TEKEL’in özelleştirilmesinin ardından bu yana ülke tütüncülüğünde köklü dönüşümler yaşandı hep.
Piyasadaki bu dönüşümden en büyük darbeyi Doğu ve Güneydoğu’daki üreticiler aldı. Batman, Adıyaman, Muş, Bitlis, Diyarbakır’ın bir kısmı yoğun tütün alımı yapıyordu. TEKEL’in satılması ve yerli markaların ortadan kalkması ile büyük göç istatistiklerine bakıldığında TEKEL’in tamamen piyasadan çekildiği, 2009’da Adıyaman’dan sıra dışı bir göç yaşandığı görülmüştür. Tütün üreticiliğindeki düşüş köyden kente göçün en büyük tetikleyicisi oldu.
Tütün pamukla, mısırla, meyve ağaçlarıyla asla kıyaslanamaz bölge halkı için.
İhracatçıyken İthalatçı Olduk
Birincisi tütün ihracatçısı bir ülke iken şu anda dünyanın en önemli tütün ithalatçısı ülkelerinden biri olmuş durumdayız.
Türkiye’de tütün ürünlerindeki imalat sektöründe yabancı sermaye oranı yüzde 90’larda.
Ülkemizde sarmalık kıyılmış tütün üretimini hep vardı ama sigaradaki vergi ve dolayısıyla fiyat artışlarından kaynaklı, bu üretim artmıştır. En fazla artışın görüldüğü bölge ise Güneydoğu Anadolu Bölgesi olmuştur.
Son günlerde, özellikle kaçakçılık yasası haberleri ile gündem olan tütün sektörünün, TEKEL’in özelleştirilmesinden beri gündemden hiç düşmedi tütün.
Yetki Belgesi Zorunluluğu
Sarmalık kıyılmış tütün ticareti yasası 1 Temmuz da yürürlüğe girdi.
Yetki belgesi almadan tütün ticareti yapılamayacak.
Yetki belgesi almadan veya bildirimde bulunmadan tütün ticareti yapanlara 3 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası geliyor.
Sarmalık tütün ticaretine ve yerli tütün üreticisine hapis cezası öngören yasa 1 Temmuz’dan itibaren yürürlüğe girdikten sonra tütün üreticilerinin eylemleri de sürüyor.
Adıyamanlı tütün üreticileri, 1 Temmuz itibarıyla tütün satışına yetki belgesi zorunluluğu getirilmesini Adıyaman-Kahta kara yolunu trafiğe kapatarak protesto etti.
Yürürlüğe giren yetki belgesi zorunluluğu ile yetkisiz tütün ticareti 1 Temmuz’da yasaklandı. Kararı protesto eden çok sayıda tütün üreticisi, çiftçi, Adıyaman’da Malatya-Adana karayolunu trafiğe kapatıp eylem yapmıştı. Zaman zaman polis ile gerginlikler yaşayan tütün üreticileri, “Yasa geri çekilmeden veya yeniden düzenlenmeden geri adım atmayacağız” diyorlar.
5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda Kasım 2017’de yapılan düzenleme ile yetki belgesi almadan veya bildirimde bulunmadan tütün ticareti yapanlara 3 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası verilmesi yönünde düzenlemeye gidildi. Ancak kanunun uygulaması en son Haziran 2020’de çıkarılan yasa ile bir kez daha ertelenerek 1 Temmuz 2021 tarihine bırakılmıştı.1 Temmuz da yürürlüğe giren yasa bir anda ülkenin gündemine oturdu ve ülkenin gündemini daha uzun bir süre meşgul edeceğine benziyor.
Yine altı ay bu sürenin de uzatılacağı gündemde.
Tütün yasağını altı ay erteleme çözüm değil, gelin bu kentlerin temel geçim kaynağı olan tütün üretimini ve satışını yasallaştırın.
Bölge gençliği başta olmak üzere bölge halkının çalışma şevkini kırmayın!
Sarmalık tütün üreten on binlerce çiftçi kara kara düşünüyor.
Adıyaman’ın 3’te 1’inin tütün ile geçimini sağlarken, Malatya, Diyarbakır, Batman ve Bitlis’te de binlerce aile tütünden geçimini sağlıyor.
Tütün yasaklanırken üreticilere alternatif geçim kaynağı olabilecek bir üründe sunulmadı.
Tekelin Yanı Sıra Onlarca Sektör Özelleştirildi
Özelleştirme faaliyetleri, başta tarım olmak üzere yerel ekonomilerin küçülmesinden, altyapı sorunlarına kadar birçok soruna da sebep oldu.
Özelleştirilen kurumları yazmaya kalksak gazetemizin sayfaları yetmeyecek.
Enerji, Sanayi, Ulaşım, Limanlar, Sahiller, Kamu Arazileri, Bankalar, Tarım, Gıda, Sağlık, Şans oyunları çoğunluğu stratejik öneme sahip sektörler olmak üzere neredeyse her alanda özeleştirilmeye gidildi.
Bu haftaki işlediğimiz TEKEL ve geçen hafta işlediğimiz DEDAŞ sorunu bunu açık bir şekilde göstermeye yeter de artar.
Yorumlar kapalı.