15 Mart 2011’de başlayan Suriye iç savaşından en fazla etkilenen bölge ülkelerinin başında gelen Türkiye, bu çok boyutlu sorunun siyasal, toplumsal ve ekonomik etkilerini sıcak biçimde yaşamaya devam ediyor.
Ülkelerindeki çatışmaların başlangıcından bu yana 13 milyon Suriyeli yerinden edildi. Milyonlarcası Türkiye’ye sığındı. Avrupa ülkeleriyle pazarlıklar yürütüldü, Türkiye’de “tutulmaları” için milyarlarca Avroluk anlaşmalar yapıldı. Bu paraların nereye harcandığı ise ayrı bir tartışma konusu oldu.
İlk Suriyeli göçmenlerin Türkiye’ye girişinin üzerinden yıllar geçti ve yıllar boyunca mülteciler konusu içinden çıkılmaz devasa bir sorun haline geldi.
Kamuoyunda Suriyeli mülteciler tartışması çok boyutlu sürerken son dönemde Afganistan’dan çok sayıda insanın göç ederek Türkiye’ye gelmesi, sığınmacı tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Ülke sorunları giderek çığ gibi büyüyor, cennet ülke cehenneme çevrilmiş resmen.
Demokrasi, insan hakları, yokluk, yoksulluk, işsizlik, sel ve taşkınlar, orman yangınları, yangınlara yetersiz müdahale, denizlere akıtılan zararlı fabrika atıkları, müsilaj, HES ve baraj sorunları, kadına-çocuğa uygulanan şiddete teşvik, Kovid-19 ve yetersiz Kovid-19 ile mücadele derken yeni bir göçmen krizi ile başımız belada.
Ülke şu an alev alev. Bir tarafı sellere teslimken bir tarafı da yangın yeri, insanlar cehennemi yaşıyor, hayvanlar, ağaçlar, börtü böceği, bitkiler kurudu-yandı-öldü. İnsanlar çaresiz bir şekilde bu olayları izlerken gözden kaçan önemli bir konu olan göçmen sorunları.
Ülkeye Afgan mülteci akını var, mülteci felaketi yaşanıyor.
4 Ağustos’ta Van’ın Çaldıran ilçesinde jandarma ekiplerince durdurulan bir tırın dorsesinde 300 kaçak göçmen yakalandı, 4 şüpheli gözaltına alınırken kaçak göçmenlerin 264’ü Afgan, 30’u Pakistanlı, 6’sı ise İranlı olduğu açıklandı.
Havasızlıktan ve açlıktan bitkin düşen göçmenler, olay yerine çağrılan 112 Acil Servis ekipleri tarafından sağlık kontrolünden geçirildi.
Kısa bir süre öncesinde ise Batman-Sason karayolunda devrilen bir minibüste tam 30 Afgan mülteci çıktı.
Her gün ülkeye binlerce mülteci giriş yapıyor.
Ülkenin neresine giderseniz gidin mülteciler ile karşılaşacaksınız.
5 milyon Suriyeli’den sonra yaklaşık 500 bin Afgan’ın ülkemizde olduğu söyleniyor. Bizler, vize almamıza rağmen yurtdışı ülkelerinde kapıda saatlerce bekletilirken ülkemize herkes kolayca girebiliyor.
Kadın, bebek, çocuk, yaşlı yok. Hepsi 20 ile 30 yaşlar arasında gençler ve bu yaş kategorisi ise ayrıca tartışılması gereken bir konu olduğunu düşünüyorum. Her gün gelmeye devam ediyorlar ve bu gidişle gelmeleri böyle devam ederse ülkemizdeki Afgan sayısı 1 milyonu bulabilir.
Bu basit bir göçmen sorunu değildir göçmen 300 bin-500 bin alınır ülkenin demografik yapısını değiştirecek şekilde milyonlarca insan kontrolsüz bir şekilde ülkeye alınmaz. Resmen ülkenin demografik yapısı değişiyor.
Ülkenin kuzeyi sellere ve taşkınlara teslim olurken, Güneyi yangınlara, Batısı Suriyelilere, Doğusuda Afganlara teslim olmuş durumda.
3 Ağustos’ta Diyarbakır’da Afgan ve Somalili göçmenler arasında kavga çıkıyor, kavgayı Suriyeli göçmenler ayırıyor, fazla söze gerek var mı?
Dünyanın en fazla göçmen alan ülkesi Kanada yılda 300 bin göçmen alıyor.
Türkiye 6 Milyon Suriyeliyi, yarım milyon Afgan’ı ülkeye yığdı, kayıt dışı mültecilerin sayıları da milyonlarca ifade ediliyor, 9 Milyon mülteciden bahsediliyor bu ülkede.
Göçmenlerin ekonomi üzerinde deki etkileri ayrı tartışılması gereken bir konu.
Şimdi utanmadan sanayiyi onlar ayakta tutuyor diyorlar. Ülkenin %30’u işsiz iken.
Göçmen mülteci ne dersen de vatandaşı olanı asgari ücret ile çalıştıracakken göçmen mülteci olanı haftalık 300-400 TL ile çalıştırılıp ülke vatandaşı işsiz bırakılıyor.
Ekonominin yanı sıra birde bu işin güvenlik boyutu var maalesef. Kimin Taliban üyesi kimin İşid, El-nusra yada başka cihatçı bir örgüt üyesi olduğu beli değil. Memleket için hizmet ettim diyerek kadın ve çocuklara tecavüz ederek sonra onları parçalara ayırıp yakan, kadın, çocuk, yaşlı demeden vatan millet naraları atarak katliam yapan, eline silah alıp yol kesip kimlik kontrolü yapan çete ve mafyaya dönüşen yapılarla bu ülkenin başı zaten beladayken ülkemizde birde kontrolsüz bir biçimde ülkeye göç eden yabancıların oluşturduğu yabancı mafyası da var artık.
İktidar ve ortağının yarattığı geleceksizlikten binlerce yurttaşımız Avrupa’ya göç ederken yerlerine ise Suriyeli ve Afganlarla dolduruluyor.
Ülke kötüye gittiğinde, umut tükenip, çaresizlik baş gösterdiğinde göç başlar. Göç bir sonuçtur ve doğru ele alınmadığında drama ve facialara dönüşür. Meriç nehrinin yuttuğu insanların sayısını bilmiyoruz bile ama Suriye ve Van ilimizin sınırlarından her gün binlerce Suriyeli ve Afgan’ın ellerini kollarını sallayarak ülkeye giriş yaptıklarını çok iyi biliyoruz.
Göçmen konusu, ülkenin bir numaralı sorunlarındandır ve acilen çözüme kavuşturulması gerekir yarın çok geç olmadan.
Yorumlar kapalı.