma yolunda emin ve kararlı adımlarla ilerliyoruz. Geçmiş ile kıyasladığımız zaman psikolojik destek almanın yadırganan veya “deli” yaftası yemek anlamına gelmediğini büyük bir çoğunluk olarak anladığımızı, kabullendiğimizi düşünüyorum.
Aslına bakarsanız delilik yaftası çok kolay yapıştırılan bir etikettir, bunun için herkesten farklı davranmak, herkesten farklı düşünmek ve farklı bir düşünce beyan etmek bile yeterlidir deli yaftası yapıştırılması için.
Oysa deliliğin sinirbilimsel etkenlerin sonucunda oluştuğu ve çok geniş bir yelpazede tanımı olan, sonucunda ise derin sinirsel, fiziksel ve ruhsal problemlerin ortaya çıkması gibi ciddi sonuçları vardır.
Her geçen gün çevremizde daha fazla psikolojik destek alan bireyler görmek ve bu desteği saklamadan, utanıp sıkılmadan söyleyebildiklerine şahit olmak gerçekten bir birey ve uzman olarak beni mutlu ediyor.
Çünkü psikolojik destek alanların sağlıklı birer birey olmalarının yanı sıra kendileriyle barışık insanlar olduklarının da bilincindeyim. Çünkü psikolojik rahatsızlık yaşadığını bilen birey bilinçlidir ve iyi olmak için yardım alma seçeceğine başvurmuştur. Bu bilinçte olan birey “deli “olamaz aksine çok daha sağlıklıdır.
İnsanlar, geçmişte yaşadıkları birçok depresif ve stresli durumu içine atarak kendi içsel dünyasında çözümlemeye ve çözmeye çalışırdı bazen başarılı ama çoğu zaman başarısız olurlardı. Psikolojik destek almak delilik alametleri olarak görülür ve ayıplanırdı. Bu yüzden insanlar destek almak yerine adeta “pimi çekilmiş bir bomba” gibi toplum içinde dolaşırlardı.
Şimdi ise birçok velimizden, çevremizden “Çocuğumu psikoloğa götürmem gerekiyor mu?” sorusunu sıkça duyar olduk.
Şunu iyi bilmemiz gerekmektedir; hangi yaşta olursak olalım, ekonomik durumumuz, kariyerimiz, mesleğimiz ne olursa olsun fark etmeksizin, hepimiz nasıl ki bir hastalık belirtisi gösterir ve hiç utanmadan doktora başvurabiliyorsak aynı şekilde psikoloğa da başvurabilmeliyiz.
Günümüz modern toplumunda birçok hastalığın temelinde psikolojik sebepler olduğu söylenir.
Bu sebeple iyileşmenin ön koşullarından birinin, iyileşeceğine inanmak olduğunu, beyne pozitif mesajlar vererek sağlıklı bir ruh hali içinde olunması gerektiğinin bilincinde olmalıyız. Psikolojik destek almaya bu şekilde yaklaşıp önem vermemiz gerekmektedir.
Ayrıca sadece ruhsal sorunlar yaşayan bireyler psikolojik destek almazlar, başı ağrıyan herkesin doktora gitmediği gibi, güzel bir yaşantıyı, durumu devam ettirebilmek adına, daha iyi bir noktaya taşımak adına da insanlar bu tür destekler almaktadırlar günümüzde.
Size danışmanlık edecek, rehber olacak bir uzman gibi düşünün..
Gerçekten deneyimlediğim için bunu çok rahatlıkla söyleyebilirim; Karşınızda hiç tanımadığınız ve profesyonel kimliğinin bilincinde olduğunuz bir uzmana danışmak veya derdinizi, sıkıntınızı, mutluluğunuzu anlatmak kadar hiçbir şey iyi gelmez insana. Tamamen güven duyduğunuz bir danışman ile yaptığınız bir görüşmede kuş gibi özgür ve huzurlu bir ruh hali ile ayrılırsınız oradan.
Aksi takdirde anlatamadığımız duyguların kölesi oluruz!
Mutluluğumuz, üzüntümüz sadece bizde kalır. Bu duyguları sürekli olarak bastırırız ve bilinçaltına ittiğimiz bu duygular bizi esir alır ki bu durum birçok hastalığın da habercisi olabilir maalesef.
Bu anlamda duyguların aktarılması, anlatılması her anlamda kişiye huzur verir rahatlatır diyebiliriz.
Sağlıklı, kaliteli bir yaşam için, ihtiyaç duyulduğu an geç kalınmadan mutlaka destek alınmalıdır.
Yorumlar kapalı.