Cep telefonları ile ilgili kullanıcıların en büyük şikayetlerinden biri de hiç şüphesiz ki şarj sorunu. Peki, uyurken telefonu prizde bırakmanın cihazın piline zarar verdiğini ve ömrünü kısalttığını biliyor muydunuz?
Telefonunuzun mümkün olduğu kadar uzun süre kullanılabilir olmasını istiyorsanız cihazınız özellikle şarjdayken kullanmamaya özen göstermeniz gerekir.
Şarj edilebilir piller zamanla yavaş yavaş kapasitelerini kaybederler (kullanmasanız bile). Düzenli kullanımın ilk yılından sonra kapasitenin düştüğünü fark edeceksiniz. Çoğu kişi için, iki yıllık sürenin ötesinde tek bir şarjla bütün bir günü geçirmek imkansızdır. Üreticiler, akıllı telefonların ömrünü “pil şarj döngüleri” aracılığıyla belirler. Şarj döngüsü, pilin yüzde 0’dan yüzde 100’e şarj edilmesi ve ardından yüzde 0’a kadar boşaltılması olarak tanımlanır. Beklenen şarj döngüsü sayısı, pilin belirgin bir şekilde kapasite kaybına uğramadan önce kaç tam döngüyü kaldırabileceğini size söyleyecektir. Şarj edilebilir teknolojinin çoğunda Lityum İyon (Li-İyon) piller kullanılır. Akıllı telefonlarda, buharlaştırıcılarda, dizüstü bilgisayarlarda ve hatta motorlu testerelerde bir tür Lityum İyon pil bulabilirsiniz.
Pilinizi düzenli olarak yüzde 80’in üzerine şarj ettiğinizde ve yüzde 20’nin altına düşmesine izin verdiğinizde piliniz en hızlı şekilde azalır. Cihazınız yüzde 50 şarjla en iyi şekilde çalışır. Pil ömrünüzü uzatmak için aşırılıklardan kaçının. Yüzde 100’e ulaşan kısmi şarj ve deşarjlar, tek bir tam döngü olarak sayılır. Yüzde 20 ila 80 arasında kısmen şarj edip boşaltarak, kapasitede gözle görülür bir düşüşe çarpmadan önce 1000 tam döngü veya daha fazlasını elde edebilirsiniz. Bu neredeyse üç yıllık günlük ücret anlamına geliyor.
Yatağa gittiğinizde telefonunuzun fişini çekin ve uyandıktan sonra şarj edin. Bu, sabah rutininiz sırasında, işteyken veya akşam televizyon izlerken olabilir.
Cihazınızın şarj edilmesi bir saat sürebilir ancak siz uyurken cihazınızı fişe takılı bırakmak, şarj cihazına daha uzun süre bağlı kalması anlamına gelir. Telefonunuzun pili aşırı şarj edilemez. Üreticiler bunu önlemek için önlemler alıyor. Ancak yüzde 100’e kadar şarj ettiğinizde, “damlama şarjı”, yani cihazınızın varsayılan olarak kullandığı enerjiyi telafi etmeye yetecek kadar ekstra enerji eklenir. Yüzde 100’e kadar şarj edip fişe takılı tutarak pilinizi aşırı kullanıyorsunuz ve onu ihtiyaç duymadığında enerji harcamaya zorluyorsunuz.
mkanınız varsa cihazınızı kesinlikle yastığınızın altında bırakmayın. Hava akışının olmaması yalnızca pilinize potansiyel zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda yangın riskini de artırır. Cihazınızı şarj olurken yüksek yoğunluklu aktivitelerde kullanmamalısınız. Gerçekçi olmak gerekirse, birçok insan bunu yapıyor. Bununla birlikte, bunu düzenli olarak yapmak onarılamaz hasarlara neden olabilir. Fişi takılıyken YouTube videolarını izlemek veya en sevdiğiniz oyunda bir sonraki seviyeye geçmek cazip gelebilir, ancak pilinizi olumsuz yönde etkilemeye değmez.
Cihazınızın sıcaklığını ve şarj yüzdesini izlemenin ötesinde, şarj etme sıklığını azaltarak pil ömrünü daha da uzatabilirsiniz. Daha az şarj, daha az döngü anlamına gelir ve bu da cihazınızın daha uzun ömürlü olmasını sağlar. Ekran zaman aşımı süresinin kısaltılması ve parlaklık ayarlarının düşürülmesi en büyük etkiyi yaratacaktır. Ayrıca çoğu akıllı telefon ve bazı dizüstü bilgisayarlarda pil tasarrufu seçeneği bulunur. Bunlar nadiren cihaz deneyiminizi olumsuz etkiler. Sanılanın aksine Bluetooth ve Wi-Fi’ye bağlanmak fazla pil gücü tüketmez. Ancak GPS ve Mobil Verilerin devre dışı bırakılması, çoğu cihazda tüketimi önemli ölçüde azaltabilir.
Yorumlar kapalı.