Sıcak havada, güneş altında çalışan işçiler için hiçbir önlem alınmıyor. Çalışma koşullarını soL’dan Patronların Ensesindeyiz‘e anlatan işçiler ‘Günde 12 saat çalışmaya devam ediyoruz’ diyor.
Bir süredir ülkemiz artan sıcakların etkisinde. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca “Dikkatli olun” diye uyarı yapıyor ancak uzun saatler boyunca açık havada çalışmak zorunda bırakılan emekçilerin çalışma koşullarına dair herhangi bir düzenleme yapılmıyor.
İki gün önce, her gün onlarca kargoyu yetiştirmek için canını dişine takan bir kargo emekçisi sıcak hava nedeniyle beyin kanaması geçirdi. Sıcak havalar artarak devam ederken, her gün güneşin altında çalışmak zorunda bırakılan emekçiler çalışma koşullarını Patronların Ensesindeyiz’e anlattı.
‘Çalışırken su almak, lavaboya gitmek yasak’
İstanbul Avrupa Yakasında bir fabrikada çalışan ayakkabı işçisi Kemal, sıcaklardan dolayı çalışma koşullarının iyice zorlandığını, ekonomik şartların kötü olmasından kaynaklı bu şartlar altında çalışmaya zorunlu bırakıldıklarını belirtti:
“Sıcak havaların artmasıyla beraber çalışma koşullarımız çok zorlaştı. Buna karşılık işyerlerinde neredeyse hiçbir önlem alınmamakta. Çalışma saatlerinde herhangi bir değişiklik olmuyor, mesela paydos sürelerinde herhangi bir uzama olmuyor sadece bir iki kuru vantilatörle çözüm olacağı düşünülüyor. Ancak vantilatörler, içerideki sıcak havayı yüzümüze üfleyip duruyor. Sadece kendi çalıştığımız yer de değil, farklı sektörden arkadaşlar da benzer şeyleri iletiyorlar. Oralarda da durum vahim, çalışırken su almak, lavaboya gitmek yasak. Buna benzer insanlık dışı uygulamalar olduğunu duyuyoruz. Ve maalesef ekonomik şartların kötü olması nedeni ile emekçiler uzun saatler çalışmak zorunda kalıyor. Günlük 12-14 saate kadar çalışmalar oluyor. Hava koşulları patronların umurunda değil, yalnızca kârlarına bakıyorlar.”
Uzun saatler sıcak altında her şey dahil sömürü
Dönemsel olarak sadece yazın çalışabilen turizm emekçileri çok uzun saatler sıcak altında çalışmak zorunda kalıyorlar. Lojmanlarda yaşayan işçilerde mesai kavramı neredeyse ortadan kalkıyor. Turizm işçisi Murat, bu yıl gece vardiyasında çalıştığı için aşırı sıcaktan pek etkilenmediğini belirtirken, gündüz sıcak altında çalışan arkadaşlarının çok zor şartlarda çalıştığını anlatıyor:
“Yaklaşık 8 yıldır turizmde çalışan, ilkin geçici olarak daha sonraki süreçte devamlı olmak üzere çalışmaya devam eden bir turizm emekçisiyim. Biz turizm emekçilerinin sorunlarının başında uzun saatler çalışma ve uygulanan az ücret politikasının yanı sıra aşırı sıcak havalarda çalışma zorunluluğu da geliyor. Son yıllarda gece vardiyasında çalışmayı tercih etmemden dolayı sıcak havanın olumsuzluğundan daha az etkilensem de yıllarca bu olumsuzluklar altında çalışmak zorunda kalan emekçi arkadaşlarımızın koşulları ortada.
Biz turizm emekçilerinin çalışma şartlarının gözetilmediğini, tek gözetilenin daha çok kazanma arzusu olduğunu görüyorum. Her geçen gün artan hayat pahalılığı karşısında bizler daha az ücretle daha uzun mesai saatlerinde çalıştırılıyoruz ve aldığımız ücret ancak kişisel ihtiyaçlarımızı karşılayabilmemize olanak tanıyor. Bunun yanı sıra, turizm bölgelerinde ortalama iki aylık asgari ücret tutarına tekabül eden fahiş ev kiraları, bizim gibi farklı kentlerden gelen mevsimlik turizm çalışanları için büyük bir sorun. Çalıştığımız tesislerin bize sağladığı lojmanlarda kalmak zorunda kalıyoruz. Bu da pek sağlıklı sayılmayan koşullarda barınma zorunluluğu demek. Biz turizm emekçileri, patronların zenginliğine katkı sağlamak değil, insanca şartlarda yaşamak ve emeğimizin karşılığı olan ücreti almak istiyoruz.”
‘İnşaatlarda çalışırken öldürücü sıcaklarla uğraşmak zorundayız’
Kuralsız ve düzensiz çalışmanın en yaygın olduğu sektörlerden biri olan inşaat sektöründe güneş altında çalışmak, emekçilerin sağlığı açısından tehlikeli durumlar yaratıyor. En fazla iş cinayetinin ve iş kazasının yaşandığı inşaat sektöründe çalışan işçiler şantiyelerde sıcak hava koşullarında çalışmak durumunda kalıyor. İstanbul’da büyük bir şantiyede çalışan inşaat işçisi Kamuran, yazın şantiyelerde çalışmayı şöyle anlattı:
“Sıcak ve nemli havalar çalışma koşullarımızı kötü etkiliyor, birçok işyerinde klima yok, buzdolabı yok, olan yerlerde de birçok problem var. Soğuk su ihtiyacımız karşılanmıyor. Zaten patron baskısıyla fazla iş çıkarmak için uğraşırken koşullarımız bir kat daha zorlaştı. Mola saatleri az ve ara mola yok. Bir diğer konu ise şu; Halihazırda aldığımız ücretleri yettiremezken, şimdi bir de çalışırken öldürücü sıcaklarla uğraşmak zorunda kalıyoruz.”
‘Nohut hasadı için 300-350 TL’ye 12 saat tarlada güneşin altında çalışıyoruz’
Maraş Elbistan’da çalışan tarım emekçisi Nihat ise tarımda çalışan emekçilerin genellikle çadırlarda kaldıklarını; duş, tuvalet, yemek vb. olanakların sınırlı olduğunu, 12 saat çalıştıklarını anlattı. Nihat’ın sorularımıza verdiği yanıtları sizlerle paylaşıyoruz.
Sıcak havalarda çalışma koşullarınız nasıl?
Çalışma koşullarımız şöyle; sabah 6.00’dan akşam 18.00’e kadar günlük 12 saat tarlada güneşin altında çalışıyoruz. Yemek ve su ihtiyacımızı ise kendi olanaklarımızla karşılıyoruz. Yemek ve dinlenme molaları var ama işin yetişebilmesi için çok sınırlı bir mola veriliyor. Çadırlarda duş, tuvalet, yemek vb. olanakların sınırlı olduğu kötü koşullarda barınıyoruz.
‘Şu an artan sıcaklara rağmen günde 12 saat çalışmaya devam ediyoruz’
Çalışma koşullarınızda herhangi bir değişiklik söz konusu oluyor mu?
Günlük yevmiye 300-350 TL arasında değişiyor. Bu yevmiye şu an Kahramanmaraş Elbistan’dan nohut hasadı için verilen yevmiye olup, farklı bölgelerdeki mevsimlik işçilere göre değişiklik gösteriyor. Ancak sıcak havanın artmasından dolayı herhangi bir değişiklik yapılmadı. Barınma, yemek ve diğer ihtiyaçlar için herhangi bir ek ücret ödenmiyor.
Sıcak havalarda çalışmaya ilişkin tedbir alınıyor mu?
Herhangi bir tedbir alınmıyor. Şu an artan sıcaklara rağmen günde 12 saat çalışmaya devam ediyoruz.
Yorumlar kapalı.