ÖNCE TEDBİR SONRA TEVEKKÜL
Son yüzyılın en büyük felaketini yaşadığımız bugünler de hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar, yakınlarını kaybedenlere ise sabır diliyorum.
Bir adam Peygamber Efendimize (SAV) “Ey Allah’ın Resulü! Deve mi bağlayarak mı yoksa salıvererek mi Allah’a tevekkül edeyim?” diye sordu. Peygamber Efendimiz (SAV) “Deveni bağla, sonra Allah’a güven ve dayan” diye cevapladı…
Biz ne yapıyoruz; Önce dua Ediyoruz, sonra yine dua ediyoruz.
Şimdi neyi sorgulamamız gerekiyor? duanın neresinde yanlış yaptığımızı mı? yoksa emellerimizi mi sorgulayacağız, yada kader deyip bu durumu kabullenmeli miyiz?
Daha önceki yazılarımın çoğunda hep bir şehir nasıl gelişmez diye başlıyordum yazıma.
Bu gün, bir ülke nasıl gelişmez diye sözlerime devam edeceğim. Bir ülkenin nasıl gelişmediğini gelişmiş ülkeler ile kıyaslayarak gayet anlayabiliriz…
Biz neyi yanlış yapıyoruz?
Ne yapmalıyız?
Ve neyi yapamıyoruz?
Biz tedbir almıyoruz.
Türk spikeri, Japon bilim adamına biz nerede yanlış yapıyoruz diye sordu? Japon bilim adamı, ”siz önce dua ediyorsunuz, bizde dua ediyoruz. Ama biz duadan önce yapılması gereken ne varsa yüzde yüz önce onu yapıyoruz” diye yanıt verdi..
Japon’lar hem yapı yapımların da önlem alıyorlar, hem evlerinin içinde ekstra önlemler yerleştiriyorlar hemde deprem alarm sistemini kullanıyorlar.
Yani sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: ” Kayıt sümme tevekkül” Yani önce atını, deveni bir yere bağla. Ondan sonra tevekkül et. Önceden tedbir almak, tedbirli davranmak hiç bir zaman tevekűle mani değildir…
Türkiye 6 Şubat günü “yüzyılın felaketi” olarak adlandırılan bir yıkıma uyandı.
Son yüzyılın en büyük depremi diye kayıtlara geçen bu deprem insanı yüzyıl kadar geçmişe götürüp yüzyıl içinde olmuş tüm depremleri araştırma gereksinimi uyandırdı insanda.
Tarihte kayıtlı depremleri araştırdığımda ulaştığım bazı veriler şu şekildeydi: Son yüzyılın en büyük depremi diye kayıtlara geçen deprem, 7.9 ile Erzincan’da yaşanmış. Erzincan’da 27 Aralık 1939 yılında yaşanan depremde 33 bin kişi hayatını kaybetmiş.
Son yüz yılda yaşanan en büyük bir diğer deprem ise 7.5 ile Çaldıran’da yaşanmış. 24 Kasım 1976’da Van’ın Muradiye ilçesine bağlı Çaldıran’da yaşanan depremde 3 bin 840 kişi hayatını kaybetmiş.
17 Ağustos 1999’da Gölcük’te yaşanan depremin şiddeti ise 7.4 olarak kayıtlara geçmiş. 18 bin 373 kişinin hayatını kaybetmiş. Yine aynı yıl 12 Kasım’da Düzce’de meydana gelen 7.2’lik depremde 894 kişi hayatını kaybetmiş.
23 Ekim 2011 Van depreminde 601 kişi hayatını kaybetmiş. 24 Ocak 2020 tarihinde 6.8 şiddetindeki Elazığ depreminde 41 kişi hayatını kaybetmiş. Yine aynı yıl, 30 Ekim’de meydana gelen 6.6 şiddetindeki İzmir depreminde 116 kişi hayatını kaybetmiş.
Türkiye, 6 Şubat sabahı 9 saat arayla iki büyük depremi art arda yaşadı. 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde yaşanan deprem 10 ilde yıkıma sebebiyet vererek binlerce can aldı. Ölü sayısının günden güne artan bugünlerde ” yüzyılın felaketi” diye söz ediliyor…
Depremlerin sebep olduğu bütün bu yitip giden canlara karşı alınmamış tedbir bir ülkenin nasıl gelişmediğinin resmi kanıtıdır.
Hiç bir şey yapılmamış desem belki haksızlık etmiş olurum. Bazı şehirlerde yapılan kentsel dönüşümleri Okullarda düzenli olarak yapılan deprem tatbikatlarını göz ardı edemem.
Aynı zamanda Deprem bölgesi olan İstanbul gibi büyük bir şehrin deprem toplama alanlarının imara açılıp avm ile gökdelenler yapıldığında yazmadan geçemeyeceğim.
Yazımı çok fazla uzatmadan, Gelişmiş bir kaç ülkenin depreme karşı aldıkları önlemlerden söz edip yazımı noktalamak istiyorum..
Gelişmiş ülkeler, kullandıkları raylı, yaylı, germeli, sismik izolatörler gibi sistemleri kullanarak olası bir depreme karşı binaları yaparken önlemlerini ilk etapta alıyorlar. Bir deprem gerçekleşmesi durumunda ise, depremin boyutu ne olursa olsun, herhangi bir can kaybı yaşamıyorlar. Üstelik can kaybı yaşanmadığı gibi evler, iş yerleri ve çok katlı gökdelenler bile enkaza dönüşmüyor. Binaların rayların üzerine inşa edilmesini sağlayan sistem, binanın deprem anında yerkabuğundan bağımsız olarak ray üstünde hareket etmesini sağlıyor. Böylece bu sayede, binanın yer sarsıntısından en az etkilenmesi amaçlanıyor..
Japonya, Amerika, Almanya deprem işini çözmüş. Kimisi raylı, kimisi yaylı, kimisi germeli, kimisi sismik izolatörü vs. adlarla kurulan sistemler kullanarak 8.9 şiddetindeki depremlerde bile, can ile mal kaybı yaşamıyor. Söyleyeceklerim şimdilik bu kadar.
Yorumu siz okurlarımıza bırakıyorum.
Yorumlar kapalı.